3.5

10.5K 587 42
                                    

Dün tüm gün Aras'ın evindeydik. Doya doya vakit geçirmiştik birlikte.

Şimdi de karargâha gidiyordum. Sabah olunca ben time içtima yaptıracağım için erkenden gelmiştim.

Karargâhın kapısı açıldığında yakın bir yere park ettim arabayı. Arabadan inerken yeni gelen erlerin garip bakışlarına maruz kalıyordum.

Odama gidip üniformamı giydikten sonra timin ortak kaldığı yatakhanenin kapısını çaldım.

Uygun olmadıkları bir şekilde görmek istemezdim onları.

Daha sonra kapıyı açarak içeriye girdiğimde hepsinin mışıl mışıl uyuduklarını gördüm.

Yüzümde ki sırıtışla birlikte sol tarafta bulunan dolaplara yaklaştım. Sertçe vurduğumda çıkan sesle beraber bağırdım.

"KOĞUŞ KALK!"

Mert ranzanın üzerinden yere düştüğünde diğerleri de sıçrayarak uyanmıştı.

Ama Mustafa'nın hâlâ uyuduğunu fark ettiğimde kaşlarımı çattım.

Diğerleri uykulu gözlerle ne yapacağımı izliyorlardı.

Yatağın başında ki çekmecenin üzerinde ki şu şişesini elime aldım. Kapağı açıp Mustafa'nın yüzüne boşalttım.

Mustafa tiz bir çığlık atarak uyandığında yüzümü buruşturdum. Bu arada diğerleri de gülüyorlardı.

"Komutanım?"

"Efendim Mustafacığım?"

Mustafa birden gözlerini büyüttü ve etrafına baktı.

"Siz sapık mısınız komutanım?"

"Ne?"

"Yatakhanede ne işiniz var komutanım?"

"Lan salak! Sizi uyandırmaya geldim. Düşündüğün şeye bak!"

Mustafa ağzı açık bana bakarken elimle onun kafasına vurdum. O acıyla inlerken time döndüm.

"10 dakika içinde eğitim alanında olun!"

"Emredersiniz komutanım!"

Yatakhanenin kapısını kapatıp yürüyecekken yanıma Albay'ın postasının gelmesiyle durdum.

"Komutanım, Albay çağırıyor."

Onu başımla onaylayarak Albay'ın odasına yöneldim.

Kapıyı tıklattıktan sonra gelen komutla beremi düzeltip içeriye girdim.

"Yüzbaşı Umay Öztürk emret komutanım!"

Rahat komutuyla ayaklarımı araladım.

"Beni çağırmışsınız komutanım."

"Yeni erlere bir hoş geldin içtiması yaptırmanı istiyorum Umay."

"Emredersiniz komutanım"

Son kez selam verdikten sonra odadan çıkarak eğitim alanında beni bekleyen timin yanına gittim.

Muhtemelen erlere de haber verilmiş olmalı ki timin birkaç metre ötesinde beni bekliyorlardı.

Önce timin başına geçtim.

"Ateş timi! Nasılsın?!"

"Sağ ol!"

"50 tur koşu başla!"

Onlar emrimle beraber koşarken ben erlerin önünde durdum.

"Ben Yüzbaşı Umay Öztürk, bugün ki eğitiminizi ben vereceğim."

ALEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin