sevgilim ile aramı düzeltmek için Fransa'daki tarihi şatolarından birine gittik.
bir kararti gördüm çok tanıdık ve yanıma geldi ve dediki
"yıllar sonra seni buldum güzelim. ama bu nasıl olur." Diyerek gitti ve kaderim o değişti
Oda çok şık olmuştu yine aynı söyledi Prenses "Hazırım prens." Dedim yine elimi tuttu ve dışarı çıktık. Bu sefer farklı bir araba vardı. Kapımı açtı hızlı bir şekilde bindim oda kendi koltuğuna geçti. Yol boyunca ikimizde konuşmadık
"Geldik prenses." Dedi şık bir yere gelmiştik herkesin gördüğü bir yer değil ama gördüğüm en güzel yer.
İçeriye girdiğimiz anda şarkı çalmaya başladı pasta geldi volkanlar yandı.
"Doğum günü kutlu olsun prenses." Dedi benim Doğum günümdü bugün tamamen aklımdan çıkmıştı yada hiç kullanmadığı için
"Ben çok teşekkür ederim aras." Dedim ve hemen ona sarıldım gözlerim dolmuştu
"Ne demek prenses." Dedi ve ve oturduk "Hadi üfle artık ben pasta yemek istiyorum." Dedi benim vuran çocuk. Onu kırmadan pastayı hemen üfledim.
"Ben kesmeye gidiyorum." Dedi bir tane kız O sırada Asaf cebinden bir yüzük çıkardı. "Doğum günün kutlu olsun miram." Dedi çok sık bir yüzük verdi
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Arasın miraya verdiği yüzük
Yüzük o kadar güzeldiki dokunmaya kıyamadım
"Aras ben çok teşekkür ederim yani bana daha önce hiç hediye alınmadı nasıl tepki verebileceğimi bilmiyorum." Dedi ve yine sarıldım.
Günün sonuna gelmiştik hayatımda hiç olmadığım kadar mutlu olmuştum. Tam 2 saat sonra uçak biletim vardı başta kararlıydım ama onları nasıl bıraka bilirim ablamı Arası hiç olmasa bile onlara alışmıştım. Kendi iç sesim ile tartışırken aras araya girdi
"Neye karar verdin." Dedi sustum çünkü bende ne karar verdiğimi bilmiyorum.
"Daha emin değilim." Dedim biraz durdum ve devam ettim "Size çok alıştım. Ablamı yıllardır görmedim ve yine onu kaybetmek istemiyorum." Dedim ve sustum
Eve gelmiştik odama çıkıp olan şeyleri düşündüm ve bir karar verdim. Burda kalacaktım. O an sinir ile karar vermiştim şimdi mutlu iken karar veriyorum ama en doğrusu bu. Biraz daha müzik dinleyip uyudum.
Sabah kapı sesi uyandım. "Günaydın prenses." Dedi aras. Hala neden prenses dediğini bilmiyordum ama hoşuma gitmişti.
"Sanada günaydın." Dedim uykulu bir ses ile "Üstünü giyindi ve aşağı gel." Dedi aras sonra kapıyı kapatıp gitti. Elimi yüzümü yıkayıp üstümü değiştirdim saçlarımı topladım ve aşağı indim. Her zamanki gibi mutfağın yerini bulamamıştım.
"Yine karıştırdın sanırım." Dedi ablam "Galiba." Dedim ve onu takip ettim kocaman bir sofra hazırlanmıştı
"3 kişi için biraz fazla değilmi." Dedim yerlerine oturup öyle konuştular.
"Misafirlerimiz var." Dedi ablam bir kaç kişi servis yaparken dün partide gördüğüm kişiler gelmişti.
"Günaydın gençler." Dedi ablam misafirlere onlarda Günaydın diyerek yemeğe başladılar. Onlar sohbet ederken bende sessiz bir şekilde yemek yedim.
"Ben yiğit dünde görüşmüştük ama isimlerimizi bilmiyoruz. Biraz dışarıya çıkıcaz istersen sende gel." Dedi yiğit
"Nereye gideceğimize bağlı." Dedim "Ben sen yorulursun ve yapamazsın diye söylemedim haftanın belirli günlerinde spor yapmaya gidiyoruz." Dedi aras O kadar spor bilmeme rağmen beni küçük görmüştü.
"Olur bende sizinle gelirim." Dedim ve kahvaltıya geçtik yine oynarsınız konuştu ve ben sustum. Yemeğimi yipip odama çıktım ve üstümü değiştirdim siyah tayt ve siyah crop giydim saçlarımı at kuyruğu yapıp spor çantası hazırladım ve odadan çıktım. Herkes aşağıda beni bekliyordu.
Ben gelince herkes çıktı "Bek kendi arabam ile gelirim." Dedim ve arabaya yöneldim tam arabayı çalıştıracaktım aras ve yiğit bindi. Hiç bir şey demedim.
1 saat sonra
İstediğimiz yere varmıştık. Sonunda normal bir yere geldiğimizde sevinmiştim.
İçeriye girdik.
"Senin için burayı hazırlandık." Dedi yiğit eşyalar bakıp gülümsedim
"Sence bunlarla spor yapılırmı ama istersen sen kullana bilirsin." Dedim ve koşu bandının oraya gittim. Çalıştırıp koşmaya başladım arkadan bir ses geldi.
"Benim yerimde seninne işin var." Dedi kaba bir ses makineyi durdurup arkamı döndüm iri yapılı kaslı bir adam duruyordu karşımda onu görünce aras geldi.
"Burası sana denk değil süslü şey sen git şişe kaldır." Dedi sinirlenmistim kimse beni ayakları altına alamazdı
