1.Bölüm

20.5K 1.4K 302
                                    

07.07.2020
Temmuz ayı
Cumartesi...

Rumeli Ayhan- Evlere şenlik

Heyecanla bir oraya bir buraya koşturuyor, bir dakika yerinde duramıyordu. İçindeki heyecan ve sevincin resmen tarifi yoktu. Yıllardır hayalini kurduğu an bugün gerçekleşiyordu. Sevdiği adamla sözleniyordu. Sağ elini kaldırdı ve kalbinin üzerine koydu, kalbi göğüs kafesini delip geçmek istiyordu resmen! "Umarım, heyecandan kalp krizi geçirmem!" diye söylendi ve derin bir nefes aldı. Son kez aşağıdaki hazırlıklara göz gezdirdi ve doğruca merdivenlere yönelip odasına çıktı. Yatağın üzerinde onu giymesi için bekleyen mavi elbisesine kocaman gülümsedi ve koşarcasına penceresinin önüne geçip karşı eve baktı. Gözleri komutlanmış gibi hemen sevdiği adamın penceresine kaymıştı, ah şu pencereler dili olsa neler söylerlerdi! Kaç gece bu pencerenin dibinde karşı pencereye bakarak ağlamıştı, Poyraz'la bir sürü anısı olmuştu bu pencere kenarında derken duyduğu araba konvoy sesiyle başını pencerden çıkardı.

Üç araba konvoy halinde gelmiş ve kapıda durmuşlardı. İlk arabadan inen elinde kırmızı mendilli Faruk olmuştu. Mayıs, Faruk'un bu deli hallerine alışık olduğu için kocaman gülümsemişti. İkinci arabadan ise bir kız çocuğu ve üç-dört yaşlarında bir erkek çocuk inmişti. Hemen ardından ise bir kadın ve bir erkek; Sanırım Poyraz'ın bahsettiği arkadaşı Barut olmalıydı, Barut Karadağlı... Mayıs, Poyraz'ın arkadaşları arasında en çok bu adamı merak ediyordu, Faruk'un onları yönlendirmesiyle eve doğru adımlamışlardı. Anlaşılan Poyraz beyin daha hazırlanması bitmemişti. Yoksa ilk önce o karşılardı arkadaşlarını. Aklına dank edenle hemen perdesini kapattı ve banyosuna doğru adımladı. Kendisinin de hazırlanması lazımdı, birkaç saate tüm misafirler gelirdi.

Önce güzelce duş almış, daha sonra mavi elbisesini üzerini geçirmişti. Kalçasına kadar uzun olan sarı saçlarını tek omzunda toplamış ve havluyla kurulamaya başlamıştı. Saçlarını kesmeyi çok istiyordu ama Poyraz bey izin vermiyordu. Onun uzun saçlı halini ve saçlarıyla oynamayı çok seviyormuş. Derken kapısı tıklatılmış daha sonra içeri en sevdiği iki kuzeni girmişti. Halası Fidan'ın kızı Pelin kuafördü, o yüzden saçı ve makyajı evde yapacaklardı.

"Dünyanın en güzel gelinini, hazırlamaya geldik!" diye neşeyle konuştu Pelin, Mayıs kıkırdamış ve kuzenine sıkıca sarılmıştı. Ah bu deli kızlar bu aşka en çok onlar şahitlik etmişti.

" Ama sen çok güzel olmuşsun" diye söylenen diğer halasının kızı Sibel'de sıkıca sarılmıştı. Üç kız, hem gülerek hem de eğlenerek hazırlanmışlardı. Vaktin nasıl geçtiğini anlamamışlardı resmen, Mayıs kendisine son dokunuşları da yapmış ve odasından çıkmıştı. Mavi elbisesinin üzerindeki simler parlıyordu, aşağıdan gelen seslere bakılırsa herkes gelmış, bir erkek tarafının gelmesi kalmıştı. Tüm akrabalarına hoş geldin dedikten sonra, geçip babası Orhan beyin yanına oturmuştu. Daha sonra söz süslerini son kez kontrol etmek amacıyla baktı, beyaz renkte bir organizasyon ayarlamışlardı. Misafirler için dağıtılacak olan hediyeliklerin üzerinde sarı çiçekler vardı. Mayıs bunları incelerken, Orhan bey de kızına bakıyordu.

Bir evin bir kızıydı Mayıs, babası Orhan beyin gözbebeği, annesi Saniye hanımın nazlı kızıydı, Poyraz'ın ise çiçeği... Orhan bey kızına hüzün ve mutluluk karışımı ile bakarken kapı çalmıştı. Mayıs heyecanla ayağa kalkmış ve ne yapacağını bilmez vaziyette durmuştu, kuzeni Sibel'in kolundan tutup çekmesiyle çalan kapıya doğru adımlamıştı.

Kapının tekrar çalmasıyla heyecanla kapıya dikildi Mayıs. Tüm ailesi arkasında iken, babasının yüzü resmen yeri deliyordu.

"Mayıs! Güzel kızım açma kapıyı çalar çalar giderler!" Demişti Orhan bey, ortamda gülüşmeler olurken Orhan bey gayet ciddiydi. Bir tane kızı vardı ve kimseye layık görmüyordu, bu elinde büyüyen oğlu olarak gördüğü Poyraz içinde geçerliydi. Onun dünyalar güzeli kızı kimseye layık değildi. Baba evinde oturmaya layıktı bir tek.

Mayıs Çiçeği (Mahalle kurgusu) /TAMAMLANDI \Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin