lil dia - ölmek istiyorum
-
Karnımın tamaman doyduğunu hissettikten sonra Nisa'ya dönüp "Sigara?" diye soru yönelttim. "Son zamanlarda çok içiyorsun, farkındasındır umarım." diye mırıldanıp üzgünce gözlerime baktı. Güven vermek istercesine gülümseyip bahçeyi gösterdim.
Siyah çakmağımla sigaramın ucunu yakıp zehirli dumanı içime çektim. Çakmağımı yanımdaki sessiz bedene uzatıp gözlerine baktım. Mavi gözleri hafiften kızarmıştı ve fazlasıyla yorgun duruyordu. Yukarı çıkar çıkmaz uyuyacağına adım kadar emindim. İstemsizce gülümserken telefonuma gelen bildirimlerle elimi cebime atıp telefonumu çıkarttım.
0543**: Hava biraz soğuk sanki, üstündekiyle üşümüyor musun? (19.59)
Görüldü (19.59)
Mesajı okuduktan sonra etrafıma baktım. Odasının camında sigara içen kızdan başkasını göremiyordum. Cevap verip vermeme konusunda kararsız kalıp telefonu tekrar cebime koydum. Birkaç kere titremişti ama pek umursamadım. Sigaramdan son kez bir duman çekip prensesime döndüm.
"Az daha dursak ayakta uyuyacaksın kızım. Desene yorgunum hadi, diye"
"Yorgunum hadi." diye mırıldanınca kıvırcık saçından bir tutam çektim. Dalga geçiyordu bir de benimle. Kaşlarını çatıp "Bittim kızım sen!" diye seslenip hızlıca peşimden gelmeye başladı. Onun bu haline gülerken telefonum yine titremişti. Tam açıp bakacağım sırada Nisa'nın kafama geçirdiği şaplak ile gözlerimi kocaman açtım.
"Oha, dağ ayısı!"
"Çekmeseydin sen de saçımı."
"Elininizin bu kadar ağır olduğunu unutmuşum prenses hazretleri. Bilsem yapar mıydım hiç öyle şey?" diyip kafamı tuttum.
"Özür dilerim, çok mu acıdı?" diye mırıldanınca. Acımış olmasına rağmen hayır dercesine kafamı sağa sola salladım. Hayvandı ama kıyamıyordu işte. Odaya geçtiğimizde kitaplarımı ve tabletimi alıp birkaç saat ders çalıştım. Malum bu sene yks vardı.
Yorgunluktan ağrıyan gözlerimi ovuşturup geriye doğru yaslandım. Yanlışlıkla belimi kütlettiğimde acıyla suratımı buruşturdum. Eşyalarımı alıp odaya çıkarken telefonumdan saate baktım. 02.23 Nisa'nın çoktan uyuduğuna kanaat getirip bahçeye çıktım. Sigaramı yakarken telefonumun internetini açtım. Gelen bildirimlerle rahatsızca kıpırdanıp okumaya başladım.
0543**: Görüldü mü? (20.00)
0543**: Kalbimi kırdın şu anda.
0543**: Özür dile barışalım hemen.
0543**: Şaka yaptım tabii ki böyle bir şey olmayacak.
0543**: Her neyse.
0543**: Hava çok soğuk değildi ama üşüyebilirsin diye düşündüm bir anlığına.
0543**: Hasta olmanı istemem.
0543**: Hasta olduğun zaman göremiyorum çünkü seni.
0543**: Niye kızın saçını çekiyorsun? (20.07)
0543**: Kafa vurduğunda suratın çok komikti adğxögjwpcmdjsp
0543**: Ama biraz da üzüldüm. Canın çok yandı mı?
0543**: Sanırım bakmayacaksın. (01.30)
0543**: Şey o zaman bana müsaade. (02.13)
0543**: İyi geceler, tatlı rüyalar minik kelebek. (02.14)
Yazmayı düşünmüyordum ama elim istemsizce klavyenin üzerinde gezdi.
Doğa yazıyor... (02.26)
Doğa çevrim içi
Doğa yazıyor... (02.28)
Doğa: İyi geceler.
–
Sürekli istemsizce kelimesini kullandığımı fark ettim salak mıyım neyim ben ya🤬
ŞİMDİ OKUDUĞUN
minik kırmızı'm | yarı texting
ChickLitDoğa: 1 yıldır beni izliyorsun ve etrafımda hep insanları görüyorsun. Doğa: Bu seni rahatsız etmiyor mu? Doğa: Neden onlar gibi karşıma çıkmıyorsun? 0532**: Dedim ya, beni sev istiyorum. 0532**: Dış görünüşümü değil. Doğa: Seni görsem kesin aşık...