"beni en kötü halimde sev
seni zar zor tutunurken seveceğim"[tw] adult content
3 yıl sonra
"jungkook, biraz yavaşlar mısın? bir yere yetişmeye çalışmıyoruz."
"tamam bebeğim."
jungkook dikiz aynasından taehyung'u kontrol ederken eşinin haklı olduğunu bildiğinden hiçbir şey söylemeden yola odaklanarak arabayı sürmeye devam etti. arabadalardı şu an, göç idaresinden eve dönüyorlardı. bugün taehyung adına gerekli belgeleri halletmiş, fransa vatandaşlığını almak için başvuru yapmışlardı nihayet. oradaki müfettişlerin izlenimlerinden ise hiçbir şekilde beyaz evlilik yapmadıklarına, bunun normal bir evlilik olduğuna dair birtakım dönütler almışlardı.
aslında beyaz evlilik yapmışlardı. sadece sonrasında evlilikleri gerçeğe dönmüş, birbirlerine çok fena aşık olmuşlardı ama bunun dışarıdan birinin anlaması zordu elbette. anlaşılmasın diye epey uğraşmışlardı başlarda, ki sonlara doğru rol değil doğaçlama yapıyorlardı.
"bu akşam seni yemeğe çıkaracağım." dedi jungkook direksiyonu sağa çevirirken. akşam için güzel planları vardı. taehyung'a sürpriz yapmak istediğinden sadece bu kadarını söyleyebiliyordu şu an.
"bana fikrim sorulmuyor mu artık, gerçekten evliyiz diye centilmenliği bırakacak mısın?" dedi taehyung dudaklarını büzerek torpidodan su şişesini alıp kapağını açarken. jungkook ise bu sırada tek eliyle direksiyonu çevirip evlerinin yoluna doğru girdi. "belirsizliği sevmediğini biliyorum ve şunu yapalım dediğimde her zaman son sözün sende bittiğini de sen biliyorsun...o yüzden itiraz hakkın her zaman var balım." dediğinde taehyung içip kapağını kapattığı suyu koltuğunun kenarındaki boş bölmeye koydu. haklıydı, her zaman ne isterse olmuştu bugüne kadar.
jungkook, benim olan her şey aynı zamanda senin demişti ona.
"şu tatlı dilin yok mu, beni her zaman ikna ediyor. söylenecek bir şeyler bulamıyorum. sinir bozucusun jungkook jeon."
"bu tatlı dilim daha birçok şey yapabiliyor, biliyorsun. seni sinir etmeyi seviyoruz."
jungkook cümlesini bitirdikten sonra evin önünde arabayı durdurup hemen yanındaki bedene döndü. sarışın olan gözlerini art arda birkaç kez kırptıktan sonra ona yanakları hafif kızarmış bir şekilde bakıyordu. olur olmaz yerlerde söylediği arsız cümleler kalbinin teklemesine, birden ateş basmasına ve soğuk soğuk terlemesine sebep oluyordu. buna henüz alışabilmiş değildi. çünkü jungkook'un böyle cümleleri kurarken ona olan bakışları, sesinin derinleşmesi ve dokunuşlarının sertleşmesi taehyung'u her seferinde ilk karşılaşmalarıymış gibi heyecanlandırıyordu.
"eve girelim mi? daha akşam için hazırlanacağız."
"bu sabah erkenden işlerimiz var diye sporumu yapamadım, bana katılmak ister misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
loving you right
Fanficsevgilisi için kore'den fransa'ya gelen taehyung, monsieur jeon'la beyaz evlilik yapmak zorunda kalır.