13.Bölüm

7.9K 1K 305
                                    


Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🫶🏻

Uzun süredir gelmediği Sera'ya gelir gelmez ilk işi çiçeklerin topraklarını değiştirmek olmuştu. Daha sonra gelen müşteriler ile ilgilenmiş ve uzun zaman sonra birkaç  çiçek satışı yapmıştı. Şimdi ise yapmış olduğu keyif kahvesi ile gözlerini kapatmış, kuş sesleri eşliğinde dinleniyordu. Sanırım Faruk yine haklı çıkmıştı, iki haftadır ilaçları düzenli kullanıyordu ve sakinleştiğini hissediyordu. Uzun zamandır Poyraz'la da karşılaşmıyordu. Yoluna çıkmıyordu, kriz geçirmiyordu. Geceleri aniden uyanıp ağlamıyordu artık. Derin bir nefes aldı, iyileşiyor muydu? Asıl önemli olan iyileşmek istiyor muydu Mayıs? 

Ayağa kalkmış önce fincanını yıkamış daha sonra Sera'yı kilitleyip çıkmıştı.  Kendini bir kuş kadar özgür ve hafif hissediyordu, uzun zamandır yapmadığı bir şeyi yapmış ve kulaklıklarını çıkarıp şarkı dinlemeye başlamıştı. Sonbaharın son günlerini yaşıyorlardı. Ağaçlar yaparaklarını dökmüş, ara ara atıştıran yağmur damlaları ile etrafta mis gibi toprak kokusu alıyordu. Evinin bahçesine gelince kulaklıklarını çıkardı ve çantasına koyup anahtarını aldı. Ama aniden içine düşen korku ile birkaç dakika durdu. Elini ağırlık çöken kalbinin üzerine koydu, birdenbire nereden çökmüştü bu ağırlık? Derin nefesler almaya çalıştı ama aldıkça sanki kaburgaları ağrıyordu.  Elleri titreye titreye kapıyı açtı, çantasını yere attığını gibi geçip salonaki koltuğun üzerine oturdu. İçine çöken sıkıntının ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Sanki bir şey unutmuştu ama ne unutmuştu? Çok önemli bir şey gibi hissediyor ama ne olduğunu bulamıyordu. Belki de çok uzun zaman önce kayıp ettiği bir şey yeni aklına gelmişti?

"Mayıs! Bu kapı neden açık?" Faruk'un telaşlı sesini duymasıyla hiç başını kaldırıp dahi bakmadı. Bakmak istemedi derken Faruk onun yanına çoktan gelmişti bile," Güzelim bir şey mi oldu?" Diye sordu hemen karısının yüzünü avuçlar içine almıştı.

"Faruk, ben iyi değilim içimde bir sıkıntı var," diye aceleci bir tavırla konuşmuş ve gözüne çarpan örgü bebek ile birkaç saniyeliğine durmuştu. Bu bebek kimdi? Evine göz gezdirdi ve her tarafta kız çocuğu oyuncağı olduğunu gördü. Korkuyla ayağa kalktı, içindeki korku giderek büyürken Mayıs ne unuttuğunu hatırlamıştı!

Kızını unutmuştu! Ama... ama nerede unutmuştu?

Faruk'ta hemen onunla birlikte ayağa kalkmış ve karşısında derin derin nefesler alan kadina şaşkınlıkla bakıyordu,

"Masal.... Kızımı unuttum." Demişti kendisinin bile zor duyduğu bir sesle, daha sonra Faruk'a dönmüş,  hayal kırıklığı ve öfke ile  bakmıştı. "Senin yüzünden! Senin yüzünden! Kızımı, Masalımı senin yüzünden unuttum! Sana o ilaçları içmek istemediğimi söylemiştim!" Diye var gücüyle bağırdı. Evet evet o ilaçlar yüzünden kızını unutmuştu.  Gözünden bardaktan boşalırcasına akan yaşlarla kapıya doğru koşmuştu. Kızını bulması lazımdı, kızını istiyordu. Çıplak ayaklarına  batan sivri taşları umursamadan bahçe kapısına doğru koşmuştu ki arkadan aniden beline sarılan güçlü kollar ile olduğu yerde kalmıştı.

"Mayıs bir dur!" Diye bağırdı Faruk, kollarından kurtulmaya çalışan kadına daha sıkı sarılmıştı. "Masal annenlerde, sabah seraya giderken oraya bırakmıştın ya!" Dedi Faruk,

Mayıs anında durmuş ve hatırlamaya çalışmıştı. Evet doğru sabah işleri çok uzun süreceği için Masal'ı seraya götürmemişti. Faruk kolları arasında göz yaşlarını silmiş ve derin bir nefes almıştı.  Ama yinede içi rahat değildi.

"Ama yine de unuttum,kızımı unuttum! Hepsi o
İlaçlar yüzünden bir daha asla içmeyeceğim!"demisti kendinden emin bir tavırla ,Faruk'un kolları arasından çıkmış ve göz göze gelmişlerdi.

Mayıs Çiçeği (Mahalle kurgusu) /TAMAMLANDI \Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin