Selamm, naber eriklerim?
!! Lütfen okuyun!!!
Öncelikle bölüm kısa ancak ben zaten bunu bilerek atıyorum. Çünkü zihnimde oluşan bölüm burada bitiyor.
Zaten iki bölüm atıyorum ve hala yetmeyeceğini düşünüyorsam üçüncüyü de atıyorum. Bana haksızlık etmeyin.
Bende bir okuyucuyum ve kitap bölümleri ne kadar uzun olursa olsun yetmiyor. Bunu anlıyorum ancak kolay yazılmıyor ve ben kendim için söylüyorum ki once kendim okuyorum sonra arkadaşıma okutup tekrar tekrar okuyurum ki özensiz bir bölüm ortaya çıkmasın.
Gerçekten uzun bölüm isteminizi anlasamda onun yerine kitapla ya da karalterle ilgili düşünce ve önerilerinizi okumak istiyorum.
Bu benim ilk texting kitabım ve normalde romantik kitap yazmayan biriyim. Elbette zorlanıyorum ama deniyorum. Sizin de beni anlamanızı umuyorum.
Şimdi iyi okumalar...
Siz: Eric, naber
Eric: iyi güzelim sen
Siz: seni özledim...
Siz: hem fransaya neden gittin ki
Siz: senden başka model mi yok
Eric: güzelim işim ya bu benim
Siz: ama eseni giderken de göremedim
Siz: sabah bi kalktım ki acil gitmen gerektiğini yazdığın bir mesaj var
Siz: üç gündür yoksun ve çok az konuşuyoruz
Siz: sana alışmakta ne kadar yorucuymuş ya
Eric: ndsgnsdog
Eric: biliyorum ama defilede bana ihtiyaçları vardı
Eric: annemi de kıramazdım
Siz: biliyorum
Eric: güzelim sana birazdan dönsem?
Siz: olur
Eric çevrimdışı
Telefonu bırakarak arkama yaslandım. Yorulmuştum ama onunla konuşmakta iyiy gelmişti, döndüğünde kesinlikle trip atmalıydım. Masanın üzerindeki tasarımıma son ir kez daha göz atıp dosyanın içine koydum. Artık son hali güvendeydi.
Smokin olarak düşündüğüm tasarımım günlük ve şık bir takım elbiseye dönüşmüştü. Tasarımımı özel kılan markamızın sınırlı üretimde yapmasıydı. Bu sıralar hepimiz fazla yoğunduk çünkü defileye az kalmıştı. Hem sadece biz değil bir çok şirket sektör fark etmeksizin yoğunluk yaşıyordu.
Her mevsim başlangıcı markalardan beklenen yenileme bizi yoruyordu. Her şeye rağmen işimi seviyordum. Ege manyağı gibi işkolik olmasam da bence çalışmakta uygun şartlar altında güzeldi. Ege buraya geleli bir hafta olmuştu ve her ne kadar benim için gelmiş olsa da patronunun ricası üzerine buradaki ortak şirketleriyle toplantılar yapmaya başlamıştı. Bu yüzden genellikle evde vakit geçiriyor sohbet ediyor, film izliyor bazen de eskisi gibi beraber uyuyorduk. Pazar günü gidecekti yani günümüz vardı, en azından cumartesi günü beraber takılabileceğimizi düşünüyordum.
Telefonuma mesaj gelmemesiyle ayaklandım. Eric 3 gün önce Fransa’ya acilen gitmesi gerektiğini yazdığı bir mesaj atmış ve ben daha onu göremeden ülkeden ayrılmıştı. Şirketin ikinci en büyük şubesi Fransa da olduğu için en az bizim kadar yoğundular.
Eric'in varlığını hızla alışmıştım ve bu hiç hoş değildi. Gerçi ben onunla mesajlaşırken dahi onun varlığına alışmıştım. Onu özlemiştim.
Çalan kapımla düşüncelerimden sıyrılmıştım. Boş boş ayakta dikildiğimi yeni fark etmiştim sözde dosyayı teslim etmeye gidecektim. Açılan kapı ile o tanıdık beden karşıma çıkmıştı. Gelen kişi Eric’di.
“Güzelim?” diyerek kapıyı kapatmış bana kollarını açmıştı. Bir an olsun gerçekliğini sorgulasam da hızla kollarının arasında yer bulmuştum. Başımı göğsüne yaslarken o da hafifçe eğilerek başını boynuma gömüştü. Bunu her sarılmamızda yapması boynuma zaafı olduğunu düşündürmeye başlamıştı. “Özlemişim” diye mırıldandığını duysam da tepki vermedim.
Kokusu burnuma hücum edip her hücreme işlerken benim de onu ne kadar çok özlediğimi fark etmiştim. Sadece üç günde bu kadar özlemem normal değildi. Başımı kaldırdığımda yüz yüze gelmiştik.
“Ne zaman geldin?” yüzümdeki gülümseme yerini korurken büyük bir merakla sormuştum. Belimdeki elleri yerini korurken beni kendine yaslamıştı. Benim ellerim ise omuzlarında duruyordu.
“Annem yakalamasaydı konuşmamız biter bitmez yanında olacaktım.” sitemle söylediklerine kıkırdarken boynuma bıraktığı öpücükle donup kalmıştım.
“Gülmesene, direkt yanına gelmek istiyordum.” diyerek bana kızdığında dahi onu tam anlamıyla anlayamıyordum. Deli gibi atan kalbim ve duran beynim ile tepki veremiyordum. İçimde varlığını hissettiğim isimsiz duygular tekrar canlanırken midemde oluşan kasılmalar bu duygulara kanıt oluyordu.
Ve galiba ben bunun anlamını biliyordum.
Ben aşık olmuştum.
Evettt, ben kaçar ama önce yeni kitap kapağımız için instagram daki ankete katılmayı unutmayın seviliyorsunuz ♡
Instagram: elasu-gr

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MISS YOU... /Texting
Nouvelles*Kitap Türkçedir Siz: seni özledim 0527**: kimsiniz? . . Seni terk eden annenin hatırladığın numarasına mesaj atarsan ve attığın kişi türk asıllı bir ingiliz model olursa? . üstelik onun aile şirketine çalışmak için başvurmuşken