20.Bölüm

104 11 1
                                    

Elfesya annesinin mehir olarak aldığı çiftlikte uzun bir uykuya dalmıştı uyandığı zaman welat ağanın dediklerini düşündü onunda kendine göre yapacakları vardı önceliği annesinin intikamıydı bu sebeple bir evlilik sözleşmesi hazırlamıştı telefonu açıp babasını aradı bawer hemen açmıştı
-Nerdesin elfesya!
Diye sertçe çıkışmıştı elfesya sesinin en soğuk tonuyla
-Ben güvendeyim merak etme geç olmadan da İstanbula git
-Neler oluyor elfesya ne dedi sana welat!
-Bi anlaşma yaptık sen oraları merak etme ben dayımla hallederim işlerine ara verme en yakın zamanda dön İstanbula
Deyip telefonu kapatmıştı bawer ilk defa elfesyayı böyle görüyordu bu sorunu çözmesi gerekiyordu fakat istanbulda önemli bir toplantısı olduğu için iki saat sonra dönmesi gerekiyordu robarla uzun uzun konuşarak elfesyaya göz kulak olmasını tembihleyip gitmişti geri dönecek diye elfesyaya haber vermemişti
Elfesya çok güçlü bir kızdı fakat artık yorulduğunu hissediyordu telefonunu alarak welatı aramıştı
-Teklifini düşündüm ve kabul ettim
-Buna mecburdun zaten
-Sana mecbur değilim bu yüzden bir evlilik sözleşmesi hazırladım
*Sessizlik
-Orda mısın?
-Peki yarım saate alıcam seni bakalım neymiş bu sözleşme
-Peki...
Elfesya sözünü tamamlayamadan telefon suratına kapanmıştı
Sinirle telefonu koltuğa bırakıp welatın gelmesini beklemişti
Beklerken dünkü yorgunlukla uyuyakalmıştı kapının kırılırcasına çalmasıyla uyandı yerinden doğrularak kapıyı açmaya kalktı
-Kır kapıyı bide Allah'ım sen benim aklıma mukayyet ol diye söylenerek kapıyı açmıştı ki welat sinirle içeri girmişti
-Bilerek yapıyorsun değil mi?
-Neyi?
-Tam tamına 19 dakikadır kapıdayım
-Uyuyakalmışım sende bir zekilik yapıp arayabilirdin
-Telefonuna da bakmanı öneririm
Deyip salona geçmişti elfesya telefonunu aldığı Zaman gördüğü 54 cevapsız aramayla şok olmuştu
-Aslında o kadar derin uyumam
-Dün gece uyumazsan böyle olur
-Bi saniye sen benim uyumadığını nerden biliyorsun
-Her neyse bir kağıt zımbırtısı göstericektin
Elfesya gözlerini kendisini dinlemeyen adama devirerek çekmecede bulunan kağıdı welatın önüne uzatmıştı
Welat büyük bir titizlikle okuyordu okumayı bitirince güçlü bir kahkaha atmıştı
-Bunlar mıydı?
Deyip elfesyaya gözlerini kilitlemişti
Ah elfesya güzelsin fakat safsın
Ne yani ordan bakılınca düşman ailenin kızıyla sonsuz bir evlilik mutlu huzurlu bir yuva isteyen birini görüyorsun
-Kabul edeceksin yani
Welat elindeki kağıdı ortadan ikiye ayırarak
-Bunlar zaten olucak şeyler fakat senin çalışma meselen hariç
-Peki sen söyle welat ağa ordan bakılınca düşman ailenin oğlunun evinde onların geçimi altında yaşayabilecek birine mi benziyorum!
-Buna mecbursun ben elaleme düşman ailenin kızını aldı ama bide ırgat gibi çalıştırıyor demem
-Elalemin ağzı torba değil ki büzesin welat ağa
-Pekala fikrini neden değiştirdin elfesya çok kararlıydın
-Bu bir süreliğine olacağı için ne senin mahçup olmanı ne de ailemin mahçup olmasını istemedim
-Zekice fakat kurnazlık yatıyor umarım elfesya bunun altında yatan bişey yoktur yoksa...
-Yoksaa...
-Orasını düşünmek bile istemezsin
-Ne yaparsın sende beni mi öldürürsün!
Welat büyük bir öfkeyle ayağa kalkarak
-Emin ol bunu yaparım diye kükredi
Ve arkasına bakmadan hızla kapıyı çarparak çekip gitti
-Senin elfesyaya gücün yetmez welat ağa diye mırıldandı elfesya...

Aradan iki saat geçmişti ki Roza aramıştı elfesyayı
-Elfesya?
-Efendim Roza?
-Neredesin?
-Çiftlikte
-Şey müsaitsen beni almaya gelir misin?
-Nerdesin?
-Okuldayım seninle konuşmak istediklerim var
-Tamam sen konumu at ben çıkıyorum şimdi
-Tamam

Benimde biraz hava almaya ihtiyacım vardı diye söylenerek hazırlandı ve arabasına binerek okulun yolunu tuttu okulun kapısının önünde bekleyen rozaya yönelecekken tam çaprazında bitişen adamı görmesiyle durakladı adımlarını oraya atarak adamın arkasında durdu birini izliyordu evet o rozaydı
-Afran ağa!
Afran ağa irkilerek arkasına döndüğü sırada tedirgin olmuştu
Elfesya çalan telefonunu kapatarak
-Sen rozayı dikizliyorsun!
-Ne alaka?
-Gözler yalan söylemez Afran ağa hayırdır
-Ne yaptığım seni zerre kadar ilgilendirmez küçük hanım!
-Benim ne yaptığım seni pek ilgilendirmişe benziyordu
-Ah evet konu welat olursa ilgilendirir
-Konu Roza olursa ilgilendirir o zaman
-Saçmalamayı kes lütfen hiç yakışmıyor sana sen geleceğini düşün derim sana pek zorlu yollar seni bekliyor olucak inan bana eminim welatın teklifini kabul ettin çünkü babanın zarar görmesi hiç içten olmaz öyle değil mi
-Küstah şey! Bawer ağayı hiç tanımıyorsun bellki hiç husumetin olmamış yoksa böyle rahat mı konuşurdun bana baksana sen inan bana Bawer ağa bu söylediklerini bir bilse seni 81 parçaya bölerek tüm ülkeye tek tek kargolar anlıyor musun büyük konuşmamanı tavsiye ederim
-Bawer ağa bizi tanımıyor özellikle afran ağayı istersem herşeyi elde edebilirim hatta rozayı bile
-Bu işte bir iş vardı zaten ya bu ne özgüven patlaması rozaya kendini ifade dahi edemezsin sen
-Emin misin?
-Elbette
-Gidelim mi yanına
-Sonra mahçup olma
Afran ağa kafasını sallayarak okula doğru yürürken elfesya arkasından hayretle onu izledi
-Merhaba Roza!
-Buyur afran ağa
-Estağfurullah elfesyayla yolda karşılaştık sanada bir selam vereyim dedim
-Sebep ne ola ki?
-Ah Rozacım afran ağa seninle tanışmak istiyor
Roza öyle bir gülmüştü ki okul çıkışında bekleyen herkes onlara dönüp bakmıştı
-Ne dedin elfesya afran ağa benimle tanışmak mı istiyor hangi sıfatla
-Bu ne laubalilik kötü bir niyetim yok
-Tabi ya sizin kötü niyetlerin sonu ölümle bitiyor değil mi
-Roza!
-Dur elfesya ben zaten kaç kere afran ağa tarafından takip edildiğimi fark ediyordum da üstüne varmıyordum şimdi içimi dökebilirim
Bir kere afran ağa sen herşeyden önce kendini beğenmişin tekisin
Afran ağa kollarını birbirine dolamış Rozayı izliyordu
Ve dünyanın senin etrafında döndüğünü sanan bir zavallısın
-Zavallı!
Aynen ayrıca sen kimsin ki robar Ağa'nın kızına aşık olacaksın haddin varmı böyle bir teşebbüse
Elfesya rozanın söyledikleri ile kahkadan kırılmıştı afran ağa Rozaya bakarak
-Öyle mi
-Dahasıda varda
-Seni kendime mecbur ederim büyük konuşma Miroğlu
-Kes sesini sen kim köpeksin be
Elfesya çalan telefonuna bakarak Roza annen arıyor
-Sen konuş bende şuna son bişey söyleyeyim gidelim
Elfesya kafasını sallayarak telefon konuşmak için arkasını dönmüştü ki rozanın çığlığı ile hızla döndü afran ağa rozayı omzuna almış gidiyordu
-Afran ağa dur!
Afran ağa dinlemeyerek rozayı arabaya kilitlemişti bile elfesya koşarak yanlarına gelince araba çoktan uzaklaşmıştı elfesya kendi aracına binerek afran Ağa'nın arkasından takibe başlamıştı
Afran ağa arabada kendi kendine söyleniyordu
-Ben istediğimi alırım demiştim
Deyip arkada duran rozaya bakmıştı ki Roza çarpmanın etkisiyle bayılmıştı
-Bunu yapmayı istemezdim fakat buna sen zorladın diye söylenerek arabayı son sürat sürmeye devam etti
Elfesya ise kendi içinde şimdi dayımı arasam soylarını kurutur bı daha kan davasından çıkamayız diyor bi yandan kime haber vereceğini bilmezken aklına gelenle gülümsemişti
Aradığı kişi açmıyordu sinirle telefonu bırakmıştı ki welat aramıştı
-Ne var elfesya toplantıdayım
-Welat senin bu beyin yoksunu arkadaşın afran rozayı kaçırdı
-Ne nerdeler şimdi
-Arabayla takip ediyorum dayımı arasaydım olacakları tahmin edilebilmektesin değil mi bu işi derhal çöz dayımı aramaya mecbur bırakma beni deyip welatın yüzüne kapatmıştı
Welat la havle çekerek afranı aramıştı
-Efendim welat
-La beyinsiz ne yaptığını sanıyorsun
-Kimse benimle öyle konuşamaz
-Ne konuştunuz bilmiyorum ama robar duyarsa ölürsün
-Umrumda değil
-Peki bende gelicem seninle
-Aslında gelsen çok iyi olur senin şu manyak karı takipte
-Gideceğin yerin adresini ver
Afran ağa adresi vererek kapatmıştı
Uzun bir süre sonra geldikleri yer ıssız bir dağ eviydi
Roza uyanmış rahatlıkla koltuğa kurulmuştu
-Fazla rahatsın
-Fazla canına susamışsın
-Aynen aynen
-Yani babamın beni aramayacağınımı sanıyorsun
-Robardan korkmuyorum
-İyi bizde ölümden korkmayan bir cesurun ölümünü izlerizz
-Çok konuşma in hayde
Roza indiği sırada elfesya da inmişti
-Deli misin sen hadi roza gidiyoruz
Afran ağa silahını çıkararak sıkıysa gidin diye bağırmıştı
-Roza gel korkma bişey yapamaz
Afran ağa havaya iki el ateş etti
-Benimle uğraşma elfesya deyip Rozayı alarak içeri girmişti elfesya mecbur arkalarından gitmişti ki kapının kilitli olmasıyla duraksadı
-Roza iki dakika sonra babanı aricam merak etme içinden sayarak merdiven başına oturmuştu ki gelen araba sesiyle ürktü ayağa kalkarak beklemeye başladı geleni görünce derin bir nefes aldı
-Tam dayımı arıyordum
-Kendimizde halledebiliriz çocuk gibi sürekli bir ebeveyne ihtiyaç mı duyarsın?
-Seni kendime mecbur ederim dedi senin çok bilmiş afran ağan
-Delikanlı adamın damarına basarsan babasını dahi tanımaz
-O zaman delikanlı olmaz her neyse kapıyı kilitlemiş
-Aslına bakarsan gitmeyip beklememiz daha iyi
-Daha neler
-Cidden elfesya sevda nedir bilmez birisin sen
-Ne alaka şimdi?
-Afran benim çocukluktan beri dostum ve iki senedir Rozaya aşık yaşı küçük, okuyor, benim düşman ailemden diye hep içinden büyüttü sevdasını ama geceleri Roza diyerek uyanışlarına bir ben şahidim o yüzden kendini ifade etmesi için bu güzel bir fırsat
-Ne fırsatı ya ne kadar severse sevsin Roza sevmez afranı babasının bir gururu var
Deyip kapıya doğru yönelmişti ki welat kolundan tutup kendine çekince çarpışmışlardı welat burnuna dolan bahar kokusuyla sertçe yutkundu ve hızla geri çekildi ömrü boyunca böyle bir koku duyumsamamıştı elfesyanın şaşkın bakışları arasında arkasını dönüp derin bir nefes aldı elfesya neye uğradığını şaşırır bir vaziyette beklemeye karar verdi
Öbür taraftan afran ağa Rozaya dönmüş
-Tamam Miroğlu sadece son kez beni dinle inan çıkmayacağım karşına
-Konuş çabucak sesine tahammülüm yok
-Sesime tahammülün mü yok Miroğlu benim içimde ki evini yerini bir görsen gerçek seni sorgularsın aşk öyle bir lanetki senin seçmene izin vermiyor seni okuldan çıkarken gördüm o gün hafif bir rüzgar vardı ve saçların önüne düşmüştü o kadar tatlı gözükmüştün ki saçlarını yüzünden çekerken içimde ılık bir rüzgar esmişti silkeledim kendimi sana bakarken o benim canım kanımın düşmanının kızı dur kalbim dedim kapattım gözlerimi ve çekip gitmek istedim ama ayaklarım kımıldamadı istemedim seni sevmeyi Miroğlu istemedim seni uzaktanda olsa izleyip aşkına hasret gidermeyi ama
Afranın sesi gittikçe yükseliyordu
Ama söz geçiremedim kalbime gözüme engel olamadım anlıyor musun anlamazsın Miroğlu sen sadece hayatı masallardan ibaret sanan insanları dışardan yargılayan bu masalın masum prensesisin öyle mi
Sen aşk nedir bilir misin Miroğlu
Sen rüyalarını süsleyen insana dokunamamayı bilir misin Miroğlu
Sen zarar gelir korkusuyla uzaktan bakmaya yetindin mi Miroğlu
Sen arkadaşına sevda uğruna ihanet ettin mi Miroğlu
Rozanın gözleri dolmuştu afran devam edecekken
-Yeteeerr!
Diye bağırdı
Aç kapıyı lütfen
Afran ellerini saçlarına götürerek bir ileri bir geri geldi
-Pekala git Miroğlu seni kalbimin sahipsiz mezarlığına gömücem
Deyip kapıyı açmıştı Roza çıkacakken dönüp afrana baktığında gözündeki akmaya hazır bulunan yaşa takıldı ve hızla dışarı çıktı
Elfesya rozanın çıktığını görünce hızla yanına ulaştı
-İyi misin?
-Elfesya gidelim dedi titrekçe
Elfesya rozanın kolundan tutarak arabaya bindi welat ise kapıda durmuş afranın çaresizce uzaklara dalışını izledi
-Afran kalk hadi
-Git welat yüzüne bakmaya yüzüm yok
-O ne söz aslan
-Düşman kızına aşığım dost dediğin ihanet etmez
-O benim düşman kızım senin değil
-Sen demek ben demek değil mi welat!
Welat afranın önünde durarak hızla sarıldı
-Aşıcaz bu günleri
-Güzel günler görelim welat yeter ne zaman acının gözyaşının sevda acısını yaşamadığımız bir dünya gelecek
-Seni sevecek afran dönsen uğruna ölecek kadınlar var
-O başka welat o başka en iyisi sen bilirsin beni
Welat daldı uzaklara
Afran ayaklanarak dışarı çıkmıştı her iki adamında yürek yangınları vardı
Roza arabada suskun ve düşünceliydi
-Ne oldu Roza?
-Bişey yok
-Pekala anlatmak istersen dinlemek için burdayım
Roza zoraki gülümseyerek düşüncelere daldı afranın sesi kulaklarındaydı
-Ne güzel sevmiş aslında ne de masumca diye mırıldandı
Kendi ve vicdanı arasında muhakame arasındaydı Roza hiç başkasının ağzından aşık olunduğunu duymamıştı
Eve vardıkları zaman ezo kapıda onları bekliyordu
-Nerdeydiniz?
-Kahve içmeye gitmiştik yenge
-Hele öyle olsun dayın yukarda düşünceli
-Yarın konuşurum onunla yenge
-Rozam neden bu denli suskunsun
-Hı efendim anne diye düşüncelerden sıyrıldı roza
Ezo şüpheyle kızına bakarken
-Deneme sınavım biraz kötüydü diye geçiştirdi Roza ve gözlerini kaçırarak odasına kaçarcasına çıktı ardından elfesya soru yağmuruna tutulmamak için giderken
-Ben yemem bu numaraları anlatmanızı beklicem diye seslendi ezo
Elfesya içeri geçip kendini yatağa bırakıp tavanı izlerken babasından mesaj gelmişti bunu önemsemeyip yatakta dönmüştü ki gelen bildirim sesiyle iç çekip tekrar almıştı ama bu sefer mesaj welattandı
-Yarın ......... Buraya gel anlatmam gerekenler var
Elfesya yazacakken vazgeçmişti ne diye boşuna çağırmış olacaktı herşeyi bir kenara bırakıp kendini uykuya bıraktı yan odada uykuları kaçan genç bir kızdan habersiz....

Çok uzun oldu biliyorum ama durumlar bunu gerektirdi
Sizce welat niye çağırdı
Roza neden düşünceli
Afranın aşkını nasıl buldunuz
Düşüncelerinizi anlatır mısınız?
Bide lütfen okunma görüyorum vote ve yorum yok arkadaşlar vallahi emek kokuyor buram buram hani çok zor değil bir yıldıza basmak bişey kaybetmiyeceksiniz birinin bile o desteği nasıl bir güç bir bilseniz nolur desteklerinizi esirgemeyin lütfen 🤍
Sizleri seviyorum ailemm...

Sen Benden Gittin GideliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin