"Oğlunuz, tam bir canavar!"Lucas dolu gözlerle Harry'nin kucağında, göğsüne saklanıyordu. Adamın söylediklerinden ve bağırışlardan dolayı korkmuştu.
"Bay Carter, lütfen çocuklar da burada." Dedi orta yaşlardaki gözlüklü müdüre. Konuşması oldukça sakindi ve görünüşe bakılırsa bunun gibi olaylara karşı tecrübeliydi.
Harry gömleğinin ıslandığını fark edince oğlunun göğsünde ağladığını fark etti. Saçlarını yavaşça okşadı. Şefkatle ona baktı.
"Küçük bebeğim, ağlama.""Ama." Dedi Lucas ona bakarak. "Ö-özür diledim, hâlâ bağırıyor."
Louis'ye döndü. Sinirden çenesinin titrediğini ve bacağını salladığını görebiliyordu. Adamı bıkkın bir ifadeyle izliyordu.
Aslına bakarsanız, çok da abartılacak bir şey yoktu. Lucas, çocuktan oyuncağı istemiş o vermeyince de onu itmişti. Ancak çocuk boyuna göre yüksek bir yerden düştüğünden kolu çatlamıştı. Çocuk hızlıca revire oradan da acile yetiştirilmişti tabii.
"Oğlum bir canavar falan değil, sözlerine dikkat et." Dedi Louis tehdit edercesine. Hastane masraflarını karşılayacaklarını söylemişlerdi, ancak adam bir türlü tatmin olmuşa benzemiyordu.
"Lütfen, iki taraf da sakin olabilir mi? Çocuklar kendi aralarında küçük bir anlaşmazlık yaşadılar ancak birbirlerini affettiler. Hem sizin de uzlaşmaya vardığınızı düşünüyorum."
"Hayır! Bu konu öylece kapanmayacak, burası ne kadar güvenliksiz bir okul, sorunlu öğrencilerle dolu! Polis çağırmak istiyorum, buradan ve sizden şikayetçi olacağım."
Adam olayı abartmaya devam ederken Louis sinirle cüzdanını çıkardı ve kimlik kartındaki armasını gösterdi. "Sürpriz, ben bir polisim."
Adam az önce dediklerinden biraz pişman olmuşa benziyordu. Yüzündeki kendiden emin ifadesi birazcık bozulsa bile geri adım atmadan devam etti. "B-başka bir polis! Oğlunuz oğluma zarar verdi! Nasıl bir yetiştirme tarzınız var sizin!?"
"Lütfen, sakin olun, okulumuzda böyle bir anlaşmazlığın olmasını istemiyorum. Çocuklarınızı düşünün onlar çoktan barıştı bile, siz sadece onları korkutuyorsunuz." Harry kolunda bandaj olan kahverengi gözleriyle etrafı inceleyen çocuğa baktı. Korku dolu gözleriyle babasına ve Louis'ye bakıyordu. Onun polis olduğunu öğrendiğinden beri bakışları değişmişti.
Oğlunun gözündeki korkulu bakışları farketmiş olacak ki "Pekala..." dedi adam.
Kavga olmadan ebeveynler arasındaki atışma bittiğinde herkes sonunda odadan çıkmış ve müdüre hanımı yalnız bırakmışlardı. Okuldan çıkarken ve etrafta oynayan çocukların yanından geçtikleri bahçedeyken herkes yine sessizdi.
Ancak adam susamış, homurdanarak yanlarından geçmişti. "İbnelerin yetiştirdiği çocuktan ne beklersin ki! O çocuğun bir anneye ihtiyacı var."
Harry kucağındaki oğlunu kendine daha çok bastırdı ve yutkundu. Böyle ani bir nefreti beklemiyordu.
Louis duydukları ile Harry'e döndü. Onun bakışlarıyla olduğu yerde durdu ve adama döndü. Her ne kadar ikisi de baba rolünde de olsa Harry evde anne rolüne daha yakın kişiydi, çocuklarla Louis çoğunlukla işte olduğundan, o daha çok ilgilenirdi. Hatta bunun için işinden bile vazgeçmişti. Ayrıca görünüş olarak o kadar erkeksi de durmuyordu, uzun kıvırcık saçları, hafif kadınsı bedeni ve sürdüğü parlatıcı bunu kanıtlar nitelikteydi. Sırf Louis gibi maskülen olmadığı için böyle bir söz işitmesi onu kötü hissettirmişti, bu açıktı.Louis sinirle adamın kolunu tuttu. "Eşim hakkında düzgün konuş." Dedi sertçe.
Adam kolunu sinirle çekti. "Çocuk yetiştirmeyi öğrensin o hâlde! Kadın rolüne bürünmeyi denememeli belki de!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the night we met (larry)
FanfictionHarry ve Louis boşanmak üzere. Peki ya zorla götürüldükleri ünlü çift terapisti onları tekrar barıştırabilecek mi? ★ yazım yanlışı uyarısı. #5 in larrystylinson #3 in harrystyles