Taehyung içi içini yiyerek oturduğu koltukta daha fazla duramadı. Odasına çıkıp şarja taktığı telefonunu aldığı gibi arkadaşını aradı. Kararsızlığına son vereceğine inanıyordu. Birkaç çalıştan sonra telefonu açıldı.
"Efendim Taehyungie" Jimin'in uykulu sesi duyulduğunda Taehyung ne diyeceğini bilemeyip heyecanlandı.
"Jimin, ne yapıyorsun?"
"Film izliyorum. Sen?"
"Oturuyorum."
"Ne alaka, Jeongguk'un yanına gitmeyecek miydin?"
Taehyung bundan tabi ki Jimin'e bahsetmişti. Aralarında geçen en ufak detayı bile anlatıyordu. Jimin'in Jeongguk'u sevmediğini biliyordu ama anlatacak başka kimsesi de yoktu.
"Gidemiyorum ki"
"Nasıl gidemiyorsun?"
"Jimin, ben hata mı yapıyorum?" Taehyung duraksayarak sorduğu sorunun cevabından korkuyordu.
"Taehyung doğruluğuna karar veremediğin için mi on gün önceden kararlaştırdığınız buluşmaya hala gitmedin?"
"Gidemiyorum ki anlamıyorsun beni"
Jimin konuşmadan önce ofladı.
"Seni durduran ne?"
"Doğru olup olmaması"
"Taehyung benim Jeongguk'u sevmediğimi biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum."
"Buna rağmen sana onun yanına gitmen için cesaret verici bir konuşma yapmam gerekiyor inanamıyorum." Jimin yattığı yerden kalkmış olacaktı ki telefonda hareket ettiğine dair hışırtılar duyuldu. Ardından konuşmaya devam etti.
"Gerçekten benim gibi bir arkadaş arasan bulamazsın."
"Kafam çok bulanık Jimin. Beni neyin içine çekiyor anlamıyorum."
"Ne yapmak istiyorsan onu yap. İnsanların ne düşündükleri önemli değil."
"Senin ne düşündüğün önemli"
"Senin mutlu olmandan başka hiçbir şey düşünmüyorum."
"Bana kızmayacak mısın?"
"Kızacağım"
"Sen böyle şeyleri pek sevmezsin."
Taehyung henüz açık açık konuşacak kadar bile kabullenebilmiş değildi. Sadece Jeongguk'un yanında olmak ona iyi hissettiriyordu. Onun hakkında duyduğu tüm berbat dedikodular bile umurunda olmuyordu.
"Sen benim en yakın arkadaşımsın Taehyung. Başkasında sevmediğim şeyleri sende severim."
"Bundan ne anlamam lazım?"
"O koca kıçını kaldırıp Jeongguk'un yanına siktir olup gitmen gerektiğini anlaman lazım Taehyung!"
"O zaman gidiyim ben"
"Defol artık."
"Seni seviyorum."
"Hemen cıvıklaşma ya"
"Sen de beni sevdiğini söyle."
Bu konuşma klasikti. Taehyung Jimin'in onu sevdiğini söylemesi için sık sık ısrar ederdi. Jimin de uyuzluk yapar söylemezdi.
"Taehyung bu nazlarını Jeongguk'a yaparsın. Eminim o seni sevdiğini sabaha kadar papağan gibi tekrar eder. Kapatıyorum ben öptüm."
Telefonu kapattıklarında omuzlarından yük kalkmış gibi hissetti Taehyung. Jimin'in ne düşündüğü, nasıl hissettiği Taehyung için önemliydi. Tanıştıklarından beri her zaman yanında olmuştu. Onun arkadaşı değil ailesiydi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hold Me Tight /Taekook
General FictionTaehyung, yalnızca senin kokun beni tamamlıyor. Acele et ve sarıl bana... High School Semekook