𝔹.𝔻♡
En son bugün daha ne kadar mükemmel olabilirdi demiştim değil mi? Az önce nöbetçi öğrenci gelip müdürün beni çağırdığını söyledi. Sınıfta bir anda odak noktası olmuştum. İşlerine gelirdi şu an canım sınıfımın çünkü herkes derste bunalmış kimi kafayı sıraya vurmuş yatıyor, kimi kitap okuyor, kimi sohbet ediyor hoca o tarafa bakınca da hemen uslu çocuk oluyorlardı. Bazıları da benim gibi dersi anlamaya çalışırken beyin hücrelerini öldürüyordu.
*Yazık be beyin hücrelerine yaa..
-He valla iç ses yazık neysee.Ben iç sesimle konuşuyorken tüm sınıf ne oldu acaba diye bana bakıyorlardı. Bilmiyorum manasında omuzlarımı yukarı aşağı silktim. Nöbetçi yerine geçince bende aşağıya müdürün odasına indim. Kapıyı çaldım ve beklememe gerek kalmadan gel komutunu aldım. İçeri girdiğimde sadece müdürün olmasını beklerken içeride müdürle beraber Mustafa hoca, Oğuz abi ve tanımadığım bir adam vardı. Daha önce onu okulda görmemiştim ama sanırım yeni gelen hoca o olmalıydı. Daha ilk dakikadan Oğuz abinin sırıtışı bana pek iyi şeyler olmayacağını simgeler nitelikteydi. Bakışmalara dayanamayan müdür neler olduğunu sonunda açıklamaya başladı:
-Dua okullararası valeybol turnuvası düzenleniyor. Hocalar ve öğrencileri takım oluyor. Okulun kız ve erkek valeybol takımları birleşecek yani sen, İlknur ve Safir kız takımını, Oğuz, Burak ve Barış erkek takımını temsil edecek. İsimleriniz yarışmaya verildi. Turnuva hakkında sonra konuşursunuz hocalarımızla. Dersine dönebilirsin, diyerek bildiğiniz tek nefeste herşeyi sıralamış ve bana kabul etmeme gibi bir seçenek bırakmadan sınıfıma dönmemi söylemişti.
*Yanlız şu çocuk ne ya taş, ne taşı meteor mübarek!
-Abart sende iç ses bak işte gayet nor- oha!!
*Abartma canım ne taşı ne meteoru değil mi Dua?
-İç ses geldiğin yere geri döner misin?..... Gittin mi?..... Gitti ehehe.
*Kız bir dakika. Bu meteor beyefendi hocaysa siz bunlarla takım olacaksınız!?
-Adam kafasını kaldırıp bir kere bakmadı değişik. Sen ne hevesleniyorsun?İç sesimle tartışa tartışa sınıfa geldim. Oynamak mesele değildi de hem emrivaki yapmışlardı hem de hocalarla oynayacaktık. Neyse ki il turnuvalarına hazırlanıyorduk. En azından antremanlıydık. Oğuz abi ve erkek valeybol takımı da bizim gibi il turnuvalarına hazırlandığı için sıkıntı yoktu. Hocaların durumuna da bakar ona göre ayarlardık provaları artık.
(Öğlen arası)
Allah'ım sen ne güzel yaratıyorsun ya.. Mis mis. Kurban verene kurban verene.
Oturduğum yerden çiğköfteme olan övgülerimle karnımı doyuruyorum. Tabi telefonumdan gelen bildirime kadar!?(Mustafa Hoca sizi bir gruba ekledi.)
Grup bilgilerine girip bir bakayım. Oğuzcuğum abiciğim, Semihciğim, Alparslan beycik ve Mustafa Hoca var. Aha yazdı biri bakalım çiğköftelerime ne zaman kavuşacağım..
SAFİR'İNKİ: Çocuklar bu grup valeybol turnuvası için.
SAFİR'İNKİ: Dua sende sizinkileri ekler misin?
BEN: Tabii hocam hemen ekliyorum.
(İkole'm, Safir'im ve Sümişaşkarım'ı eklediniz.)
İKOLE'M: Ay noluyor noluyor!?
SAFİR'İM: Kuzum bu grup ne?
Safir kuşum eğer ki şu an Mustafa hocanın bu grupta olduğunu grup bilgilerinden bakıp yazmadıysa bende bir şey bilmiyorum. Yoksa şu an aklın hayalin alamayacağı beddualar ile yüz yüze kalacaktık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
☽Sessizliğimle Sev Beni☾
Teen Fiction( Eski adı: Bilinmeyen Dua'm ) Bilinmeyen Dua.. Bilinmeyen bir dua ve bilinmeyen bir numara.. Bir duanız olduğunu düşünün.. Bilinmeyen ve bilinen tarafları olan bir Dua... İki bilinmeyenli bir denklem gibiydi artık onlar.. Birinin; Tek duası ailesi...