on dört

606 24 11
                                    

skapova - gel benimle

-

Boynumdaki kolyeyi düzeltip son kez aynaya baktım. Bugün de güzeliz çok şükür. Gece heyecandan titrediğimi düşünüyordum ama buna biraz hava da dahilmiş sanırım. Sürekli öksürüyordum ve boğazım kaşınıyordu. İlk derse kötü olduğum için gitmek istememiştim. Hâlâ kötü olmama rağmen neden gittiğimi inanın hiç bilmiyorum. Ceketimin cebinden telefonumu çıkartıp gelen mesajlara baktım.

0532**: Günaydııın. (08.36)

0532**: Gece geç uyumuştum ama nedense sabah çok enerjik bir şekilde uyandım.

0532**: Dün sarıldık ya ondandır.

0532**: Harbiden dün sarıldık lan (bu mesaj silindi)

0532**: Kıza lan mı denir it herif (bu mesaj silindi)

0532**: Beni niye hâlâ kaydetmedin ya?

0532**: Profilini göremiyorum.

0532**: +50 yaş face dayısı değilim, saygılar.

Doğa: Günaydın.

Doğa: Nasıl kaydedeceğimi bilemedim.

Doğa: Face dayısı olmadığını dün fark ettim sanırım.

Doğa: +50 face dayısına göre çok güzel kokuyorsun ve

Doğa: fazlasıyla uzunsun.

(Görüldü 10.03)

0532**: Güzel kokuyorum? (10.10)

0532**: çok güzel kokuyorum?

0532**: Rüya mı görüyorum anlamadım.

Doğa: Şey ya,

Doğa: naber?

0532**: Doğa dalga mı geçiyorsun?

Doğa: Şuan evet.

Doğa: ama az önce söylediklerimi soruyorsaaan

Doğa: hayır.

Gülümseyerek telefonumu kapatıp cebime koydum. 10 adım attıktan sonra yorulacağımı bilmeme rağmen okula yürüyerek gitmek istiyordum. Ayakkabılarımı giyip anahtarımı aldım ve çıktım. Kapıyı kapattıktan sonra kilitlemeyi de unutmadım tabii. Nisa 3 gündür babasındaydı ve evde tek başıma olmaktan çok sıkılmıştım. Rehberime girip Motorsuz Motorcu'nun üstüne tıkladım. Neyseki ikinci çalışta açmıştı.

"Alooo." Uzatarak alo demekten aşırı keyif alıyorum.

"Niye bağırıyorsun sabah sabah?"

"Günaydın uykucu. Akşam olmak üzere."

"Günaydın, bakıyorum da bayağı enerjiksin?"

"Ben? Yok canım daha neler?"

"Noldu?"

"Ne mi oldu? Kaç gündür görüşemiyoruz. Yok o var yok bu var diyorsun sürekli. Yoksa geçiştiriyor musun sen beni Arda?"

"Doğacım ne alakası var? Yoğun olduğumu biliyorsun. Daha dün gece döndüm."

"Ay Arda, dün gece ne olduuu?"

"Yine ne oldu Doğa?"

Sitemli çıkan sesine ofladım. Bilinmeyeni ona tabii ki söylemiştim ama Arda hiç güvenmiyordu. Çocuk çocuk işler yapıyormuş karşıma çıksınmış falan.

"Of sana ne! Ne olduysa oldu."

"Az önce sen demedin mi 'dün gece ne oldu' diye?"

Dediğine gülümseyip önümdeki küçük taşa vurdum. Okula gelmiş sayılırdım. Ben ona cevap vermeyince tekrar konuşan Arda'ya odaklandım.

"Ee nerdesin sen şimdi?"

"Okula girdim, sınıfa yürüyorum."

"Kahvaltını yapmadan mı çıktın?"

"Yes çicek. Geliyor musun bugün?"

"Gelirim az sonra. Bekle de kahvaltı yapalım."

"Tamam canım."

"İyi kapatıyorum o zaman."

"Görüşürüzz, öptüm." diyip suratına kapattım. Şimdi arkamdan neler söylüyordu kim bilir.

Önüme döndüğümde karşımda daha önce görmediğim biri duruyordu. Kaşlarımı kaldırıp sorarcasına ona baktım.

"Günaydın."

"Günaydın?"

"Müsaitsen bir şey konuşmak istiyorum. Yani yanlış anlama daha çok sormak istiyorum." diye normal bir şekilde konuşurken kısaca onu süzmüştüm. Yakışıklı diyebileceğim bir yüzü vardı ve uzundu. Düşüncelerimle birlikte kaşlarımı kaldırdım.

"Müsaitim. Ne sorucaktın?"

"Kantine oturalım mı?"

Başımı sallayıp önden yürümeye başladım. Birkaç adımda yanıma yetiştiğinde konuştu.

"Akın." Çok kısa bir an ne dediğini anlamamıştım.

"Doğa."

"Biliyorum." dediğinde kendi kendine gülmüştü. Biraz sıcak kanlı gibiydi.

"Memnun oldum Akın."

Akın hızlı bir şekilde konuşurken anlattıklarına gülüyordum. Akınla konuşurken telefonuma gelen birkaç bildirim vardı. Bakmak istemiştim ama saygısızlık olur diye hiç telefona bakmamıştım bile.

-

günaydınn ciceklerim. 3-4 gündür o kadar hastayım ki ölü gibi yasıyorum resmen. hic girip bakamadım da buraya kusura bakmayin🥹🥹

umarım begenmissinizdir 🫶

minik kırmızı'm | yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin