10

219 43 12
                                    

Nefes nefese kalmış bir şekilde nikolaiye döndüm. Aniden verdiğim karar birinin hayatını sonunda kurtarmıştı.

"İyi misin akutagawa?"

Kollarını yüzünden çekip solgun gözlerini benim üzerimde gezdirmeye başladı. Korktuğu titremesinden belli oluyordu bile.

"Akutagawa!"

Atsushi, hemen akünün arkasından hızlıca sarıldı ve kafasını ona yasladı.

Odanın her yeri kan olmuştu ve bu koku midemi bulandırmaya başlamıştı. Nikolai, işaret vermemle köşedeki vazoyu alıp kadının kafasına gecirmesiyle tüfeği elimle ters yöne itmiştim. O anda ise kadın vurulmuş ve yere düşmüştü.

"Teşekkür ederim fyodor-san, nikolai-san.."

Akutagawa ne olduğunu daha tam anlamış değildi ama elini başına götürüp ovmaya başladı. Ben ise nikolaiye yaslanmış, nefesimi kontrol etmeye çalışıyordum. Yorucu bir şey değildi ve korkmamıştım ama neden nefes alamıyordum?

Nikolainin narin dokunuşlarını hissetmemle kafamı ona çevirdim. Etraf yavaşca bulanıklaşıyordu ve ayakta durmam zorlaşıyordu.

Neden bir anda böyle olduğunu bilmiyorum. Tek hatırladığım şey gözlerimi atladığımda kafası tam görme hizamda olan, beyaz saçlı melekti.

Elleri yanaklarımda , endişeli bakışlarla beni süzüyordu. Sanırım bilincimi kaybetmiştim ama neden olduğu hakkında bir fikrim yoktu.

"Nikolai"

"Bir anda neden.."

Doğrulama çalıştığımda başka bir elin yardımı da olmuştu. Akutagawa, bana sanki bir kuş yavrusu gibi bakıyor, yanlış yapsa uçacakmışım gibi davranıyordu. Belkide onu kurtarmamdan ötürü kendini borçlu hissediyordu? Yada sadece arkadaşlık mıydı? Eskiye bağlı biri miydi ki o?

Başımın ağrısı gittikçe artmaya başladığında dizlerimi kendime çektim ve gözlerimi yumdum. Hiçbir şey duymuyor, düşünme yetimi, mantığımı kaybetmiş gibi hissediyordum.
Ben hasta bir insan değilim. Sadece beni hasta eden şey burasıydı. Her gün soluduğum kan kokusu, hijyenden yoksun ortam, ses, işkence çığlıkları ve daha nicesi.

Dışarıdan muhtelemen delirmiş gibi görünüyordum değil mi...?
Canım çok yanıyordu ve ben bir şey yapamıyordum. Kimse yapamıyordu. Akutagawayı kurtarmıştım ama beni kim kurtaracaktı?

"Fyodor kendine gel burdan gitmemiz lazim geliyorlar"

Önümü dahi göremiyorken yine nikolainin o güzel sesi beynimin içini işgal ediyordu. Onunla burdan gidene kadar ölmek istemiyorum tanrım.

Aniden gözlerimi sonuna kadar açıp odanın kapısının olduğu yere çevirmiştim kafamı. Nikolai panikle beni sarmalamış, hatta kucağına almıştı. Nereye gidiyoruz bilmiyordum ama bulunduğum konumda olmak dünyanın en güzel hissi olabilirdi.

"Nikolai-san Boş bir öğrenci odasına girebiliriz."

Atsushinin teklifini duymuştum. Nikolai ise zaman kaybetmeden onaylamış, extra bir oda aramaya koyulmuştu.

"Kadının silahını aldın mı akutagawa"

"Evet"

Kafamı nikolainin göğsüne iyice yasladım ve gözlerimi kıstım. Belkide en başından beri olmak istediğim yer tam olarak burasıydı.
Belkide benim hayat amacım nikolaiyi bulmaktı.

Odanın kapısının kapatılma, ardından kilidin sürüklenme sesini duyduğunda derin bir iç çektim.
Bu geceyi hepimiz canlı atlatabilirsek bu saçma sapan durumdan da kurtulabilecektik.

"Fyodor neden böyle oldu."

Gözlerimi tekrar araladığımda yatağa yatırılmış bir şekilde duruyordum. Başımda ise oturmuş bana bakan bir nikolai vardı.

"İyiyim ben"

Bedenimi kolların sarmasıyla daha da rahatlamış, bana sarılan bedene karşılık verip kafamı ona yaslamıştım.

"Seninle olan her şeyi hatırlıyorum, fedya."

Christmas Kids| FyolaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin