7.Bölüm

12.3K 1.3K 203
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum 🤍

Yıkılmak binaya mahsus bir şey değil ki Züleyha! Bir insanın, bir cümle ile yıkıldığını gördüm ben, demiş Cahit Zarifoğlu. Hemde öyle bir yıkılır ki tüm cihan toplansa, o yıkık bir daha toplarlanıp eski haline gelemezdi. Tıpkı Mayıs gibi... Günlerce ağlamaktan, çığlık atmaktan helak olmuştu. O gün, o gece sabaha kadar, üzerinde gelinlik ile bahçede oturup Poyraz'ı beklemişti. Arabasının gittiği yolun taşlarını ezberlemiş ama Poyraz o gece geri dönmemişti. Oysa geri döneceğine ne çok inanmıştı.

Sevdiğinin yüzüne bakmaya doyamayan kadın; o gece, bir daha, o yüze bakmamaya yemin etmişti...

Gözünden akan yaşı elinin tersiyle sildi. Poyraz gideli tam bir hafta olmuştu, koskoca bir hafta bir asır gibi gelmişti. Eve gelen misafirler iki gün içinde tekrar evlerine gönderilmişti. Poyraz'ın gidişine kimse akıl sır erdiremiyordu. Neden gitmişti? Üstelik düğüne bir hafta kala, neden onu terk etmişti. Hani çok seviyordu onu? Hani onun her şeyi idi?

'Ödüm kopuyor Mayıs. Düğünden önce bir aksilik olacak diye'

'Ben, düğünümde aksilik ve uğursuzluk istemiyorum. O yüzden seni gelinlikle düğün gününe kadar göremem."

'Çiçeğim, Poyraz'ın çiçeği.'

"Sus..." kafasında dönen nice seslere yalvarırcasına seslendi Mayıs. " Sus.. yalvarırım sus..."

'Mayıs, çok özür dilerim ama ben seninle evlenemem."

'Kendini daha fazla küçük düşürme Mayıs."

Yatakta oturur pozisyona geldi, elleriyle kulaklarını kapattı. Duymak, hatırlamak istemiyordu. "Sus!" diye bağırdı, var gücüyle. Sinirden sarı saçlarının tutamlarını tutmuş, sıkıca yolmaya başlamıştı. O kadar sert yoluyordu ki ağrıyan saçının kökü zerre umrunda değildi. Kafasındaki sesleri susturmak istiyordu. Poyraz'ın bir daha gelmeyecek olmasını kabullenmek istiyordu. Saçları sanki nefes almasını engelliyordu, saçlarını kesmek istiyordu. Evet evet! saçlarını kesmek istiyordu, nefes almak istiyordu. Yataktan hızla kalktı, odasının içinde delirmiş gibi bir sağ bir sola yürümeye başladı. Kahverengi çekmecesini sertçe açtı. Kırmızı uçlu makası eline aldı. Birkaç dakikalık bakışmadan sonra hiç acımadan, içi bile sızlamadan sarı saçlarını kesmeye başladı. Nasıl kestiği hiç önemli değildi, sadece nefes almak istiyordu. Yere düşen saç tutamlarını gördükçe anılar zihninde çalkanıyordu.

"Saçlarını sakın kesme Mayıs! Onları okşamayı ve kokusunu çok seviyorum."

Poyraz, çok seviyordu... Elindeki makas büyük bir gürültü ile yere düştü. Poyraz... Çok seviyordu. Yönünü bu kez dolabına çevirdi. Dolabının kapağını kırarcasına açtı. İçindeki tüm çiçekli elbiselerini öfekeyle tek kolunda topladı. Daha sonra sinirle yatağının üzerine fırlattı. Dolabının en alt kısmından büyük kare kutuyu çıkardı. Gelinliği vardı bu kutuda, büyük bir hevesle alıp giydiği ve üzerinde iken terk edildiği gelinliği. Bakışmayı kısa kesti,çiçekli elbiselerini kutunun içine koydu. Poyraz'ın ona isteme gecesinde aldığı ve kuruttuğu mayıs çiçeklerini de koydu. Daha sonra yerdeki saçlarına baktı. Gözünden bir damla yaş akarken eğildi ve onları da toplayıp kutuya koydu. Odasının kapısını açtı, merdivenlerden öfkeyle inmeye başladı.

Mutfağa girdi, tezgahın üzerindeki çakmağı aldı ve dış kapıdan hızlı adımlarla çıktı. Bahçede oturan ailesi onun bu haline şokla bakarken, annesinin bağırma sesini umursamdı. Orhan bey kızının haline acıyarak baktı, saçlarını kesmişti... hem de çok kötü şekilde. Mayıs demir çöp konteynerinin kapağını açtı, elindeki kutuyu hiç düşünmeden çöp kutusuna attı. Elleri titrerken, çakmağı yakmaya çalıştı ama beceremedi. Sinirlendi, çakmağı yere hızla attı, çakmak parçalanırken, daha sonra tekrar evin bahçesine girdi.

Mayıs Çiçeği (Mahalle kurgusu) /TAMAMLANDI \Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin