Merhabalar. Bu hikaye temelinde Süsen ve Ömer olmak üzere Kardeşlerim dizisinin belli bir bölümden sonraki başka bir versiyonu olarak yazılmaya başlanmıştır. Mükemmel olmak gibi bir iddiam yok ama G*l Abus kişisinden çok daha iyi yazacağımı garanti ediyorum.
NOT: Hikaye şu an güncel olarak 100. bölümden sonrası şeklinde gidecek, dediğim gibi her çifte çok fazla yer vermeyi düşünmüyorum temel olarak SüsÖm çifti üzerinden gitmeyi planlıyorum. Ama diğer karakterlere de ne olduğuyla ilgili birkaç cümleyle aralarda bahsederim.
Keyifli okumalar...
------------------
Açılış bittiği gibi kendilerini eve attılar Süsen ve Süreyya. Süsen yol boyunca çok sessizdi, Süreyya anlamıştı bir şeyler olduğunu ama üstüne gitmek istememişti kızının. Zaten Süsen henüz kendisini tam olarak affetmemişti de, o da işleri daha çok karıştırmak istemiyordu. Her şey adım adımdı.
En sonunda Süreyya kızının bu haline daha fazla dayanamayıp "Balım ne oluyor, ne bu suratının hali bakayım?" diye sordu.
Süsen derin bir nefes alıp verdi ve anlatmaya başladı restorandan beri içinde tuttuğu şeyi. "Anne ben dayanmıyorum artık buna. Ne zaman kafamı çevirsem Ömer'in yanında bitiyor bu kız! Ama Ömer'de de suç var uzak tutmayı bilmiyor paşam kendinden! Ona kalsa ben boş kıskançlık yapıyorum sadece." ve tüm yaşananları anlattı Süsen.
Süreyya anlamıştı sonunda Süsen'in derdini. "Hayatım ama böyle olmaz ki. Sen Ömer'e bir şeyleri anlatmaya ve göstermeye çalışıyorsun biliyorum ama bunu herkesi ayağa kaldırarak yapıyorsun. Sen bunu yaptıkça onun gözünde 'kıskanç sevgili' olarak kalacaksın. Biraz uzak dur Ömer'e, her şeyi kendisinin anlamasını sağla."
Gözleri hüzünlenmişti yine Süsen'in. "Anne ben Ömer'i bırakamam ya. Ben onu o kadar çok seviyorum ki ayrılamam ondan. Tamam şu an beni dinlemeyen umursamaz bir sevgili gibi gözüküyor ama Ömer bundan çok daha fazlası. Ve maalesef insanı delirtecek kadar da saf!" sona doğru sinirine hakim olamamıştı Süsen. Ömer'i çok seviyordu ama ona inanmaması içten içe çok üzüyor ve sinirlendiriyordu Süsen'i.
Gülümsedi Süreyya. "Tatlım ben sana ayrıl demiyorum ki. Ama bu ilişki için çabalayan hep sensin anladığım kadarıyla. Ve benden sana bir anne tavsiyesi; içinde bulunduğun ilişki için ne kadar çok emek harcarsan kıymetin de aynı oranda düşer. Bu hep böyledir. O yüzden bırak bir süre. Lidya'yla ilgili hiçbir konuda konuşma Ömer'le de, biraz da soğuk yap bak nasıl kedi gibi dolanacak peşinde."
Yüzünde buruk bir tebessüm oldu Süsen'in. Eskiden çok özenirdi annesiyle dertleşen, onlardan akıl alan kızlara, şimdi annesi yanındaydı. Evet tam olarak affedememişti onu hala. Çünkü çok yalnız kalmıştı Süsen, herkes onu ailesiyle ve yaşadığı sevgisizlikle vurmuştu hep. Ama istiyordu, annesini affedip bir daha hiç ayrılmamayı çok istiyordu Süsen.
"Anne," diye seslendi Süsen. "Ne olursa olsun, iyi ki geldin. Ben iyi ki artık yalnız değilim." Gözleri dolmuştu Süreyya'nın. İşin aslı o da bırakıp gitmek istememişti kızını ama Süreyya bilirdi parasızlığı. Süsen'in de yaşamasını istememişti bunu.
Evlenmeden önce Süreyya ve ailesinin durumu hiç iyi değildi. Süreyya, Faruk Beyle evlenince hayatı değişmişti bi' nevi. O yüzden hiçbir zaman kızına bunu yaşatmak istemedi. Onu hep prensesler gibi büyütmek, pamuklara sarmak istedi. Ama bu kızıyla geçireceği senelere mal olmuştu. Ve Süreyya bunu hiç düşünmemişti. Aynı şekilde Okan'la ayrılacaklarını ve Okan'ın, ailesinin bulduğu kızla evlenecek olmasını da hiç düşünmemişti. Kısacası Süreyya'nın hayatı kayıp gidiyordu ve yapabileceği pek fazla şey de yoktu. Yıllar sonra eski aşkı Yaman'la karşılaşması ise kaderin ona oynadığı koca bir oyundu galiba. Onu Ankara'da gördüğünden beri aklından çıkaramıyordu ve ister istemez neden şu an denemiyoruz, diyordu içinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARDEŞLERİM -VURGUN- (ARA VERİLDİ)
FanfictionBu hikaye temelinde Süsen ve Ömer olmak üzere Kardeşlerim dizisinin belli bir bölümden sonraki başka bir versiyonu olarak yazılmaya başlanmıştır. Mükemmel olmak gibi bir iddiam yok ama G*l Abus kişisinden çok daha iyi yazacağımı garanti ediyorum. B...