Üstümü zaman kaybetmeden giyindim ve çıkarak namjoon' un odasına girdim, yanına giderek uyandırdım.
"Namjoon, kalk çabuk"
"Ne oluyor"
"Kalk, vakit geldi"
Kalkarak saçlarını dağıttığında kafasını salladı.
"Off"
Yataktan çıktı ve rahat kıyafetleri alarak giyindi, yutkundum.
"Sen küçük köyleri hallet, sınırdaki askerlere söyle harekete geçsinler, saklan ve ortaya çıkma"
"Savaşıcam-"
"Seni ortalıkta görürsem kendi ellerim ile seni öldürürüm"
"T-tamam"
Odadan çıktık, bahçeye indik ve kimsenin olmadığına emin olunca duvardan atladık, koşarak kasabaya indik ki bir kaç yeri yakmıştık.
Namjoon' a baktım.
"Saklan"
"Dikkat et"
Kafamı salladım ve onu ittim, ayrıldık ve ksabanın girişinde durdum, kimse yoktu, gerçi saat geç olmuştu.
Kenarıda duran ateşi kontrol ederek evlere, ağaçlara, çiçeklere attım ve yangının büyümesini sağladım.
İnsanlar çığlık atarak kaçıştığında sırıttım, her adım atışımda alevler yükselirken esen rüzgar işimi kolaylaştırıyordu.
Bütün kasaba ateşler içindeyken insanlar tek yerde toplanmış korkarak bana bakıyorlardı.
Gülerek onlara döndüm.
"Kralınız nerede? Ah yoksa uyuyor mu?"
Korkarak bir birlerine sığındıklarında ileride babamı ve askerleri gördüm, babam yanıma geldiğinde ona döndüm,elini omuzuma koydu.
"Aferin, iyi işti"
Güldüğümde ileride yoongi'yi görmem ile gülüşüm soldu, babama baktım.
"O benim"
"Nasıl istersen, askerler hazır olun"
Bağırdığında kalbim hızlandı, yoongi'nin önünde durduğumda gözleri sinir ve ihanet kırıntıları taşıyordu.
"Seni öldürmeliydim"
"Ah bunun için geç kaldın sevgilim"
"Kes sesini"
"Hmm susmak istemiyorum ama"
Güldüğümde siniri artmıştı, etrafa baktığında sadece yıkım vardı, arkasında olan taehyung'a döndü.
"Sağ olanları saraya götür"
Taehyung bir kaç asker ile birlikte gittiğinde jungkook kafasını salladı.
"Seni öldürmeliydik, sen sevgiyi ve yardımı hak etmiyorsun"
"Neyi hak ettiğim sana kalmadı, yerini bil"
"Asıl sen yerini bil"
Jimin öne geçtiğinde güldüm.
"Ne o chim aşkını mı koruyorsun, ne acınası"
Jin bana baktı ve kafasını salladı.
"Anlaşa bileceğimizi düşünmüştüm"
"Üzgünüm jin, işler istediğimiz gibi gitmiyor"
Kılıcını sıktığında yoongi' ye döndüm, gözleri git gide kararırken kılıcını çıkartarak attan indi.
Karşıma geldiğinde nefret dolu gözlerine baktım, sesi buz gibiydi ve yutkunmama neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope : Loss
Fanfiction"Sen kendine doğru mu diyorsun. Krallığımı yıkıp yaktın, şimdi kelleni alsam ne yapabilirsin ki?" "İsteseniz de yapamayacağınızı bilmemeniz ne komik kralım"