I love you, ain't that the worst thing you ever heard

355 33 40
                                    

Chapter 11: I love you, ain't that the worst thing you ever heard

"Gerçekten gelmek istemediğine emin misin bak son kez soruyorum?" Chan tekrardan kafasını sağa sola sallarken ben de omuz silkip küçük baget çantamı koluma takmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Gerçekten gelmek istemediğine emin misin bak son kez soruyorum?" Chan tekrardan kafasını sağa sola sallarken ben de omuz silkip küçük baget çantamı koluma takmıştım. Pileli eteğim ve üzerindeki askılı kot ve üzerinde küçük taşlar bulunan üstle birlikte yakışmıştı. Üzerime ceket de almayı düşünmüştüm fakat bugün gereğinden fazla sıcak bir hava olduğu için akşam da tek bir yaprak bile kımıldamamıştı. Ben de esmeyen havayı fırsat bilip böyle bir kombin oluşturmuştum.

"Çıktım ben!" İçeriye seslenip ayakkabılarımı giydikten sonra telefonumu kontrol edip evden çıktım. Yan bahçeye baktığımda üzerindeki mini siyah elbisesiyle bana el sallayan Jiwoo'yu gördüm. Ben de ona geri el sallarken Jisung arkadan söylene söylene geliyordu.

"Sana bu kadar kısa giyinme demiştim. Doğru düzgün hareket bile edilmez şununla resmen." Kafasını sallayıp bahçeden çıkarken Jiwoo da ona göz devirmişti. Ben de orada dikilmek yerine yola çıkmış ve Jiwoo'ya övgüler yağdırmaya başlamıştım. Normalde birlikte hazırlanacaktık fakat yeni elbisesini sürpriz olarak göstermek istediği için ayrıydık bugün.

"Dediğinden bile güzel durmuş üzerinde!" Elinden tutup etrafında döndürdüğümde o da hafifçe kıkırdadı.

"Asıl sana üzerindeki çok yakışmış, bir ara isteyebilirim senden haberin olsun." ben de güldüm, "Sen iste benim tüm dolabım senin olsun."

"Tanrım Felix sonunda geldin deminden beri birbirlerini övüyorlar." Jisung abartılı bir şekilde kendini Felixin kollarına atarken biz de göz devirdik. Aynı anda gülen Felixle de göz göze gelirken gözleriyle baştan aşağıya beni süzdüğünü hissettim. Ben de onu aynı şekilde süzdüğümde Jisung'u üzerinden itip pantolonuna soktuğu kısa kol gömleğinin iki tane düğmesini açmıştı. Ben bakışlarımı kaçırırken ileriden gelen iki arabayla gözlerimiz de onlara dönmüştü. Gideceğimiz yer biraz uzakta kaldığından Hyunjin ve Changbin arabayla bizi aldıktan sonra topluca mekana geçecektik.

Kafasından bir türlü indirmediği Versace gözlükleriyle ön koltukta oturan Jeongin'in camını açan Hyunjin, "Hadi benimle gelecek olanlar gelsin." dediğinde Felix beni kolumdan tutup kapıya doğru yönlendirdi.

"Biz geliriz, hadi Nari." Ben de ona ayak uydurduğumda Jisung da arkada kolunu kardeşinin omuzuna atıp Changbin'in arabasına geçmişti. Arabaya yerleştiğimde Felixin de yanıma oturmasıyla Hyunjin dikiz aynasından bize bir bakış atıp arabayı çalıştırdı.

"Hadi bakalım eğlence bizi bekliyor." Yanındaki Jeongin şarkı seçerken onun bu dediğine sırıttı.

"Kız keseceğim demiyor da." Ben arkada gülerek onlara bakarken Hyunjin de omuz silkti.
Yanımdaki Felix de telefonla uğraşırken ben de telefonunmdan gelen bildirim üzerine bana Changbin telefonunu unuttuğu için hemen eve gidip döneceklerini mesaj atan Jiwoo'ya yanıt veriyordum.

cruel summer ★ lee felixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin