0.1

5.5K 194 101
                                    

BÖLÜM ŞARKISI
Yaşlı Amca - İstanbul Beyefendisi

Yazardan
22.04.2001

"Büyüyünce bende senin gibi olacağım baba. Benim de omuzlarımda 3 tane yıldız olacak!" Mavi gözleri ışıl ışıl merakla omuzundaki rütbeleri inceleyen kızının saçlarını sevdi Murat. MİT personeliydi ama herkes onu Yüzbaşı olan normal bir asker sanıyordu. Yaklaşık 10 yıl önce bordo bereli olmak için girdiği sınavlar ve kurslarda komutanları onun yeteneğini fark etmiş ve hayatının teklifini yapmışlardı. Şimdi ise tüm Türk ülkelerinin katıldığı gizli bir proje üzerinde çalışıyorlardı.

Gizli projeyi bilen en düşük rütbeli askerdi, daha yeni Yüzbaşı olmuştu. "Ol babacığım, ol Ötüken bakışlım. Ol ki Türk kadınını dünyaya tanıt. Dağlara nam sal, göz göze gelmeye korksunlar. Senin daha çok yıldızın olsun. "

"Hayır! Kimse benden korkmasın. Sonra hiç arkadaşım olmaz!" Diye hüzünle mırıldandı küçük kız. Murat gülerek kızını kucağından indirdi. Daha 8 yaşında olmasına rağmen diğer çocuklara göre fazla iri bir kızdı, gök mavi gözleri vardı zaten adı da gözlerinden geliyordu, Mavi.

"Korksunlar. Korksunlar ki arkandan kuyunu kazmaya çalışmasınlar, korksunlar ki yanında duranlar gün gelip karşında durmasınlar." Murat, kücük kızının başının üzerine küçük bir öpücük bıraktı.

"Yarın gösterim var! Geleceksiniz değil mi? Hem abimlerin okulu da olacakmış! Ben en öndeyim beni görürler dimi?!" Kızının heyecanlı haline gülerek karşılık verdi.

"Geleceğim tabi ki babam. Hem göster bakayım nasıl yürüyeceksiniz orada?" Küçük Mavi heyecanla babasından biraz uzaklaştı ve önce hazır ola geçti ardından yaşına göre oldukça sert bir yüzle ve senkronize hareketlerle yerinde saymaya başladı. Sesini kalınlaştırmaya çalışıp "Sol! Sol! Sol sağ sol! Sol! Sol! Sol sağ sol!"

Askeriye koridorundan hafif yankıyla bir boğuşma sesi geldiğinde Murat "Aferin asker!" Dedi kızına gururla bakarak. Askeriye de 25li yaşlarında hala yürümeyi dahi beceremeyen dingiller vardı. Onun 8 yaşındaki kızı bir çok askerin yapamadığı şeyleri yapabiliyordu.

Mavi "Sağ ol!" Diye bağırdığında Murat gülümseyerek hızla yerinden kalktı ve kızını kucaklayıp kapıya ilerledi. Kapıyı açtığı anda ayaklarının dibine düşen Selim ile kaşlarını çattı.

"Yine mi kavga ediyorsunuz lan! Kreş değil burası aklınızı başınıza alın!" Dedi hafifçe bağırarak. O sırada koridordan geçen askerler irkilerek arkasına bakmış kendilerine bağırılmadığını anladıklarında arkalarına bakmadan kaçmışlardı. Oğuz iki yanında yumruk yaptığı ellerini aniden açıp babasının karşısında başını eğdi. Oğuz'da Mavi gibi aşırı beyaz tenli, sarı saçlı ve açık mavi gözlüydü, yeşil renkli tişörtünden görünen ensesi kolları ve yüzü kıp kırmısı kesilmişti. Selim daha çok babasına benziyordu ortanca cocuktu ve açık kumral saçları vardı yine aynı Mavi ve Oğuz gibi mavi gözleri vardı ama daha koyulardı.

Oğuz "Baba-" diyemeden Murat sinirle sözünü kesti. "Askeriyede olduğunuzu unutmayın! İkiz dingiller sizi yine niye kavga ediyorsunuz!?"

"Benim suçum yok baba yemin ederim, Oğuz bir anda saldırdı!" Oğuz sinirden koyulaşmış mavilerini Selim'e dikti. Yine yalan söylüyordu. "Yalan söylüyor baba! Bana sarı pipi diyip duruyor!"

KIDEMLİ ÜSTEĞMEN (DÜZENLEMEYE GİRDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin