''Aslı, Aslı! Uyanmalısın.''Omzumu sarsan bir elle gözlerimi açtım. Çağrı omzumdan tutmuş beni sarsıyordu. Vücudumun tutulmuş olduğunu hissediyordum. Tek kişilik yatakta sıkışarak uyumuştum. Çağrı'nın yanımdaki varlığını uykuya dalarken hissetmiştim. Yatakta oturdu. Ben de kalkıp sırtımı başlığa dayadım. Ona baktım.
''Acele etmeliyiz, geç kalacağız.''
Başımı salladım. O yataktan kalkıp odadan çıkarken ben de yatağımı topladım. Köşeye bıraktığım kıyafetlerimi giydim. Çantamı yanıma alıp banyoya girdim. İhtiyaçlarımı giderirken kalbimin hızlandığını biliyordum. Aynada yüzüme baktığımda belki de uzun zaman sonra ilk defa gözlerimde bir heyecan parıltısı görüyordum. Ailemi bulma arzum uzunca bir süredir beni motive eden şeydi. Aldığım kötü haberleri kabullenmeme isteğim bu yüzdendi. Aklım bir şekilde kabullenmemi söylese de kalbim asla kabullenmiyordu.
Kapının tıklatılmasıyla başımı kapıya çevirdim. Kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Çağrı kapıdaydı. Hilal'in merdivenlerden indiğini gördüm.
''Hazırım.'' dedim, Çağrı sormadan. Başını salladı. Ben önde o arkada ilerlerken Mert'in kucağında uyuyan Deniz'i gördüm. Giriş kapısını açtığında karşımda esmer çok uzun olmayan zayıf bir adam duruyordu. Deniz'i, Mert'in kucağından aldı.
''Biz yokken her şey sana emanet Yağız. Ne kadar sürecek bilmiyorum ama Deniz'e iyi bak.'' dedi, Mert.
Deniz, uykusunda adını duyunca kıpırdandı. Yağız, Deniz'i kucakladı. Yanında duran uzun boylu kadını o an fark ettim. Yer yer kızıl renge boyalıydı saçları. Yağız'ın kollarından Deniz'i aldı. Mavi gözleri vardı. Dikkatle bana bakıyordu. Mert'e baktı.
''Her şey bende. Sakin olacağız. Bıraktığınız gibi bulacaksınız her şeyi.''
İçeriye göz attığında bakışları bana takıldı. Bir süre beni inceledi. Mert'e dönüp beni işaret etti. Ben burada değilmişim gibi davranıyordu.
''O bizim bir arkadaşımız.'' dedi, Mert kestirip atarak.
Yağız başını salladı.
''Öbür ekip hazır Mert. Dışarıda sizin hazır olmanızı bekliyor. Balıkesir'den sonra Manisa tarafına doğru sapacaklar. Onlar için on günlük bir plan var. Radyo üzerinden iletişimde olacağım onlarla. Siz de dikkat edin. İzmir'de kendinizi kollayın.''
''Edeceğiz, Yağız. Gerekli malzeme listesini yazdın mı?''
''Yazdım, arabada duruyor liste. Bir de kimsesizler için birkaç şey daha ekledim. Başka ailelerle yaşıyor olabilirler ama içime sinmedi.'' dedi, Yağız.
''Tamam, her şey bizde.'' dedi, Mert.
Çağrı, Yağız'a doğru ilerledi ve sarıldılar.
''Hayırlı yolculuklar kardeşim dikkat edin.'' dedi, Yağız. Mert'le sarılıp vedalaştı. En sona Hilal'i bıraktı. Mert'e döndü. ''O sana emanet.''
''Onu koruyacağımdan emin olabilirsin.'' dedi, Mert. ''Yıllar önce o bana kendini emanet ettiğinde gözüm gibi bakacağımı biliyordu. Sen de biliyordun.''
Yağız başını salladı. Hilal'le aralarındaki bağı düşünmeye başladım. Belki de akrabaydılar. Hilal'le sıkıca sarıldılar. Yağız bana bakarak Hilal'e bir şey söyledi. Hilal sadece başını salladı. Yağız bana doğru yaklaştı.
''Tanışmak için baya bir erken oldu ama ben Yağız.'' dedi ve elini uzattı. Elini sıktım.
''Ben de Aslı. Geri döndüğümde daha rahat tanışırız.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geride Kalan
General FictionGeride kalan belki de bir avuç insandık. Dünya daha ne kadar kötü olabilirdi? Aslı'nın bu hayatta öğrenmek istediği tek bir şey vardır. O da ailesi... Dışarısı son derece tehlikeliyken onu tehdit eden bir tehlikeden kaçarken bir grupla yolu kesişir...