4

184 25 3
                                    


Dün.

"Anladığım kadarıyla, eşiniz işinden dolayı size vakit ayıramıyordu." Dedi, terapistleri Laurel sakince.

Harry tek bir kelime dahi etmedi. Hâlâ Louis'nin ona restorantta bağırdığı anı düşünüyordu.
Laurel, Harry'nin bunu düşündüğünden emindi.

"Harry," dedi yumuşak bir sesle. "Eşin sana ne dedi?"

Harry kırgın gözlerini Louis'ye çevirdi. Louis hala aynı bakışları gözlerinde görebiliyordu. Ve bu bakışlar hâlâ kalbinin sıkışmasına sebep oluyordu.

"Biz," dedi Harry sakince. Ses tonunu ayarlamaya çalışıyor gibi görünüyordu. "O olayı aramızda halletmiştik, önemi yok."

"Pekala" dedi genç kadın ve önündeki dosyaya not almaya devam etti.

"Çok şık görünüyorsunuz?" Dedi kadın sorarcasına. Harry içten içe sevinmişti. Sonunda içini yiyip bitiren merakını sonlandırabilirdi.

"Tutuklandığım sanığın davası var." Dedi Louis kısaca. "Buradan sonra oraya gideceğim."

"Hâlâ iş düşünüyorsunuz..." dedi kadın düşünceli bir halde. "Louis, işini seviyor olabilirsin, ancak onu asla ailenin yerine koymamalısın."

"Ben sadece yoğun çalışıyorum." Dedi kendini savunmaya çalışarak.

"Yoğun çalışabilirsin ancak bu gerekli olduğunda izin kullanmana engel olmaz."

Louis cevap vermedi, Harry'e baktı ve sessizce iç çekip önüne döndü. İşte o an Laurel, Louis'nin neden işine bu kadar düşkün olduğunu anlamıştı. İşini bir kaçış olarak görüyordu, evdeki kavgalardan ya da sorunlarından kaçıyordu ancak bu ilişkilerini daha da kötü etkilemişti.

"İşi evdeki sorunlarından bir kaçış olarak görüyordun değil mi?" Dedi yumuşak bir ses tonuyla.

"N-ne?"

Harry merakla Louis'ye döndü. Vereceği cevabı merak ediyordu.

"Tabii ki de hayır... Yani, pek sayılmaz ancak..."

"Louis, neyden kaçıyordun? Kavgalarınızdan mı?"

"Sanırım." Dedi isteksizce.
İç çekti. Köşeye sıkışmış hissediyordu. Bu tür şeyleri itiraf etmeyi sevmezdi çünkü onu özgüvensiz hissettiriyordu.

Harry'nin gergince yüzüğüyle oynadığını fark etti. Her gerildiğinde onu sakinleştirmek için dizini hafifçe okşardı. Anlık bir refleks ile elini kaldırdı ancak bunun yerine avcunu hafifçe dizine sürttü.

"Normalde bu kadar bu kadar çabuk işleri ilerletmem ancak siz hiç bir araya gelmiyorsunuz, bu da birbiriniz ile ilgili sorunları gözlemlememi zorlaştırıyor..." Diyerek önündeki dosyayı düzeltti."Beraber bir öğle yemeği yiyebilirsiniz. Örneğin, Louis eşini beklettiğin restorantta bir telafi yemeği yapabilirsin? O gün için neler planladıysanız yapabilirsiniz. Daha sonra, sizinle ayrı şekilde görüşeceğim."

Günümüz

"Güzel miyim?" Diyerek sordu Harry aynada kendini kontrol ederken.
Terapistlerinin zoruyla bu randevuyu kabul etmişti. Batıracaklarından emindi ancak yine de kurtarması gereken bir evliliği olduğunu düşünüyordu.

"Evet Harry birde soruyor musun?" Dedi Niall sitemle. Gözleri arkadaşının aynadaki yansımasına takıldı ve onu süzdü. Düğünlerinde giydiğine çok benzer yakaları hafif fırfırlı beyaz bir gömlek giymişti. Altında siyah dar pantolonu ve gri botları vardı. Oldukça güzeldi. Ayrıca fark etmediğini sanmıştı ancak Louis'nin favori parlatıcısını dudaklarına sürdüğünü ve en sevdiği parfümünü boynuna sıktığını görmüştü Niall.

the night we met (larry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin