Bölüm 30 -2. bir şans

76 14 42
                                    

Sarışın gözlerini duyduğu ağlamam sesleri ile aralamıştı. Ayakları kendi kendine hareket etmiş ve bir beşiğin önünde durmuştu. Sarışın gözlerini alamamıştı karşısında 3 beşik ve 3 farklı bebek vardı. Birisi sarı saçlı mavi gözlü ve kendisi gibi tilki kuyruk ve kulakları vardı. Bir diğeri ise Siyah saçlı mavi gözlü bir kızdı yüzünde diğer ikisinde olan çizgilerden yoktu. Sonuncu ise tek erkek bebekti o da Siyah saçlı mavi gözlüydü ve yüzündeki çizgiler ile sarışının bebekliğine çok benziyordu. Sarışını gören bebekler ağlamayı bırakmış ve gülmeye başlamışlardı. 

''Sh biraz daha uyusam olmaz mıydı?'' Sarışın kendi kendine konuşurken aklına yaşadıkları gelmişti ölmemiş miydi o? Şimdi neden buradaydı? burası neresiydi? kimin eviydi? Neler oluyordu sarışın içini saran korkuyla evden dışarıya çıkacaktı ki minik bebekleri tekrardan ağlamaya başlayınca ilk onların karnını doyurmuş ve nerden çıktığını bile bilmediği bbek arabasına koyup evden dışarıya çıkmıştı. 2,5 saatlik bir yoldan sonra gelmişti istediği yere emin olmalıydı o bir rüya mıydı yoksa gerçek miydi? ama gerçek olsa yaşayamazdı? Sarışın ormanda yürürken yerdeki kan lekelerini görmeye başlamıştı.

biraz daha ilerledikten sonra ırmağın kenarına varmıştı ve ırmağın kenarından yürümeye başlamıştı. ''Nerede bu-?'' karaya çıkan bedenini görünce midesi bulanmıştı ve haline acımıştı gözleri açıktı ve bir gözü artık yerinde bile değildi. üstünde 2 akbaba cesedi yemek için birlikte hareket yapıyorlardı. Büyük ihtimal 2-3 hafta önce vurmuştu karaya bedeni. Sarışın biraz daha ilerlediğinde kulaklarını görmüştü. Doğru ya çocuklarının da kulağı vardı yani hala bir omega mıydı? sarışın kendisine gelmiş ve derin bir nefes alıp kuyruklarını serbest bırakmıştı. Kulakları vardı kuyrukları vardı ama eskisine nazaran o kabarıklığı kalmamıştı...

Kulakları  yaralıydı. tam olarak önceden kestiği yerde iyileşmekte olan yaralar vardı. kolunda sarılı olan bileklerini daha yeni fark etmişti. Bu rüya değildi, bunlar gerçekten de olmuştu, O aldatılmıştı ve ölmüştü. Aklına gelen şeyle yüzüne ufak bir gülümseme kondurmuştu. ''Seni süründüreceğim Uchiha. Bana yaptıkların karşılıksız kalmayacak'' minik gülüşü en sonunda bir kahkahaya dönüşmüştü. Bizi sarışın delirmişti ve bunu kanıtı olarak olarak ise davranışlarında ki değişimdi...

''Seni bitireceğim.'' bunları dedikten sonra bebeklerine bakmıştı. ''Sizi 1 kez öldürdüm ben özür dilerim meleklerim beni affedin olur mu?'' sesi o kadar acı dolu çıkmıştı ki onu duyan gökyüzünü kara bulutlarla dolmuş ve yağmur başlamıştı hava soğumuştu. Sarışın üstündeki ceketi minik bedenleri sarmak için kullanmıştı. Yağan yağmurun altında ilerliyordu sırılsıklam olmuştu bile. Evinin olduğu sokağın başına geldiğinde onu gören komşusu onu evine davet etmişti ama ona ''Naruto'' diye değil  ''Naru'' demişti acaba ismi de mi değişmişti? Bunları umursamadan içeriye girmişti.

İçeride bembeyaz tüylere sahip minik bir köpek yavrusu vardı. ''Nereden geliyorsun Naru?'' diye sormuştu kahve tonlarında saçları olan adam. ''Öyle bir gezineyim demiştim'' diye konuyu kestirip atmıştı ondan sonra konuşan olmamıştı zaten. Ölüm sessizliği devam ederken yağmur durmuştu. Naru ayaklandı ve teşekkür edip evine gitmişti. Eve gelir gelmez çocukların üstünü değiştirmişti. kendisi ise ıslak elbiseleri ile yatağına uzanmıştı. ''Uyusam bir şey olmaz değil mi?'' gözlerini kapatmıştı. Onun uyuması ile evde derin bir sessizlik olmuştu.

...

Sarışın gözlerini açtığında saat gece yarısını geçmişti ve ağlama sesleri bütün odayı dolduruyordu. Gerçekten de çocuklar bu saate kadar aç mı kalmışlardı. Sarışın çocukların tek tek karnını doyurmuştu. ardından da onları uyutmuştu. Kendisi de evin balkonuna çıkmıştı. Ciğerlerini temiz oksijenle doldurmuştu. Ardından gözüne ilişen sigara paketine gitmişti eli. Eline aldığı sigarayı yakmış ve dumanın ciğerlerini zehirlemesine izin vermişti. Aklına gelen anılarla tekrardan dolmuştu gözleri. Neden bu kadar çok canını yakıyordu onu düşünmek? Dudaklarının arasından çıkan duman gökyüzüne doğru yol alırken göz yaşları fayansla buluşmaktaydı.

Hayat neden bu kadar yorucuyu? Sarışın balkondan ayrılmış ve mutfaktan bulduğu biraları alıp tekrardan çıkmıştı balkona.  Açtığı ilk birayı tepesine dikmişti. Ne zamandan beri bunları yapar olmuştu? Ne zaman başlamıştı bu zehirlere  aklı almıyordu ama yabancılamıyordu da bu hafif  mayhoş tadı sanki bu zehirler onu iyileştiren ilaç gibi gelmişti. Dudaklarının arasındaki şişe bittiğinde yere fırlatmıştı. Fırlattığı cam şişe parçalanmıştı. 

''Keşke seninle hiç tanışmasaydım'' dedi hıçkırıklar ve göz yaşları arasında hafiften sarhoşluğun verdiği kızarık yanakları ve konuşurken ki halsizliği ile fısıldıyordu karanlıklar içerisinde ki Ay'a. İçinde öyle bir nefret vardı ki kelimeler anlatmak için yetersiz kalırdı. Kendisini 5 farklı kişi ile aldatıp üstüne bunları videoya çekip bunu Narutoya atması nasıl bir yüzsüzlüktü? Bu artık yüzsüzlüğü de aşmıştı.

Sarışın hatırladıkça ağlıyor, ağladıkça hatırlıyordu o videoda kendisi hakkında dediklerini...

Sarışın ağlamayı bıraktığında binaların arasından doğan güneş yüzüne vuruyordu. Sarışın elini güneşi kapatacak şekil de tutuyordu. Aklına gelen ilk şey bebekleri olmuştu. Acaba onları uyandırdım mı diye düşünmüş ve ayağına batan camları umursamadan minik bedenlerin yanına koşturmuştu. Geldiğinde ise hala uyuduklarını görmüş ve rahatlamıştı. Ayağındaki camları temizledikten sonra balkondaki cam kırıklarını da temizlemişti. Yerleri vileda ile tertemiz yapmasına rağmen halıdaki kan lekelerine dokunmamıştı bile...

Gerçekten bu aşk böyle bir sonu hak ediyor muydu? Yoksa bu aşk gerçek bir aşk değil miydi? bu sorular ile dolmuştu sarışının beyni





Denekten insana |SasuNaru|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin