🌄 0.2 🌄

330 33 204
                                    


─── ⋆⋅☆⋅⋆ ── 🌄🍁☂️🌌 ── ⋆⋅☆⋅⋆ ───

─── ⋆⋅☆⋅⋆ ── 🌄🍁☂️🌌 ── ⋆⋅☆⋅⋆ ───

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

─── ⋆⋅☆⋅⋆ ── 🌄🍁☂️🌌 ── ⋆⋅☆⋅⋆ ───

Kazuha'nın Anlatımıyla

Xiao ve Venti'nin beni zorlamasıyla odamdan çıkmıştım. Gerçi daha çok güvenli bölgemden çıkmış gibi hissediyordum. İçimde bir rahatsızlık vardı. Burda olmaktan memnun değilim. Odama geri dönmek istiyorum.

Yine zorla mutfağa oturtulmuştum. Hepsi yemek yemem gerektiğini söylüyorlardı ama hiç istahım yoktu. Boğazımdan geçen her bir lokma zehir gibi geliyordu. Herşeyi mahvettikten sonra hiçbir şey yokmuş gibi yemek yemek işkence gibiydi.

Bütün gözleri kendi üzerimde hissediyordum. Bense sadece çatalla önümde duran tabakta ki yemekler ile oynuyordum. Onlar bana bakarken yemek yemek dahada zor oluyordu. Zaten şu an tüm yemeklerden midem bulanıyordu.

Onları endişelendirdiğimin farkındaydım ama elimden birşey gelmiyordu. Onsuz nefes alamıyordum, yaşayamıyordum. Tek yaptığım şey hayatta kalmaktı. Bunu da neden yaptığımı bilmiyordum.

Defalarca kez kendime zarar vermeye çalışmıştım ama her seferinde içimde bir tereddüt oluşmuştu. İçimde ki ses 'yapma!" diye haykırmıştı. Bileğimden kirli kanları akıtamamıştım. Bunu bile yapamayacak bir korkak, bir zavallıydım. Sevgilisini öldürdükten sonra onun yanına gidemeyecek kadar korkak bir zavallı. Ben bundan ibarettim.

Onsuz hayatta kaldığım her saniye, onsuz aldığım her nefes, onsuz yediğim her yemek bana sadece acı veriyordu. Ve ben bu acılara katlanamıyordum. Dondurucu, vücuduma batan bir soğuklukta çıplak bırakılmıştım sanki. O soğuk nefes almamı bile engelleyip, ciğerlerimi yırtıyordu. Ben bu soğukla mücadele edebilecek güce sahip değildim. Öleceğimi biliyordum ve hemen bundan kurtulmak için ölmeyi arzuluyordum. Yine de çırpınmaya devam ediyordum.

"Kazuha... En azından birazcık yesen? Bizim için..."

Işıltıları sönmüş olan kırmızılarımı, karşımdaki dörtlüye diktim. Hepsinde üzgün bir ifade vardı. Gurubun neşe kaynağı olan Venti ve Heizou'dan bile hiç ses çıkmıyordu. Bu ruh halim onlarıda etkiliyordu. Yanımda bulunan herkese zarar veriyordum. Fiziksel ya da psikolojik. Böyle birinin yaşamaya hakkı var mıydı?

"Üzgünüm Aether ama gerçekten istahım yok... Hepinizden özür dilerim."

Onlardan tam olarak neden özür dilediğimi bilmiyordum. Onları endişelendirdiğim için mi? Yemek yemediğim için mi? Scara'yı öldürdüğüm için mi? Bilmiyorum. Tek bildiğim özür dilemenin hiçbir şeyi geri getirmeyeceğiydi.

"Size afiyet olsun."

Masadan kalktım ve tabağımı tezgaha koydum. Burda daha fazla bulunmak istemiyordum. Ne kadar durursan durayım yemek yemeyeceğimi biliyordum. Odama çıkmak için yöneldiğimde Xiao beni durdurdu.

Traitor | KazuScaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin