1.9

8.9K 567 40
                                        

Selammm, naber?

Biraz geciktim kusura bakmayın.

Bu bölüm normal o yüzden yorumlarınız benim için çok önemli. Lara'nın neler yaptığından çok düşüncelerine ve hislerine odaklanmaya çalıştım.

Bölüm 711 kelime umarım size yetebilir. Yapabilirsem bir bölüm daha atıcam ama emin değilim.

Ara verdiğim bit kitabımı yarın yeniden yayınlamaya devam edeceğim için son düzenlemeleri yapmam lazım. Bu arada onlarında okursanız çok sevinirim.

Neyse ben yine çok uzattım size iyi okumalar...

Lara Ateş'den

Bazen istemediğimiz hatalar ya da tesadüfler şansa dönüşebiliyordu. Bunu son 1 ay içinde iyi anlamıştım. Birden hayatına girdiğim adamın beni mutlu edeceğini bilmiyordum. Hoş bilseydim de inanmazdım.

Ben belirli bir arkadaş grubu olan kendiyle ilgilenmeyi seven bir kızdım. En azından babamı kaybetmeden önce öyleydi. Babam gittikten sonra aynı olamamıştım. Evet, hala sosyal biriydim ancak içimde durmadan akmak isteyen gözyaşlarıyla da savaşıyordum.

Bir mesaj beni gülümsettiğinde akmayan gözyaşlarım kendini geri çekiyordu. Sadece adını ve yaşını biliyordum ancak ona güveniyordum. Bir nedeni yoktu, bir nedene ihtiyacı da yoktu. Varlığıyla bile güven veriyordu.

Onun sayesinde yüzüm gülüyordu şu an mesela. Ağlamaktan harap olmuşken sesimi dahi duymadan anlıyordu beni, nasıl yaptığı hakkında bir bilgim olmasa da. Bir çikolata aşığı olduğumu dahi hatırlaması içimi ısıtıyordu adeta.

Bir özlem dolu mesajla ona ulaşmam çok farklıydı ancak o beni sorgulamak ya da engellemek yerine iyi olup-olmadığımı sorduğunda anlamıştım hayatımda yer edeceğini. Belki o mesajdan sonra hiç konuşmayacaktık ancak onu sorması bile onu unutulmaz yapmaya yeterdi.

Türk asıllı olması ise ayrı bir ironiydi. Bu da şans mıydı bilmiyordum ancak birinin hayal gücü olduğuna emindim. Çünkü bazen gerçek gelmiyordu. İngiliz olan bir İstanbul beyefendisi? Bu sınırların ötesindeydi, her anlamda.

Yüzüme çarptığım soğuk suyla düşüncelerimden ayrıldığımda birazda olsa ayılmıştım. İyki gözlerim şişmemişti. Hızla ihtiyaçlarımı giderip kısa bir duş aldım. Siyah bir takım giydim. Saçlarımı serbest bıraktığımda ellerimle düzelttim. Mutfağa girip hizlıca bir sandiviç hazırladığımda zorlanarakta olsa yedim. Midem çikolata ve dondurma ile doluydu ancak kahvaltı etmezsem gün kötü başlar die bir inancım vardı, babamdan bulaşmıştı.

Babam çalıştığı şirkette annem gittikten sonra 3 yıl içinde ard arda terfiler almıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Babam çalıştığı şirkette annem gittikten sonra 3 yıl içinde ard arda terfiler almıştı. Son anına kadar orada çalışmıştı. Genel müdürdü benim babam, ünlü bir yazım şirketinde. Babamın tasarladığı yazılımlar için mirasına düzenli olarak para eklense de kullanmak içimi acıtıyordu. Annem ise sırf bunlar için benimle iletişime geçmişti. O kadının var olduğunu unutmak istiyordum.

Gece uyurken ona hep yanımda olacağını söyleyen annemin sabah uyandığımda beni terk edişiyle yüzleşmiştim. O sıralar babam da evde değildi. İş için o ve çoğu arkadaşı şirkette sabahlıyordu. Çok iyi hatırlıyordum o günü. Zihnimden hiç silinmemişti. Ev telefonu ile saatlerce onu aramış cevap vermesini beklemiştim, vermemişti. Babamı arayamamıştım çünkü o çalışırken telefon kullanamazdı. İşini tehlikeye atmak istememiştim. Çünkü o işine aşık bir adamdı.

Gece yarısı eve uykulu şekilde girdiğinde ben hala telefonun başında bekliyordum. Annemi aramıştı gözleri, sonra bana bakmıştı benden sonrada telefona. Tekrar bana döndüğünde dağınık saçlarımda gezinmişti bakışları ardından çıkarmadığım pijamalarıma solmuş yüzeme en sonunda uğradığında söylememe gerek kalmadan anlamıştı.

Gözlerini kapatıp beklemişti bir süre belki de rüya gördüğünü düşünmüştü. Açtığında gözlerini manzara değişmemişti. Sıcacık gülümsemesi yüzünde yer bulmuştu, saniyeler içinde. Gelmişti yanıma, çökmüştü önüme ellerimi tutmuştu. Kocaman elleriyle.

“Aç mısın canımın içi?” diye sorduğunda ağlamıştım saatlerce, koynunda.

O acısını içine gömdüğünde bir daha dokunmamıştım o telefona, uyuyamamıştım günlerce babamda gider diye. Oysa 12 yaşımdaydım. O günden sonra adını anmamıştım mesela. Babam ise daha çok çalışmıştı, karşılığını da almıştı. Ama yine de beni kendinden mahrum etmemiş, hep yanımda olmuştu.

Yanağım ıslandığında hızla sildim. Kendime çeki düzen verip evden çıktığımda asansöre binmiş otoparkta inmiştim. Şirket arabamı hemen hazır etmişti zaten, buraya geldiğimde. Arabama binip yeni iş yerime doğru yol aldım.

Her şeye rağmen bugün güzel olacaktı, hissediyordum.

Arabayı park ettiğimde Eric’e geldiğimden bahsetmiş, bana şans dilemesini istemiştim. Birkaç dakika içinde cevap gelse de yerime geçmeden cevap vermek istememiştim. Çünkü verirsem konuşma uzardı ve benim patronumu görmem gerekiyordu.

Odasına girdiğimde kahverengi, düz saçları omuzlarında olan ve yine kahverengi gözleri ile bana bakan Bayan Marsis ile heyecandan bayılacağımı sandım. Gülerek ayanıma geldiğinde tokalaştık. Samimi gülümsemesi ile çok güzel bir kadındı. Üstündeki beyaz elbise vücudunu kusursuz gösteriyordu. Bu kadının 50 küsürlerde olduğuna emin miyiz?

“Lara hoş geldin. Seni şirketimizde görmek gurur verici.” Türkçe konuşması ile onunda Türk asıllı olduğunu hatırladım.

“Hoşbuldum.” diyerek cevabımı kısa kestim. Sol omzumu sıvazladı eliyle.

“Sen yerleş sonra tekrar konuşuruz. Uzun zaman sonra kendi milletimden biri gördüm, rahat bırakmam seni.” dedi heyecanla. Enerjisi kesinlikle bulaşıcıydı. Samimiyetle gülümsedim ona. Tam asistanına seslenecekti ki odaya giren adamla sustu. O adam Eric’di, Eric Marsis.

O Eric’in adaşıydı. Hatta tek bildiği modeldi. Aklıma onun düşmesiyle kendime gelmeye çalıştım. Oğlunu yanımıza çağırmasıyla beni tanıtmıştı.

“Oğlum bu Lara artık bizimle çalışacak.” dediğinde başıyla anladığını belirterek karşıma geçmişti. Annesinin kopyasıydı adeta. Kahverengi düz saçları ve gözleri kemikli yüzüyle modelliğini haykırıyordu adeta. Benden 30 cm falan uzundu. Elini uzattığında gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Gerçekten yakışıklıydı.

“Merhaba, ben Eric. Tanıştığımıza memnun oldum.”

Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir. Bu kitap için ilk defa normal bir bölüm yazdım ve değişik hissettirdi.

Yazım hatam falan varsa lütfen belirtmekten çekinmeyin. Dediğim gibi ben de sizinle öğreniyorum.

Görüşürüz...

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın seviliyorsunuz ♡

Instagram: elasu-gr

MISS YOU... /TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin