Aralarında olaylardan en uzak kişi nikolaiydi.
Ne olduğunu bilmiyor, sadece fyodorla konuşuyordu.Fyodorun solgun yüzü kapının önünde belirdiğinde anlamıştı yanlış bir şeylerin olduğunu
Tam ayağa kalkacağı sırada yüksek bir sesin gelmesiyle geriye sıçradı.
"Hepiniz büyük salona."
Toplamda birkaç kere tekrar edilmişti. Fyodor ise konuşmuyor sadece hoparlöre bakınıyordu.
Açıkçası ona sormaya çekiniyordu.
Elinden tutup odanın dışına götürdü ve kapıyı nazikce kapattı. Burada sert olmamak gerekli öyle değil mi?
Büyük salona neden çağırıldıklarını açıkçası kimse bilmiyordu.
Yavaş yavaş oda dolmaya başladığında ise düşünceler de bi hayli artmaya devam ediyordu oysaki.
Seslerin kesilmediği bu anda başları kapalı ve yüzleri görünmeyen iki kişi büyük kapıdan içeri girdi ve etrafına bakındı. Burası biraz kötü kokuyordu ama içerideki kimse emin olun buna aldırış etmedi.
Fyodor dışında.
Gözleri hissisleşmiş olsa da içinde büyük bir fırtına vardı.
Kapıların açılmasının ardından baş kovucu gelmiş, herkesi teker teker süzmeye devam etmişti. Ancak bu sefer her zamankinden daha farklı bir şey vardı.
Yanındaki kişilerin yüzleri kapalı değildi ve onlar kovucuya benzemiyorlardı.
Daha çok önemli devlet adamları gibi giyinmişlerdi.
Yüzlerindeki o ifade ise bir şeylerin kesinlikle yanlış gideceğinin işaretiydi. Nikolai bunu kesinlikle sevmemişti, hatta birinin gülümsemesinden ürkmüştü.
Yeniden menekşe gözlüye tutundu ve ona yaklaştı.
El çırpma sesinin ardından salondaki az olan uğultu tamamiyle kesildi.
"Bugün buraya çok güzel bir şey için toplandık."
Kadının yanında ise diğerlerinden daha küçük görünen birisi duruyordu ama nikolai onun yüzünü göremiyordu.
Fyodor ise görmeye uğraşmıyordu.
"Bu beyefendiler önemli insanlar ve sizinle oyun oynamak istiyorlar. Bir final oyunu ne dersiniz? Hepiniz için bir final."
Onun sesi salondaki tüm çocukların iğrenmesine neden oluyor.
Bu kadından nefret etmeyen bir kişi bile yoktu bu salonda.
Kırmızı camlardan yansıyan ışık odaya daha başka bir hava veriyor insanları geriyordu.
Baş kovucu ise bundan bir hayli zevk alıyordu anlaşılan."Yakalamaca oynayacaksiniz."
Herkes bir an şaşırdı. Yaşı küçük olanlar sevinse bile büyüklerin kafasında bitmeyen soru işaretleri artıyordu.
Kapıların üçüncü kez açılması ile beraber içeriye giren siyah cüppeliler ellerinde çantayla yeniden girmişlerdi.
"Buranın sonu geldi." Dedi kadın bağırarak.
Buranın sonu.
Son
Ne demek?
Kimse onlara bunun ne demek olduğunu bahsetmemişti. Herkes şaşırarak yanındakinin kulağına fısıldıyor ve bazılarının içine de hem huzur hem korku veriyordu.
Anlaşılan gerçekten anlamını kimse bilmiyordu.
"Üzerinizden tonla para kazanacağım. Bu beyler bana yüklü miktarda bağış yaptılar ve kabul ettim."
Kimse tekrardan bir şey anlamadı ta ki silahların valizlerden çıkmasına kadar.
Aralarındaki en yaşlı olan konuşmaya başladığında ortalık ölüm sessizliğine boğuldu.
"Biz avcıyız çocuklar. Domuz avcılığı, geyik avcılığı, tavşan avcılığı. Hiç duydunuz mu? Elbette. Şimdi ise farklı şeyler denemek istedik." Elindeki silahın namlusunu düzeltirken devam etti.
"Ne kadar hızlı koşarsanız sizin için iyi olur."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Christmas Kids| Fyolai
Fiksi PenggemarÇocukların şeytana hizmet eden varlıklar olduğuna inanan bir tarikat, cinayetin bile suç sayılmadığı bölgede olan bir yapı.