Taehyung'un Jungkook'tan gelen mesajı okuyup numarasını engellemesinin üzerinden 2 gün geçmişti. Zaten son zamanlarda gereksiz iletişime geçiyorlardı ve buna gerçekten hiç gerek yoktu.
Montunu ise yalnızca bir kez giydiği için yıkama gereği duymadan geri vermek üzere bir poşete koymuştu. Ancak Jungkook'un iki gündür okula gelmemesi yüzünden bir türlü verememişti. Taehyung içten içe meraklansa da Jungkook'un kötü imajı ve Jimin'in de etkisiyle hemen düşüncelerinden uzaklaşıyordu.
Taehyung öğle arasında okul bahçesinin kullanılmayan kapısından kimseye gözükmeden atlayıp dışarı çıktı. Formasının kolunda sakladığı tek dal sigarasını içip hemen geri gidecekti. Pantolonunun ceplerini yoklayıp bulduğu çakmakla ateşledi sigarasını. Etrafa bakınarak içtiği sırada kendisine seslenildiğini duydu.
"Hey Taehyung" kafasını köşesinde durduğu duvardan ileriye uzattığında Namjoon'u gördü.
"Namjoon, beni korkuttun."
Namjoon geçen sene Taehyung'la aynı sınıftaydı dolayısıyla yakından tanışıyorlardı.
"Ne yapıyorsun burada?"
"Sigaraya kaçtım sen?"
"Ben de" Namjoon parmakları arasında tuttuğu sigarasını kaldırdı yukarıya doğru. Ardından konuşmaya devam etti.
"Seninki gelmiyor ne zamandır."
"Benimki?" Taehyung Namjoon'a anlamsız bakışlar atarken o hiç duymak istemediği ismi duydu.
"Jungkook'u diyorum."
"Namjoon, o nereden benimki oluyor tam olarak?" Sinirlendiği huysuzlaşan sesinden anlaşılıyordu.
"Geçen gün montlarınızı değişmişsiniz herkes onunla takıldığını konuşuyor."
"Ne saçmalıyorsun?" Taehyung yalnızca ortasına kadar içebildiği sigarayı yere attı Namjoon'a doğru yürürken.
"Manitacılık mı oynuyorsunuz?"
Taehyung parmak uçlarından saç diplerine kadar yandığını hissetti. Namjoon'un yakasından kavrayıp duvara ittirdi.
"Ağzından çıkanlara dikkat et!"
Namjoon da hiç zorlanmadan Taehyung'u geri itti.
"Bana niye kızıyorsun oğlum herkes konuşuyor."
Taehyung harbiden şaşkındı. İki gündür okula geliyordu ancak kendi hakkında konuşulduğunu hiç duymamıştı. Üstelik Jimin de böyle bir şeyden hiç bahsetmemişti. Okulda en ufak şeyden bile haberi olurdu onun. Taehyung iyice huzursuzlandı. Adının Jungkook'la anılması bu dünyada isteyeceği son şey bile değildi.
Geldiği yolu aynı şekilde geri dönerken tek dilediği Jimin'i bulmaktı. Önce sınıfına baktı. Orada bulamayınca tuvaletleri dolaştı. Arkadaşını bulamadığı her dakika daha da sinirlenirken bulunduğu tuvalette yüzünü yıkamaya karar verdi.
Jungkook kimle takıldığı belli olmayan umursamaz herifin tekiydi. Hakkında çıkan dedikodulara bile aldırmıyordu. Taehyung ise öyle değildi. Önceliği her zaman dersler olan, odak noktası olmaktan her zaman kaçınan kendi halinde biriydi. Onun Jungkook'la anılması bir felakete yol açardı.
Kafasını az önce kollarını koyduğu lavaboya vurdu. Bu hatayı nasıl yaptım dedi kendi kendine. Nasıl izin verdim sınırlarımı geçmesine, nasıl heyecanlandım montunu giyince? Aptal. Tam bir aptalım diye geçirdi içinden.
Yüzünü kaldırıp aynaya baktığında berbat gözüküyordu. Jungkook'u mahvetmek istiyordu. O gerizekalı sevimli suratına bir tane patlatmak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hold Me Tight /Taekook
General FictionTaehyung, yalnızca senin kokun beni tamamlıyor. Acele et ve sarıl bana... High School Semekook