selamoo
hadi baslayakk
__________________________________________MİNHONUN GÖZÜNDEN
"NEREDEYİM BEN"
Şuan tanımadığım bir yatak odasındaydım. Burası da neresi. En son bir ışıktan geçip insan dünyasına düştüğümü hatırlıyorum. Ama buraya düşmediğim kesin.
Daha sonra içeriye biri girdi.
"Sonunda uyandın. SEN KİMSİN"
Ne dediğini anlamıyordum. Farklı bir dil mi konuşuyor.
Ona cevap vermeyince kendi kendine konuşmaya başladı.
"DOLANDIRICISIN DİMİ"
Mal gibi görünmemek için kendi dilimde cevap vermeye karar verdim.
"私はリー・ノウ、アニメ界最高のアニメです。また、私はあなたのことを理解できません。"
(Ben Lee Know, anime evreninin en iyi animesiyim. Ayrıca seni anlamıyorum)Ben bunları söyleyince bana şaşırmış bir şekilde baktı.
"Bu niye Japonca konuşuyo be" acaba şuan bana hakaret falan mı ediyor.
"Çok zeki beynimi kullanıcam" dedi. Ama ona anlamaz gözlerle baktım, ne diyor cidden merak ediyorum.
Cebindeki telefonunu çıkartarak bir şeyler yapmaya başladı.
Daha sonra benim dilimde bir ses duydum
"日本語がわからないので通訳を交えて話しましょう"
(Japonca bilmiyorum, o yüzden bir tecumanla konuşalım)Onaylar bir şekilde kafa salladım. Ve konuştum.
"私はリー・ノウ、アニメ界最高のアニメです。また、私はあなたのことを理解できません。"
(Ben Lee Know, anime evreninin en iyi animesiyim. Ayrıca seni anlamıyorum)O, bu sesi dinledikten sonra telefona bir şeyler yazdı ve tekrardan Japonca bir ses duydum.
"あなたは急いで韓国語を勉強する必要があります。何をしたらいいのか分かりません。"
(hızlı bir şekilde Korece öğrenmen gerekiyor. Ne yapacağımı bilmiyorum)Demekki Korece öğrenmem gerekiyor. Animelerinde özel güçleri vardır. En fazla bir dakikada Korece öğrenebilirim.
"韓国語の学習本を持っていきましょう。"
(Sadece Korece çalışma kitabı getir)Bana hafif gözlerini kısarak, kınar gibi baktıktan sonra kenardaki dolapların birinden bir kitap çıkardı.
Önüme koyduğunda ilk sayfasını açtım. Bunun ilk okullara verilen bir kitap olduğu anlaşılıyordu. Kitabın ilk sayfasından başlayarak hızlı bir şekilde sayfaları çeviriyordum. Bir dil öğrenmek benim için işte bu kadar basit.
Kitabı kapatıp ona geri uzattım.
"Al"
"SONUNDA! ŞİMDİ BANA ANLAT SEN KİMSİN VE NEDEN BENİM BAHÇEMDEYDİN!"
"Bağırmazsan sevinicem. Ben anime evreninin en iyi ani-"
"Anladık animesin. Ayrıca estetik yaptırıp ben anime olan Lee Know'um diyemezsin tamam mı?!"
"Odanda benim posterlerim var. Bak, hem posterlere hem bana bak. Benziyoruz çünkü o benim!"
"Hıı inandım. Vay be estetik yaptırmak artık dolandırıcılığa da kullanılıyormuş. Ayrıca estetiğin bu kadar geliştiğini de ilk defa görüyorum. Haa yoksa zengin misiniz. Yok be değilsinizdir zengin insan anime kılığına girip dolandırıcılık mı yapar? Ayrıca benimle 'Korece bilmiyorum' diye dalga geçmen çok belli oluyor, kimse bu kadar hızlı yeni bir dil öğrenemez!"
Rap yapar gibi susmadan konuştuğunda sabır diliyordum.
"Neyse sen anlat derdini sonra konuşucam"
Çok teşekkür ederim iki saattir bu anı bekliyorum.
"Öncelikle dediğim gibi ben animelerin en iyisi olan Lee Know'um. En son anime evrenindeyken, insan evrenine gittiğini bildiğim bir ışıktan geçiyordum. Sonra senin gibi deli birinin yanına düştüm. Ayrıca ben güçlerim var hızlıca dil öğrenebilirim"
Bunları dinledikten sonra derin bir nefes aldı ve gözlerini büyüterek konuştu.
"Nutkum tutuldu cidden. Gökten anime düşeceğine mi inanıcam cidden HAH. Neymiş anime evreni, yok menemen evreni. Animlerin gerçek olduğu nerde görülmüş. Sadece benziyorsun"
"Hayır ben gerçeğim"
"Hadi kanıtla o zaman. Want So Bad animesindeki Lee Know'un kedileri kontrol etme, kedilerle konuşma, yüksek yerlere zıplayabilme ayrıca da kediler gibi ultra gelişmiş duyu organları vardı. Hepsini kanıtla. Bekliyorum"
Ona bunu kanıtlamam lazımdı. Çünkü bana inanması lazım. Hazır birini bulmuşum bana yardım eder belki.
"İlk önce hangisini yapmalıyım?"
"Bir dakika burada bekle bir yere kaybolma" dedi ve odadan çıktı. Odanın dışındayken büyük ihtimalle fısıldayarak söylediği şeyi duydum.
"Bide gece gece bu deliyle uğraşıyorum"
BİR DAKİKA O BANA DELİ Mİ DEDİ! Bu ne cürret. Ben anime evreninin en iyi animesi, onların tanrısı olarak gördüğü animeyim be-
düşüncelerimi odaya giren onun konuşması böldü.
"Al bakalım bu kediyle konuş ona bir şeyler yaptır."
Elinde çok tatlı bir kedi gördüm.
"selam tatlı kedi" (içinden konuşuyor kediyle)
"Normalde insanlar benimle konuşamaz, siz insan değil misiniz"
"öyle de denilebilir tabi. Az önce seni kucağında taşıyan kişinin ismi ne?"
"Han Jisung, o benim en sevdiğim sahibim"
"Tamam, şimdi o jisunga benim güçleri olan bir anime olduğuma inandırmam lazım. Sana bir şeyler yaptırıcam tamam mı?"
"miyavv"
"Of hadi artık iki saattir kediyle bakışıyorsun gece gece vaktimi al-"
"Onunla konuşuyordum. İsmin Han Jisung değil mi?"
Gözleri büyümüş ve şaşkınca bakıyordu bana. Şaşırdığı için gülümsemiştim. Belki de sırıtmıştım.
"N-neyse, hadi kediye de ki zıplayarak koşmaya başlasın"
"Hemen söylüyorum" dedim.
"Tatlı kedi şimdi zıplayarak koşmaya başla"
"miiyavv"
Kedi bir anda zıplayarak koşmaya başladı. Jisung bana şaşkın bir şekilde bakıyordu. Bense 'gördün mü' bakışı atıyordum.
Jisung kafasını sallayıp konuştu
"Tesadüf denk gelmiştir ya"
"Az önce odadan çıktığında 'gece gece bu deliyle uğraşıyorum' dediğini duydum. Bir daha bana deli deme!"
Bunu söyleyince zaten şaşırmış suratı iyice şaşırmış hale gelmişti.
"Ama ben onu kendimin bile duyamayacağı bir şekilde söylemiştim."
"Sana söylemiştim ben Lee Know'um animeyim."
Jisung bir anda kollarıma bayıldı. Of düşe düşe cidden bunun yanına mı düştüm.
__________________________________________evevevett bu da bitti
nasildi sizcee
bu arada Japonca yazilari ceviriden baktigim icin dogrulugundan emin degilim
soru-
1-) Sizce minho neden insan evrenine giden ışık yolundan geçti?
görüsürüzzzz💜💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Want So Bad ~ MİNSUNG
RandomHan Jisung anime bağımlısı biriydi. Animeler ondan sorulurdu. Aynı zamanda da bir psikologtu. En sevdiği anime romantik bir konusu olan 'Want So Bad' animesiydi. Güncel bir anime olduğu için daha son bölümü yayınlanmamıştı. Ayrıca, başrol erkek ile...