bi arkadas duzyazımı begenmiyomus
o yuzden bu bolum duzyazı keyifli okumalar canım^^"aydınlık ve karanlık
beni sert ve yumuşak tut"sabah olmuştu. gün ışığının sıcaklığı tenine değen taehyung, gözlerini yavaşça açmaya çalıştı. tüm bedeni ağrıyordu, bir süre hareketsiz kaldı bu yüzden. jungkook onunla güzelce ilgilense de saatler süren sevişmelerinin ardından hep bitkin düşüyordu.
gözlerini hemen açmadan yatağın diğer tarafına attı elini, jungkook'u arıyordu her zamanki gibi. bugün günlerden neydi bilmiyordu ama okula gitmek istemiyordu. onu yanında istiyordu çünkü böyle zamanlarda hassaslaşıyor, jungkook'un işe gitmek yerine onunla ilgilenmesini, sarılıp öpmesini istiyordu.
eli umduğunu bulduğunda gülümsedi, gözlerini açtı kırpıştırarak. jungkook uyanmamıştı henüz. o da çok yorulmuş sanırım diye düşündü taehyung. normalde saat yedide çoktan uyanmış, alt kattaki salonda sporunu yapmış, hatta birlikte kahvaltı yapmaları için geri dönmüş olurdu. fakat bugün o da taehyung'un yanında olmak; onu kendinin kıldığı, her bir zerresini doldurduğu anlardan sonra taehyung'a ihtiyacı olanı vermek istiyordu. ki bunu layıkıyla yapıyordu da.
taehyung elini çekmeye bile uğraşmadan parmaklarını jungkook'un karın kaslarında gezdirmeye devam etti. üzerinde hiçbir şey yoktu jungkook'un, çünkü seviyordu gece boyu tenlerinin birbirine değişini. bu evliliğin gerçeğe döndüğü ilk an bunu yeterince belli etmişti, hiç sahte hissettirmemişti taehyung'a. her seferinde samimi davranmış, iyimser yaklaşmıştı ona karşı.
kalbini kolayca hızlandırmasının sebebi de buydu; onu dosdoğru seviyordu.
işaret parmağının ucunu jungkook'un beyaz teninde gezdirirken yanında uzanan bedenin kasıldığını hissetti. gözlerini hemen jungkook'un henüz yeni açtığı gözlerine çıkardı. yeni uyanmasına rağmen kendisine gülümseyerek bakan eşiyle taehyung da gülümsedi. jungkook'sa karın kasları üzerindeki eli bileklerinden tutarak dudaklarına çıkarmış, minik bir öpücük bıraktıktan sonra bileğindeki tutuşunu sıkılaştırarak kendine çekmişti taehyung'u.
"güzeller güzeli eşim uyanmış mı?"
"hmhm, senden önce uyandım ben."
jungkook, taehyung'u kendine çektiğinden dolayı yapışan üst bedenlerini görmezden gelerek mırıldandı anladığını ifade eden bir sesle. ikisi de alışmıştı jungkook'un erkendep kalkıp gitmesine ama bugün öyle olmamıştı. bu sefer biraz tembellik yapmak istemişti eşiyle, ki bu hiç onluk bir hareket değildi. her zaman önceliği iş olmuştu, bazen izin bile kullanmayıp işe gidiyordu. her şeyi kendi hallediyordu fakat şimdi tek önceliği taehyung'tu.
ona zaten geç kalmışken bir de bunun için pişman olmak istemiyordu.
"uyandın ve ben uyurken eşim neden uyuyor mu dedin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
loving you right
Fanfictionsevgilisi için kore'den fransa'ya gelen taehyung, monsieur jeon'la beyaz evlilik yapmak zorunda kalır.