Dara'nın evinde biraz daha oturduktan sonra evime geçmiştim. Mezuniyetime bir hafta kalmıştı ama ben hâlâ hiç bir hazırlık yapmamıştım. Oflayarak oturduğum yerden kalkıp dolabıma ilerledim. Biraz kurcaladıktan sonra giyecek hiç bir şey olmadığını gördüm. At yalanı si, kes sesini. Alışverişe çıkmalıydım. Hemde hemen.
Ertesi sabah erkenden hazırlanıp evden çıktım. Bir kaç mağazaya girdikten sonra beğendiğim parçalarla eve doğru ilerledim. Şu mezuniyet işi olmasaydı kıyafet yerine kitap alacaktım. Artık bir daha ki aya kalmıştı.
Evin kapısını açarken yukardan gelen merdiven inme sesleriyle başımı oraya çevirdim. Gelen Dara idi.
"Selam, alışverişten mi?"
"Evet, mezuniyet için."
"Yalnız mı gideceksin?"
"Öyle görünüyor."
"Bence görünmüyor." Anlamsızca ona baktım.
"Eğer istersen seninle gelmek isterim."
"Ben isterim,yani seninle gitmeyi."
"Sen bana tarihi ve saati mesaj atarsın."
"Numaran?"
"Ah, doğru. Telefonun," Elimdeki telefonu ona uzattım. Numarasını yazdıktan sonra kendini aradı ve numaramı kaydetti.
"Şimdi gitmem lazım sonra görüşürüz."
"Görüşürüz." O gittikten sonra eve geçip aldığım eşyaları yerleştirdim, kendime güzel bir kahve yapıp yumuşak koltuğuma kuruldum.
Dara'ya nereye gittiğini bile soramamıştım. Acaba bu saatte nereye gidiyordu? Gerçi çok geç değildi ama yinede hava kararmaya başlamıştı. Yatağıma gitmeye üşenmiştim o yüzden koltukta rahat bir pozisyona geçip gözlerimi kapattım.
Bir hafta çabuk geçmişti ama Dara bu süreçte hiç eve gelmemişti. Ona saati mesaj atmıştım ama geri dönüş yapmamıştı. Aradığımda ise iyi olduğunu tam saatinde orada olacağını söyleyip kapatmıştı. Az kalmıştı ama hâlâ ortalıkta yoktu. Acaba başına bir iş mi gelmişti? Tam onu tekrar aramak için telefonuma uzanmıştım ki kapı çaldı. Neredeyse koşarak kapıya gittim ve açtım.
"Bekletmedim umarım." Beyaz bir gömlek ve pantolon bir adama bu kadar yakışmamalıydı.
"Tam vaktinde." Duraksadı ve gözlerini elbisemde gezdirdi,
"Çok, çok güzel olmuşsun."
"Sende çok iyi gözüküyorsun." Gülümsedi.
İçerden çantamı alıp evden çıktım. Beraber aşağı indik. Kapıda siyah bir Audi duruyordu.
"Bu araba senin mi?" elini ensesine attı.
"Evet"
"O zaman neden otobüse biniyordun?"
"Tamirdeydi."
"O kadar zaman?"
"Sadece ilk gün. Sonrasında seni gördüm. Otobüse binmeye devam ettim."
"Sen, sen nasıl bir adamsın böyle." Kalbim teklerken arabaya yöneldim.
Arabanın kapısını benim için açtı. Ön koltuğa oturdum. o da yanıma yerleşti ve arabayı çalıştırdı.
Bölümlerin kısa olduğunu biliyorum ama zaten bu dünyamızda çok uzun bir serüven değil.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Seviliyorsunuz🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞARKILARIMDASIN
General Fiction"Teşekkür ederim" "Kabul etmedim." "Ne?" "Böyle kuru kuru olmaz" "Anlamadım?" "Bir şarkı söyle"