5 {İyisin, hoşsun, bir yokuşsun}

293 29 8
                                    

Jeongguk'un okula gelmediği Taehyung'un ise burnundan geldiği 1 haftanın sonuna gelmişlerdi. Pazar günüydü ve Taehyung odasında pencereden dışarıyı izliyordu.

Taehyung okuldan kaçıp Jeongguk'un evine gittiği gün öğretmeni babasını aramıştı. Bu hiç iyi olmamıştı tabi ki. Kendisine pahalıya patlayacağını tahmin ediyordu ancak olayın bu kadar büyüyeceğini düşünememişti. Babası artık ona harçlık vermiyor tabiri caizse köpek gibi davranıyordu. Belki köpeğe bile daha çok merhamet ediyordur diye düşündü kendi kendine.

Zaten araları hiçbir zaman iyi olamamıştı. Annesi onları bırakıp gittiği günden beri renk kalmamıştı hayatlarında. Annesi giderken tüm renkleri de beraberinde götürmüştü.

Babasıyla hiçbir zaman sevememişlerdi birbirlerini. Babası hiç okşamamıştı mesela Taehyung'un başını ya da bir kez oğlum dememişti. Belki de diyememişti bilmiyordu. Taehyung onun hayatında bir yük gibi olduğunun farkındaydı. Ve daha fazla yük olmamak için iyi bir üniversite kazanıp sonrasında da defolup gitmek istiyordu.

Sevilmek, takdir edilmek, merhamet hissetmek gibi beklentileri yoktu artık. Ya da kendisi öyle olduğunu zannediyordu. Yoksa Jeongguk'un en ufak bir sevgi kırıntısına bile çizgisinden çıkıp aptalca davranacağını da sanmazdı.

Oturduğu yatağa uzandı. Tavanı izlerken cebinde beş kuruş kalmamış olmasını düşünüyordu. Neyse ki Jimin vardı. Ona biraz borç verebilirdi.

Jeongguk ise ayağını daha iyi hissettiğinden yarın okula gitmeyi düşünüyordu. Taehyung'u en son kendisini pataklamaya geldiği gün görmüştü. Sonrasında mesaj atmayı düşünse de bundan vazgeçmiş okulda en yakın arkadaşı olan Hoseok'a neler olduğunu sormuştu. O da Namjoon'la aynı sınıfta olmasından dolayı olanlara hakimdi kısaca özet geçti arkadaşına.

"Öyle olmuş işte. Ee sen yarın geliyor musun?"

Demek adın benimle yan yana geçti diye bu kadar öfkelendin ha Taehyung diye düşündü Jeongguk. Bunu hesabını sana sormaz mıyım dedi.

"Geliyorum. Hoseok, Taehyung nasıldı peki?"

"Berbat. Bir sorunu var sanırım ama bilmiyorum. Onu tanıyorsun kimseye bir şeyini anlatmaz."

Harbiden de öyleydi. Taehyung'u birkaç yıldır tanıyordu ama sorsan ne ailesini tanırdı ne başka bir şeyini bilirdi. Esmer oğlan sır küpü gibiydi.

"Ben alacağım onun derdini tasasını okula bi geleyim de"

Hoseok güldü. Jeongguk'un bu hallerini iyi bilirdi. Okula geldiğinden beri birlikte çok iyi arkadaşlık kurmuşlardı. Arkadaşı geldiği andan beri Taehyung'la ilgileniyordu. Hoseok ne yaptıysa vazgeçirememişti Jeongguk'u. Ancak Taehyung'un yüz vermemesi hatta yokmuş gibi davranması yüzünden Jeongguk da ümidi kesmiş önüne gelenle eğlencesine takılmaya başlamıştı. Ta ki son sınıfta aynı sınıfa düşene kadar. Jeongguk'un ket vurduğu hisleri, güzel oğlan önüne oturduğunda burnuna dolan temiz kokusu yüzünden kendini geri hatırlatmıştı.

İki arkadaş telefonu kapattıklarında 'ulan Taehyung, canımı alıyorsun da haberin olmuyor' diye içinden geçirdi. Yarın okulda ona en güzel sözlerini söylediğini hayal ederek uykuya daldı.

•••

"Günaydın Taehyungie" Jeongguk yüzüne hasret kaldığı oğlanı sınıf kapısından içeri girdiğini görür görmez şakıdı.

"Yemin ederim hayat buymuş Taehyung. Hayat senin yüzündeymiş. Ben bir haftadır yaşamıyormuşum." Yeniden konuştuğunda sınıftan birkaç kişinin bakışları onlardan tarafa dönmüştü. Jeongguk umursamadı.

Hold Me Tight /TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin