Want So Bad ~ MİNSUNG

Hazır ol

selamoo

derslerden yazacak vakit bulamadim

ee sizin hayat nasil gidiyoo

hadi baslayakkkk
_____________________________________

MİNHONUN GÖZÜNDEN

Önümdeki kişinin kim olduğunu anladığım anda yerimde doğruldum ve ayağa kalktım. Ani bir şekilde gücümü kullanarak mor bir ışıkla önümdeki kişiyi ittirdim. O ise beni beyaz bir ışıkla engellemeye çalıştı. Tüm gücümü kullanmıyordum, yoksa halsiz düşerim.

"SENİN NE İŞİN VAR BURADA" diye bağırdım ona. Gözü beyaz olduğu için anlamıştım. Miyeon olduğunu.

"Sana bakmaya geldim!" dedikten sonra "Şu güç kullanma işini bir bıraksanda kendi asıl halime mi bürünsem acaba?" diye göndermeli bir soru sorunca yavaşça gücümü azalttım. En son ortada beyaz ve mor renklerin karmaşası gittiğinde Miyeon asıl bedenine döndü.

Beyaz uzun hacimli saçları, beyaz gözleri, dolgun kırmızı dudakları, kum saati biçimli fiziği, siyah beyaz karışık olan uzun tüllü kraliçe elbisesi ve beyaz teni. Çok güzel. (arkadaslar bunu minho düsünmüyo betimleme yaptım)

Miyeona baktığımda konuştu.

"Oh be insanı- pardon animenin kendi hali gibi yokmuş."

Öncekine göre daha sakin ama tahamülsüz bir şekilde konuştum.

"Neden geldin? O çizere yardım eden ve San'a yardım eden biri olarak neden geldin?!"

"Ah Minho ah" dediğinde yatağa oturarak karşısındaki sandalyeye oturmam için patpatladı. Karşısındaki sandalyeye oturunca da konuşmaya devam etti. Ben ise onu çatık kaşlarımla dinliyordum.

"Bak şimdi. Bende o çizerden nefret ediyorum. Benim animemde aşık olduğum kişiyi öldürdü. Ona asla yardım etmem, bu bir." dedi ciddi bir şekilde. Ciddiliğini koruyarak devam etti "İkinicisi, San'nın beni sevdiğini biliyorsun, hatta baya abartılı sevdiğini, takıntılı gibi. Ben ne dersem inanıyor. O yüzden onun yanındaymışım gibi göründüm, ondan bilgiler aldım. Ailen hakkında, ve de başka şeyler hakkında."

Devam etmesi için 'devam et' der gibi gözlerine baktım.

"Bu arada, San, çizerin benim animemde aşık olduğum ve sevgili olduğum kişiyi öldürdüğü için yanında. Yani yoksa San da sevmiyor o pisliği. Ama biliyorsun San'nı.. Kısacası bende onların yanındaymışım gibi davrandım ve bilgi kopardım. İkimiz daha bebekken çok yakındık, sonra aramız San yüzünden açıldı. Ama hala en yakın arkadaşım sensin. O yüzden senin yanındayım. Sana yardım edicem." dedi.

"Ne öğrendin onlardan?"  diye sordum ciddiyetle.

"Ailenin nerede olduğu- pardon nerede hapsettiklerini,  çizerin hassas noktasını falan filan"

"Hepsini şimdi anlat"

Miyeon alaycı bir tavırla konuştu

"her ne kadar senin yanında olsam daa karşılıksız konuşmam Lee Knowcum. Beni tanıyorsun" deyip gülümsedi.

Derin bir nefes alıp sakince konuştum.

"Ne yapmamı bekliyorsun?"

"Çizeri hallettiğin zaman aşık olduğum onu geri getiriceksin, ayrıca büyük ihtimalle ailen de geri gelir ya hani, onlarda düğünümüze gelecekler."

"Ailem Minnie'yi hiç sevmiyor."

"O zaman ikna edemeyeceksen unut benii" diyerek ayaklandı. Bileğinden tutarak gitmesini engelledim.