Final-1

10.1K 821 122
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🫶🏻

Ve Son...

Çıplak ayaklarınına batan taşları umursamadan koşmaya devam etti. Zor olmuştu ama hastaneden kaçmayı başarmıştı! Sevmiyordu orayı, orası ona kötü hissettiriyordu. Üstelik Poyraz'ı unutması için ilaç veriyorlardı. Şimdiye kadar verdikleri ilaçları hep yatağının altına saklamış içmemişti. Ta ki birkaç ay önce doktoru Faruk fark edene  kadar.  Gördükten sonra sıkı bir tedbir almış ve ilaçları içtiğinden emin olana kadar odadan çıkmıyordu. Adımları yavaşlattı istediği yere sonunda gelmişti. Poyraz'ın yanına... Kalbindeki ağırlıkla adımlarını atmaya başladı. Attığı her adımda gözünden bir damla yaş akıyordu. Kaldıramıyordu Mayıs bunları, sevdiği adamın kollarında şehit olmasını hemen ardından bebeğini de kayıp etmesini asla kaldıramıyordu. Mezarlıkta güvenlikçi kapı girişindeki Mayıs'ı görünce, üzgünce baktı. Üzerinde yine o beyaz elbisesi, saçı başı dağınıktı. Sertçe yutkundu ve kapıyı açıp içeri girmesi için yol verdi. Daha sonra Mayıs'ın ailesini ve Doktoru Faruk'u aramıştı. Senelerdir akşamları kaçıp kaçıp geliyordu Mayıs buraya,mezarlığın kenarına oturuyor ve saatlerce ağlıyordu. Bazen sanki karşısında biri varmış gibi sohbet ediyor ve gülüyordu. Son gelişinde ailesi ve doktoru güvenliğe numaralarını bırakmışlardı.

Mayıs, mezarın başına gelir gelmez ağlamaya başladı. Gördüğü tarih ile derin bir nefes aldı. 07.07.2020... Poyraz'ın şehit olduğu, Mayıs'ın ise hayal dünyasında bu tarihi en mutlu olduğu güne çevirerek, söz tarihi yaptığı gün. Buz gibi olan mezar taşını okşadı...

"Canımın içi, bak ben geldim çiçeğin geldi." demişti mezarın yanına oturarak. Poyraz'ın mezarı çiçeklerle doluydu, en çokta Mayıs çiçeği ile... Çünkü Poyraz bu hayatta en çok Mayıs'ı çiçeğini severdi..

"Seni çok özledim, " Başını havaya kaldırdı, sertçe yutkundu aylar sonra bir gerçeği kabullenmese de dile getirdi." Poyraz ben... ben senin sesini unuttum. Hayallerin yetmiyor bana artık." Dedi hıçkırıkları arasında, mezarın üzerinden bir avuç toprak aldı ve burnuna götürüp kokladı... "Toprak sen korkuyor, sen toprak mı oldun canımın içi. Yere göğe sığdıramadığım seni, kara toprağın altına nasıl sığdırdılar?" Demişti avucundaki kuru toprağı öperken, "kızıyor musun bana? Senin bu gidişini affetmedim diye ama benim canım çok yandı Poyraz. Sen gidince benim canım da gitti, bebeğimde gitti." Burnunu çekti tekrar  karanlık havaya baktı, yıldızlar parlıyordu. Hava  çok soğuk değildi ama insanın içini titretiyordu, "ben sandım ki, seni hayal dünyamda yaşatırım. Ama olmadı Poyraz... yapmadım" sesi kısılmıştı, başını mezarın üzerine koydu sanki Poyraz'ın göğüsünde yatıyormuş gibiydi. Ne kadar uzun süre öylece yattı bilmiyordu ama güneş doğmaya yüz tutmuş hava aydınlatıyordu ve Faruk çoktan gelmiş bekliyordu.

"Mayıs, bu işkenceye  bir son vermen lazım artık!" demişti çok üzülüyordu Mayıs'ın bu haline, yıllardır tımarhanede yatıyordu. Ve çoktan iyileşmesi lazımdı ama Mayıs iyileşmiyordu. Ölenle ölünmuyordu hayat bir yerden sonra devam ediyordu. Ve Mayıs ne kadar kabul etmese de hayatına devam edecekti.

"Bana bir keresinde, öpersen uyanırım demişti... Biliyor musun Faruk, ben onun soğuk bedenini morg da defalarca öptüm ama uyanmadı." sesi titriyordu, bedeni üşüyordu ama içi yanıyordu. "O benim kollarımda şehit düştü, Poyraz gidince benim çocukluğum, gençliğimde gitti. Herşeyim gitti." Demişti sanki bir şeyleri kabullenmiş gibiydi,

"Poyraz seni böyle görmek istemezdi. O seni güçlü görmek isterdi. Mayıs, Poyraz için iyileş." demişti ses tonu yalvarır biçimdeydi. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Mayıs Çiçeği (Mahalle kurgusu) /TAMAMLANDI \Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin