12.Bölüm

2 1 0
                                    


Saat öğleden sonrayı gösterirken Çağrılar eve gelmişlerdi. Deniz evin sevdiği insanlarla bu kadar dolu olmasından dolayı o kadar mutluydu ki yerinde duramıyordu. Mert'e sataşıyor, onunla güreşiyordu. Hilal bu hallerine neşeyle gülerken Yağız ikisinin arasına giriyordu. İkisi de Deniz'e yenilir gibi yapıyordu. Sevda ve Cenk bir köşede bugün konuştuğumuz konuyu tartışırken İlhan, Büşra'yla Deniz'e tezahürat yapıyordu. Çağrı ise bir köşede onları izleyen benim yanıma çoktan gelmişti.

''Benimle bir şey konuşmak istiyordun.'' dedi, kolunu bana sararken. Bir kedi gibi kıvrıldım ona. Ona sarılmak onun sıcaklığını hissetmek bana huzur veriyordu. Güvende olduğumu söylüyordu. Yıllar sonra dile gelmese bile bir kalbe sahip olabileceğimi söylüyordu.

''Mutfağa geçelim mi?''

''Geçelim.'' dedi, sırıtarak. Hızlı adımlarla ilerlemeye başlarken peşinden sürüklendim. Sandalyeye oturduğunda bacağına oturdum. Kollarımı boynuna sardım. Yüzünde serseri bir gülümseme vardı. Yanaklarını öptüm. Kendimi çektiğim zaman bana yaklaştı ve dudaklarımızı birleştirdi. Sıcak dudakları kalbimi ısıtırken karşılık verdim. Kolu belimi sıkıca sarıp beni kendisine çekti iyice. Onu her şeyiyle hissederken heyecanlandığımı hissettim. Ellerim terliyor, bedenim titriyordu. Uzun zamandır kimseyle isteyerek bu kadar yakın olmamıştım. Vücudumun tepkileri beni şaşırtmadı. Dudaklarımızı ayırdım. Öpüşmemizin ilerleyeceğini hissediyordum.

''Bugün bir sevgi dolusunuz Aslı Hanım.'' dedi, dudaklarıma hızlı bir öpücük kondururken. Kollarımı ondan ayırdım ve karşısına geçtim.

''Sizi öpmeyi özlemişim Çağrı Bey.''

''Uzaklaşmanı sevmedim ayrıca bir kere öptün beni.'' dedi, söylenerek.

''Önemli bir şey konuşacağım.'' dedim, konuyu değiştirerek. Çağrı'ya baktım. Dikkatle beni izliyordu. Kahverengi gözleri beni ezberlemek ister gibiydi. Belki bazen benim yaptığım şeyi yapıyordu. Bazen bir daha yaşayamayacağım anları kaydetmek ister gibi zihnime kaydediyordum. İyi veya kötü hiç fark etmiyordu.

''Anlat bakalım.'' dedi, elleri ellerime uzanırken. Parmaklarımızı birleştirdi. Soğuk ellerime karşı onun sıcak elleri iyi gelmişti.

Bugün Deniz'le olan konuşmamızı anlatacaktım.

''Deniz, bugün bana anne demek istediğini söyledi. Neye uğradığımı şaşırdım Çağrı.'' dedim, heyecanla. Çağrı'nın yüzünde kocaman bir gülümseme oldu. ''Bana alıştığını hissediyordum ama bu denli bir adım atması beni heyecanlandırdı. Şaşırdım doğal olarak. O bunu yanlış anladı ama düşüncesini düzelttim. O andan beri bana anne diyor.''

''Buna o kadar sevindim ki, Deniz'i sevdiğini biliyorum. Onun da seni sevdiğini biliyorum. Gece yataktan kalktığını anladığında huzursuzca bana dönüp sarılıyor.''

Çağrı, gece kalkmalarımı anlıyordu demek ki. Bu konuda bana anlayış göstermesi beni mutlu etti. Sıkmıyordu, yormuyordu. Kendime bir alan yaratmama izin veriyordu.

''Senin anladığını hiç düşünmemiştim. Derin uyuyor gibi gözüküyordun.'' dedim, sakin bir şekilde.

Elimi kendine doğru çekti. Ona doğru çekildim. Dudaklarıyla avcumu öptü.

''Anlıyorum ama seni o an kendi haline bırakmak daha doğru geliyor. İlk başta yanına gelmek istedim ama fark ettim ki o an bana ihtiyacın yok. İhtiyacın olsa beni uyandırırdın.'' dedi ve elimi tekrar öptü. ''Kendi halinde olmak istiyordun. Peşinden geldim. Mert'le sohbet ettiğini en azından ona bir şeyler anlattığını fark edince odaya geri döndüm.''

Geride KalanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin