3.7

9.3K 527 136
                                    

Emre fotoğrafı bana uzattığında şaşkınlıktan küçük dilimi yutacakmış gibiydim.

Çünkü Emre'nin içi gidiyormuşcasına baktığı sevdiceği benim hemşire kuzenim Yıldızdı.

Yıldız ve Emre'yi beraber hiç düşünmemiştim ki.

En önemlisi Yıldız, Emre'yi seviyor muydu?

Mustafa yutkunarak gözleriyle abimi işaret ettiğinde ben de hemen fotoğrafı Emre'nin eline sıkıştırdım.

O da hızla cebine sakladı fotoğrafı.

Abimin şüpheyle kısılan gözleri bana döndüğünde şirince sırıttım.

Sırıtmamla iyice kısılan gözleri gerilneme neden olurken dişlerini göstererek gülümsedi ve sohbet eden askerlerine odaklandı.

Derin bir nefes alırken ben de timin Emre'ye attığı muzip bakışlara katıldım.

"Ee aşık nasılmış, aşk?"

Aşık...

Emre'nin yeni lakabıydı artık.

"Aşık mı?"

"Aşık ya, aşık. Ne o, beğenmediniz mi?"

"Yok komutanım, maşallah her şeyin en güzelini seçersiniz."

"Her şeyin en güzelini Aras komutanımız seçmiş." deyip bana baktı Mert.

Kahkaham helikoptere dağılırken Yiğit bir eliyle Mert'i kendine çekti ve kafasını ovdu.

"Ulan Mert, ben de kendimi yavşak bilirdim." dedikten sonra parmağını ona doğru sallayarak devam etti Mustafa.

"Bana bak lan, senin lakabın Çömez! Ve hep Çömez kalacak. İstediğini yapabilirsin o yüzden... İzin veriyorum."

"İzin mi?"

"Evet."

_

"Komutanım, iniş izni istiyorum."

Yüzbaşı pilot, abimden izin istediğinde abim izni vermişti. Helikopter alçalırken sarkıttığım ipe tutunarak aşağıya atladım.

Benim ardımdan rütbe sırasına göre Yiğit, Emre, Fırat abi, Mustafa ve Mert'in de atlamasıyla Gökbörü timinin şaşkın bakışları arasında helikopterin tam olarak inmesini beklemeye başladık.

Helikopter indiğinde Binbaşı abiciğimin sinirli bakışlarına maruz kalmıştım. Ama umursamadım.

"Binbaşı'm köye ne kadar yolumuz var?"

Gökbörü timinden bir asker hemen çantasından çıkardığı haritayı bize gösterdi.

"Köy burada, biz ise buradayız. İlerde iki yol ayrımı var; sağ taraftan gidersek yolu uzatırız, sol taraf kestirme ama tuzak olma ihtimali var."

Abim eliyle çenesini kaşıdıktan sonra haritaya bir daha baktı.

"İki tane bomba imhacı var zaten, bence geçeriz. Siz ne dersiniz Yüzbaşı'm?"

Haklıydı, iki tane bomba imha uzmanı vardı. Riskliydi ama imkansız değildi.

"Sol taraftan geçelim Binbaşı'm."

Kafasını sallayarak beni onayladığında tekrar yola koyulmuştuk.

2 saatlik yürüyüşümüzün ardından yol ayrımına geldiğimizde abim elini kaldırarak bizi durdurdu.

"Attığınız her adımı kontrol edin, dikkatli olun."

'Emredersiniz' diyerek sol tarafa doğru yürümeye başladık.

ALEVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin