Jeongguk, Taehyung'un kendisini öpme istediğini yerine getirmeyip kolundan tuttuğu gibi evin içerisine çekiştirdi. Bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun altında daha fazla durup hastalanmasını istemiyordu. Esmer oğlanı odasına çıkarıp banyoya yönlendirdiğinde üzerine giyebileceği temiz eşofmanları da eline tutuşturdu ve Hobinin yanına gitti.
"Ne olmuş Jeongguk?"
"Bilmiyorum."
Jeongguk harbiden de yaşananları anlamlandırmakta zorlanıyordu. Taehyung'un git gelli, dengesiz davranışları onun da ayarını fazlasıyla bozmuştu. Jeongguk'ta değişmeyen tek şey Taehyung'a karşı hissettiği merhametti. Ne koşulda olursa olsun elini her zaman ona uzatacağını bildiğinden sorgulamıyordu.
"Üzerini mi değiştiriyor?"
"Evet"
Hobiye verdiği tek kelimelik cevaplar alışılmış değildi. Taehyung'un nasıl davranacağını yine kestiremediğinden diken üzerindeydi.
Taehyung tarafında denizler dalgalıydı. Jeongguk'tan uzakta geçirdiği günleri tatsız tuzsuz, bir hayli ruhsuzdu. Jimin'i sürekli bunaltmış, etrafındaki herkese karşı huysuz davranmıştı. Ona benden uzak dur derken kendisinin bu hale geleceğini hiç tahmin etmemişti. Jeongguk'un ilgisine bu denli alıştığının farkında bile değildi. Buraya, yanına gelme kararını vermek de oldukça sancılı bir süreçti. Eğer yanında Jimin olmasaydı Taehyung bu günleri hiç geçiremezdi.
Şimdi ise aynaya hiçte hayat enerjisi barındırmayan yüzüne bakarken sakinleşmeye çalışıyordu. Buraya gelerek kendince risk aldığını düşünüyordu. En son görüştüklerinde Jeongguk'a hiç istemediği sözler söylemiş, ertesi gün oturduğu sırayı bile değiştirmişti. Üstelik birde utanmadan kendisini tekrar öpmesini istemişti. Tüm bu yaşananlardan sonra Jeongguk, kendisinden uzak durmak isteyebilirdi. Niye geldin diye hesap sorabilirdi. Tıpkı Taehyung'un yaptığı gibi acımasız sözler sarf edebilirdi.
Taehyung bir çeşit iç hesaplaşma yaşarken banyonun kapısı tıklatıldı.
"Taehyung, giyindin mi?"
Jeongguk'un yumuşacık sesi duyulduğunda Taehyung'un gözyaşları akmaya hazır bekliyormuşçasına tekrar gözlerine akın etti. Ancak esmer oğlan burnunu çekerek bakışlarını tavana çevirdi. Bu yaşların geri gitmesi gerekiyordu. O sırada Jeongguk'un sesi tekrar duyuldu.
"Taehyung, iyi misin?"
Taehyung kendini mümkün olduğunca toparlayarak banyonun kapısını açtı. Jeonnguk görebileceği en naif haliyle kendisine bakıyordu.
"Bunlar üzerine oldu mu? Aslında geçen verdiğim pijamalarını aradım ama bulamadım."
Jeongguk'un hiçbir şey olmamış gibi davranmasına anlam veremezken kafasını sallayarak sessizce konuştu.
"Oldu."
Jeongguk tabiki konuşmak istiyordu ancak Hobinin gece yanında kalacak olmasından dolayı bu işi ertelemeye karar vermişti. Bunu Taehyung'a söylemekten de çekinmedi.
"Taehyung, Hobi burada. O yüzden yapmamız gereken konuşmayı sonra yapalım olur mu, beni yanlış anlamazsın değil mi?"
"Olur."
"Ağlama daha fazla. Gözlerin daha da güzel oluyor."
Jeongguk başını hafifçe eğerek gözlerini Taehyung'un gözleriyle eşitlediğinde konuşmuştu. Taehyung ona teşekkür edecekti. Kendisini hiçbir zaman incitmediği için, hep anlayışla yaklaştığı için, çekilmesi zor biri olsa dahi kendisine katlandığı için binlerce kez teşekkür edecekti. Gülümsedi sadece. Huysuzlanmadı. Zaten bu kotasını Jeongguk'suz geçirdiği o günlerde fazlasıyla doldurmuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hold Me Tight /Taekook
General FictionTaehyung, yalnızca senin kokun beni tamamlıyor. Acele et ve sarıl bana... High School Semekook