Merhabalar sevgili okurlarım. Artık eskisi kadar sık görüşmüyoruz biliyorum ve bu maalesef böyle devam edecek. Lütfen sizi sevdiğimi unutmayın. Eğer şarkıyı başlatmak istiyorsanız tavsiye ettiğim yerde başlatın. İyi okumalar...
Eliot ve Azra oturmuş kitaplardan bahsederken Evre ve Meriç çoktan sınıfa gelmişti. Arkadaş grubu onları cam kenarındaki sıralarından seyrediyordu.
Evre, "Biz becerdik bu işi." Dedi ve kızlara güldü.
Meriç, "Sohbet etmeleri güzel bir şey fakat tam olarak oldular mı? Ne oldular bilmiyoruz." Dedi.
Efser, "Böyle sıcak bir sohbette olmak bile güzel bence."
Meriç gülümseyerek Efser'e baktı. "Senin şu aşırı romantik hallerin beni öldürüyor canım."
Tam Efser cevap verecekti ki Tuğrul sınıfa bir hışımla girdi ve Aziz'in yanına orta son sıraya gitti. Sınıftaki herkesin gözü artık onların üzerindeydi. Sessizce bir şeyler konuşuyorlardı ama sinirli oldukları belliydi. Zil çalana kadar hiddetli ama sessiz konuşmaları devam etti ve en sonunda Aziz'in ağzından şu sözler döküldü:
"Siktir git söyle o zaman! Git konuş! Adam yerine koyacaklarsa sen geç yerime! Ben razıyım! Hadi!"
Evre gülerek Meriç'e kısık bir sesle, "İt dalaşı." Dedi. Fakat Tuğrul ve Aziz bu söylediğini duymuştu.
Tuğrul, Evre'nin üstüne hızla yürürken Aziz ve Ömer onu yaka paça sınıftan attılar. Aziz tekrar sınıfa döndüğünde sınıf arkadaşlarına üstten bir bakış attı.
"Bundan sonra bu sınıfta bir daha kavga çıkmayacak! Sevsek de sevmesek de birbirimize katlanacağız!"
Meriç, "Yani bunu en başta yapmanız gerekiyordu. Şimdi işler boka sardı. Adama demezler mi aklın yeni mi başına geldi diye?"
Aziz derin bir nefes aldı. "Arkadaşlar bakın sınıf öğretmenimiz bizi bıraktı yeni gelen Edebiyat öğretmenine kakaladılar! Kadına dün rezil olduk ya! Bugün 2 saat dersi var gelecek herkes ondan özür dileyecek kavgaya karışan karışmayan herkes özür dileyecek, ben de dahil!"
Azra, "Aziz haklı ve müdire bile bizim sınıfı bıraktı olaylar ciddi."
Efser saçlarını düzeltirken sordu. "Ne olabilir ki?"
Aziz, Efser'e baktı ki ona bakmaya zorlanıyordu çünkü ona baktığında kalbinde bir ağırlık hissediyordu.
"Sınıfı dağıtabilirler ki emin olun bu işlerine gelir."
Evre, Aziz'i onaylar şekilde kafasını salladı. "Tamamdır. Çenemi kapalı tutacağım ama senin tayfandan herhangi bir kimse benim arkadaşlarıma sataşmayacak."
Aziz, "Tamam ben de aynı şekilde seninle herhangi bir tartışmaya girmeyeceğim."
Sınıfta olan diğer kişiler çıt çıkarmadan olanları izliyorlardı. Aslında bu da bir hataydı çünkü duyarsız olmak da suç işlemeye benzerdi.
Sınıfın aralık kapısı açıldı içeriye Gökhan Hoca girdi. Dudaklarını sol yukarıya doğru kıvırdı. Bu hareketi gözlerinin kısılmasına sebebiyet vermişti. Bunun anlamı ise "hayırdır?" İdi.
"Hocam sınıfla bir anlaşmaya varıyoruz yani problem yok." Dedi Aziz.
Hoca elindeki anahtarları şakırdatıp sınıfa bakış attı. "Mağaradan çıkış diyorsunuz yani." Dedi.
Sınıftan kimseden çıt çıkmıyordu. Hoca sınıfın kapısını sonuna kadar açıp gitti.
Azra, "Tüm okulla can ciğer olan hocayı bile küstürdük. Harikayız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MEDUSA'NIN GÜNAHI
Teen FictionEfser, Evre, Eliot ve Meriç on yedi yaşında liseye giden dört arkadaştır ama hayatın zorlukları ve akranlarının zorbalığı yüzünden ne kadar çevrelerine belli etmeseler de içlerine kapanık gençlerdir. Bu lise çağındaki dört arkadaşın çevresinde geliş...