"aramaya çalışıyorum
yeterince uzun zamandır kendi başımayım
belki bana nasıl sevileceğini gösterebilirsin"sabahın erken saatleri, taehyung evdeki ilk gecesinden sonra kendi odasında uyumaya başlamıştı. alarmın birkaç kez çalmasıyla sabahın erken saatlerinde uyanmak zorunda kalan taehyung yastığına sarılarak başını iyice yatağa gömdü. daha sonra gözlerini birkaç kez kırpıştırdıktan sonra yataktan kalkmaya yeltenmişti ki bir anda kapısı tıklandı ve ardından kapı açıldı.
tabii ki gelen kişi jungkook'tu.
"taehyung, uyandın mı?"
taehyung, jungkook'u görür görmez yataktan kalkarak oturur pozisyona geçti, gözlerini hafifçe ovuşturmaya başladı ve henüz yeni uyandığından dolayı boğuk çıkan sesiyle mırıldandı.
"evet jungkook, yeni uyandım. günaydın."
"günaydın." dedi jungkook, yataktan kalkarak dolaptan kıyafet seçen taehyung'u izlerken. taehyung'un alarmı birçok kez çalmıştı ve her seferinde kapatıp uyumaya devam ettiği için jungkook gelmişti onu uyandırmaya. en azından hâlâ uyuyor olduğunu düşünmüştü fakat o çoktan kalkmıştı bile.
"seni işe bırakmamı ister misin?"
taehyung kıyafet odasının kapısından sadece kafasının bir kısmı görünecek şekilde jungkook'a baktığında oldukça sevimli görünüyordu. alnına dökülen sarı tutamları ve yeni uyandığı için henüz kızarık olan gözleri çok hoştu ve jungkook da bu görüntüyle hafifçe gülümsemiş, kollarını göğsünde birleştirerek taehyung'un giyinik bir şekilde geri dönmesini beklemeye başlamıştı.
"işleriniz yok mu ki, boş yere vaktinizi çalmayayım."
"sen vaktimi çalabilirsin, sorun yok."
taehyung dudaklarını birbirine bastırdıktan sonra teşekkür amaçlı başını eğdi ve giysi odasına döndü yeniden. o üzerini değiştirirken jungkook'un söylediği her cümleye anlam yüklememeye çalışıyor, sadece nazik davrandığını düşünmek istiyordu. jungkook ise taehyung'un yatağının yanındaki komodinin üzerinde duran fotoğraflara bakıyordu.
çocukluk fotoğrafı olduğunu düşündüğü fotoğrafı eline alacağı sırada telefonu çalmaya başladı. havada kalan elini cebine atarak arayan kişinin kim olduğuna baktıktan sonra reddetti. çünkü arayan kişi sekreteri liana'ydı. onu daha sonra da arayabilir ve konuşabilirdi.
ardından taehyung takım elbiseyle giysi odasından çıktığında jungkook'un dikkatini çekmiş, onu baştan aşağı süzmesine neden olmuştu. taehyung'un yumuşak görünümlü ve hafifçe gözlerinin önüne gelen sarı tutamları, siyah takımla birleşince göze güzel geliyor, hatta parmaklarını saçlarında gezdirme ihtiyacı hissediyordu.
son zamanlarda yaşadığı duygu değişimine anlam verememişti, daha doğrusu anlam vermek istemiyor, büyüyü bozmamak için direniyordu.
bu sırada taehyung, üzerini silkelemiş saçını da düzeltmişti. ilk gününde diğer herkes gibi sade bir takım giymektense ceketine birkaç tane ufak çiçek de takmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
loving you right
Fanfictionsevgilisi için kore'den fransa'ya gelen taehyung, monsieur jeon'la beyaz evlilik yapmak zorunda kalır.