Taehyung Jeongguk onu arkasında bırakıp gittiğinden beri merdivenlerde oturuyordu. Sınıfları temizlemek için gelen amcanın ona seslenmesiyle daldığı yerden ona döndü.
"Bu montu kim çöpe atmış böyle?"
Oturduğu yerde gözlerini kapattı Taehyung. Derin bir nefes verdi. Bu cümleyi kurup kurmamak konusunda emin olmasa da konuştu.
"Şey o mont benim"
"Niye çöpte yavrum o zaman? Siz iyice kafayı yediniz."
Taehyung merdivenden kalkıp amcanın elindeki montu aldı. Jeongguk'un bunu yapması açıkçası biraz ağırına gitmişti. Onun böyle sinirleneceğini hiç düşünmemişti.
"Bir arkadaşım şaka yapmak istedi de o yüzden" diye geçiştirerek verdiği cevap sonrasında montla birlikte okuldan çıktı. Zengin züppe diye geçirdi içinden. Eşyalarını böyle kolayca gözden çıkarmak ya da çöpe atmak da neyin nesiydi? Eve çok geç kaldığından adımlarını hızlandırdığında elindeki monta baktı. Çöpten aldığı için sanırım yıkasa iyi olurdu.
Jeongguksa eve gidip kendini odasına attığından beri yatağında tepinmekle meşguldü.
"Ulan öyle yapmasa mıydım acaba ya?"
Bacaklarının arasına aldığı yastığı tavana doğru fırlattı. Yastık fırlattığı gibi suratına geri düştü.
"Sessizce çekip gitsene Jeongguk gerizekalısı. Ne diye atar gider yapıyorsun?"
Darmadağın olmuş yatağında döndü. Bu seferde altında duran yorgana sarıldı.
"Ya bir daha yüzüme bile bakmazsa?"
İçindeki endişe yüzüne yansımışken yatağında yuvarlanarak komodinde duran telefonuna uzandı.
"Mesaj atsam mı acaba? Gerçi ne diyeceğim ki ben sana biraz atar gider yaptım Taehyung kusura bakma mı?"
Oflayarak telefonu yatağın içine gelişi güzel attığı sırada olduğu yerde tepindi. Yorgan bacaklarının eziyetinden kurtulup yere düştü. Aklındaki düşünceler gerçekten susmak bilmiyordu. Tepinmeyi bırakıp hareketsizce uzanmış ifadesiz bir suratla tavanı izlerken kapının arkasından abisinin sesini duydu.
"Jeongguk içerde misin?" duymasına rağmen ağzından tek bir kelime bile çıkmazken Yoongi içeriye girdi.
"Salak mısın niye cevap vermiyorsun?" İçerdeki dağınıklığı görür görmez devam etti "Jeongguk bu yatağın hali ne?"
"Hyung" Jeongguk konuşurken bakışlarını Yoongi'ye çevirmedi.
"Noldu?"
"Hyung ben artık bir ölüyüm."
"Hayır Jeongguk sen artık resmen bir gerizekalı olduğunu kanıtladın abicim."
Jeongguk yattığı birden yatakta oturur pozisyona geçti. Yoongi bu ani hareketi beklemiyor olacaktı ki birden şaşırdı.
"Sen deli misin oğlum? Ne ani hareketler yapıyorsun?"
"Hyung"
"Dur tahmin ediyim konu yine Taehyung."
Jeongguk bir bambiyi andıran gözlerini Yoongi'ye çevirdiğinde kocaman açmıştı.
"Nerden bildin?"
"Senin Taehyung'dan başka bir şey bildiğin mi var?" ardından güldü büyük olan. "Sanki annenin karnından çıktığın andan beri Taehyung diyor gibisin."
Açıkçası Yoongi kardeşinin bu hallerine oldukça alışkındı. Taehyung dışında hiçbir şeyi umursamaz, ciddiye bile almazdı. Bazen arkadaş grubunda ya da aile içinde sohbetlere bile dahil olmazdı ama Taehyung'un adı geçer geçmez bir tilki gibi kulaklarını kaldırırdı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hold Me Tight /Taekook
General FictionTaehyung, yalnızca senin kokun beni tamamlıyor. Acele et ve sarıl bana... High School Semekook