Yoongi' nin bedenini gömdüklerinde odadan çıkmamıştım, elimde olan saçlarını okşayarak öptüm.
"Sen sadece pisliksin, seni seviyorum"
Kıçkırıklarım arttığında başa jin geçmişti, krallığı o yönetmeye başladığında herkes kabullenmişti.
Bu oda da birinci ayım bittiğinde oda dan çıktım, jungkook kolumu tutarak bana baktı.
"Nereye"
"Yoongi'yi görmek istiyorum"
Jimin kafasını salladığında namjoon koşarak yanıma geldi.
"Hoseok"
"Yoongi ye götür beni"
"Gel"
Kolumu tuttuğunda ilerledik, saraydan çıkarak tepeye geldik, uzaklaştıklarında mezarın yanına uzandım.
"Seni çok özledim"
Derin bir nefes aldım.
"Keşke beni öldürseydin, bu kadar acı çekmezdim"
Rüzgar estiğinde güldüm, etrafa baktığımda kimse yoktu, sakladığım hançeri çıkarttım.
"Beni özledin mi sevgilim?"
Rüzgar sert şekilde estiğinde güldüm.
"O zaman bana kollarını aç ve sıkıca sarıl"
Hançeri hızla ve gözümü kırpmadan boğazıma geçirdim, neseflerim tükenmeye başladı ve vücudum mezarın üstüne düştüğünde büyük bir rahatlama hissettim.
Beni bekle sevgilim, yanına geliyorum.
Ayrı kaldığımız bütün o günleri telafi edeceğiz sevgilim.
/
Soonn ee nasıl dı?😁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sope : Loss
Fanfic"Sen kendine doğru mu diyorsun. Krallığımı yıkıp yaktın, şimdi kelleni alsam ne yapabilirsin ki?" "İsteseniz de yapamayacağınızı bilmemeniz ne komik kralım"