Hikayemi okuyacak olan tüm arkadaşlar, sevgili okuyucular öncelikle hoş geldiniz. Bu maceraya benimle birlikte katılmaya hazır mısınız? Oy vererek ve yorum yaparak destek olabilirsiniz. Yazım hatalarım varsa kusura bakmayın. Gözden kaçabiliyor.
Şimdiden iyi okumalar...
Koşuyordum, tüm gücümle, sızlayan bacaklarıma inat koşuyordum. Saklanacak bir yer bulmam gerekiyordu. Nefes almakta zorlanırken bacaklarım isyan edercesine sızlıyordu. Ağaçlara çıkamazdım. Bacaklarım beni yarı yolda bırakırdı biliyorum.
Arkamdan gelen adım sesleri uzakta kalmaya başlarken durmadım. Güvenli bir yere girmeliydim. Bu gece de başımı sokabileceğim bir yer bulmalıydım. Son üç aydır yaptığımı yapmalı ve göçebeliğe devam etmeliydim.
Etrafta duyduğum tek ses kendi adım seslerim olduğunda bile ara sokaklara girmeye devam ettim. Elimde silahımla koşarken karşıma çıkabilecek olan herhangi bir canlıya karşı hazırlıklıydım. Sol taraftan üzerime doğru gelen mutasyonluyla birlikte sağdaki sokağa saptım. Yavaşlardandı. Hızlı olan olsa atak yapacağını biliyordum. Çıkmaz bir sokağa geldiğimde etraftaki mutasyonluların sayıca az olması sonucu şaşırdım.
Beni kovalayan adamlardan sonra mutasyonlularla uğraşamazdım. Etrafımı hızlıca inceledim. Karşımda beş katlı bir apartman vardı. Kalabalık bir mutasyonlu grupla uğraşma riskini göze alamazdım. Silahımı kullanamazdım. Parka geri dönebilsem kendimi saklayacak bir yer bulabilirdim. Adamlardan kaçarken şehir merkezine dalmam saçmalıktı. Bacaklarımı sıktım. Sızlıyorlardı. Yirmi dakika kadar koşmuş olmalıydım.
''Biraz daha dayan Aslı. Biraz daha lütfen.''
Derin nefesler alıp biraz olsun sakinleşmeyi denedim. Adım sesleri duyduğumda kendimi apartmanın birinci katındaki kırık panjurlu balkona attım. Açık olan panjuru hızlıca çektim. Çantamdaki iple sıkıca bağladım. Balkon kapısı kilitliydi. Burada saklanmaktan başka çarem yoktu. İçeri giremezdim. Atakçılardan biriyle karşılaşma riskini alamazdım.
''Soner, gördün mü o fareyi?''
''Görmedim abi. Daha fazla başımıza bela almayalım. Ordu buraları temizledi ama yine de güven olmaz işlerine.''
''Soner, aptallaşma. O fare bizden ilaç ve yemek çaldı. Onu bulmalıyız.''
''Abi gidelim, yolda gelirken yavaşlardan birkaçını indirdik ama atakçı çıkarsa görürüz günümüzü. Hadi. Siktir et, ne bok yerse yesin. Zaten daha fazla hayatta kalamaz.''
''Harun onu canlı istiyor. Başında ödül var. Ödülü alırsam çocuğum kurtulacak.''
''Abi, o ilaçtan aramaya devam edelim. Gerekirse evlere gireriz. Belki kızla da karşılaşırız. Ama kaçmıştır o. Daha önce de çaldı bizden. Bir zamanlar Harun'dan bile çaldığı söyleniyor. Harun yakalayamadıysa biz nasıl yakalayacağız? Görmediğimizi söyleriz.''
''O aptal fare bizi biliyor. Bilerek Harun'dan çalıyor. Şu apartmana girelim.''
Kalbim hızlanırken elimle ağzımı kapattım. Çıkaracağım en ufak ses dikkat çekecekti. Bu aptallar apartmana girdikleri anda ipi çözüp çıkmalıydım. Adım sesleri bulunduğum yere yaklaşırken nefesimi tuttum. Az önce bağladığım panjuru çekiştirdiler. Açamadılar.
''Apartman kapısını deneyelim. En üstten başlayıp aşağıya ineriz. Ya da daire daire bölüşürüz. Eskiden bu civarlarda kuryeciydim. Bu apartmanı hatırlıyorum. Her katta iki daire var. En üstten başlar temizleyerek çıkarız. Bakarsın ilacı buluruz.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geride Kalan
قصص عامةGeride kalan belki de bir avuç insandık. Dünya daha ne kadar kötü olabilirdi? Aslı'nın bu hayatta öğrenmek istediği tek bir şey vardır. O da ailesi... Dışarısı son derece tehlikeliyken onu tehdit eden bir tehlikeden kaçarken bir grupla yolu kesişir...