°Evrenin Hikayesi°

81 36 13
                                    

Yazarın anlatımı ile...

Evren, bir gün oluştu. Sonra Tanrılar geldi. Ve Tanrıçalar. Evren Tanrısı geldi önce. Evrenin Tanrısı evrendeki uyumu düzenledi. Sonra Güneş Tanrıçası geldi. Evreni ısıttı. Kendi sıcağı vardı. Güneş Tanrıçası ve Evren Tanrısı, daha sonra onlardan önce gelen büssürü Tanrı ve Tanrıça... Bu zaman diliminde gece vardı. Ve gece gündüze karışımıştı. Gece nin karanlığınında bir uyumu olması lazımdı. İşte bu yüzden 'onlardan' birinden Gece Tanrısı geldi. Onun anne ve babası Plüton Tanrısı ve Neptün Tanrıçası gece gibi karanlık olduktan sonra çocukları, ışığını bulsun diye ve uyumunu sağladığı gece olsun diye yani kendi uyumunu sağlasın diye ismini Gece koydular. Gece ye bir ışık kaynağı lazımdı. Ay Tanrıçası doğdu. Ancak doğduktan sonra anladılar. Ay ışığı sahteydi ve Ay Tanrıçasının anne ve babasının sevgiside sahteydi. Buyüzden adını sahte ışık anlamına gelen Ay koydular.

(15 yıl sonra...)
Ay ın anlatımı ile...

"Kızım, aramızda ki kavga değil de olay hatta büyük olay nedeni ile. Gece yi kandırıp, onu aldat hemde Karanlık Tanrısı ile. "
"Baba ben seviyorum onu. Aldatamam!"
"Sormadım emrettim! " dedi ve odadan çıktı cani babam. Sevdiğim çocukla beni tehdit etmişti. 'Ya dediğimi yapacaksın yada görevinden alınacak dünyaya insan olarak gönderileceksin!' demişti. Görevim beynimdi. Kendime her zaman derdim;
'Kalbim yerine beynimi seçerim. ' Galiba tamda bu sözün yeriydi. Özür dilerim Gece. Ben zorundayım...
...

Günümüz...

"Kızım hadi hazırlan. Bak güzel ol. Toplantı bugün var. Hemde Evren Tanrısı nin oğlu Gece Tanrısı nim düzenlediği toplantı! Hızlı ol!"
Evet ben Yıldız. Annesinin hiç sevmediği, en boş şeylere bağırdığı, babasının ise ona resmen aşık olduğu kızım. Ve buda sözde 'en önemli gün' du. Yataktan annemin duymak istemediğim sesini duymamak için kalktım. Banyoya gidip elimi ve yüzümü yıkadım. Ayılmıştım galiba? Hayır hâlâ uykum vardı. Yinede her sabah olduğu gibi uyanmak zorundaydım. Odama döndüğümde giyinme dolabımı açtım ve içinden adıma yakışır bir şekilde, rengi beyaz yada sarı gibi olan elbisemi giydim. Beyaz tenime yakışan siyah saçlarımı taradım,düzelttim. Daha sonrasında yıldızlı bir göz makyajı ve bir dudak nemlendiricisi ile hazırlanmamı tamamladım.
Kendime aynadan bakarken odaya babam girdi. Tabi kide annem gibi olmadığı için kapıyı çalıp girmişti canım babam. Babam kapıyı tam aralayınca içeriye doğru siyah bir şey girdi. İlk öncelikle uyku semsemliğim neden olmalı ki, kedim olduğunu anlayamamıştım. Yere eğilip kedim Işığı aldım. Kendisi benim gibi gerçek bir ışık kaynağıydı.
"Çok güzel olmuşsun Yıldız. İleride sende çok başarılı bir Tanrıça olacaksın. " En samimi gülüşmele babama döndüm. Işığ ı yere bıraktım. Ve babama doğru ilerledim. Sıkı ama kısa bir sarılma ile ayrıldım ondan.

"Önünüze bakın lütfen küçük hanım! " Çarptığım ama yakışıklı olan adama baktım. 'Küçük hanım' dediğine sinirlenmiştim. Bakıldığında onun yayında çocuk gibi gözüktüğüm doğru olabilirdi... Yada değildi işte!
"Pardon ama siz çarptınız!"
Bu doğruydu. O çarpmıştı. Hatta gıcıklık için bile çarpmış olabilirdi!
"Peki öyle olsun ozaman küçük hanım. " dedi ve bir sandalyeye oturdu. Bende ona inat yanında yerimi buldum. Bana bile bakmadan, ellerini önünde bağladı ve konuşmaya başladı.
"İnatçısın. "
Bende ona bakmadan omuz silktim ve,
"Bu ilk görüşte aşk değil de, tanımak olsun. " dedim.

En sonunda bana bakmıştı beğefendi.

"Cevaplarında her zaman hazır. "
"Evet, öyle. "
Daha sonra önüne döndü ve resmen 10 dakika boyunca hiç konuşmadı. En sonunda bende sıkıldım ve babamın nerde olduğunu merak ettiğimden ayağa kalktım.
"Nereye? " dedi. Merak etmişti anlaşılan.
Tam o an toplantı duyurusu yapıldı. Ben toplantı salonuna doğru ilerlerken, o kımıldamamıştı bile. Oysa banane ki?

Toplantı salonunda yarım saatlik beklememiz ardından sonunda Gece Tanrısı nın geleceğini söylemişlerdi. Ve geldi.

Bu bekleme salonunda tanıştığımız çocuktu.

Ne yani, okadar lafı ona mı söylemiştim! Tam bir aptalım. Evet aptalım. Beni burdan attirabilirdi bile! Neyse ki babam Evren Tanrısı.
O an bir elektrik çarpması gibi gözlerimiz kesişti. Sanki burda daha derin bakıyordu.
"İlk öncelikle bir sürpriz olarak Yıldız Tanrıça sını bir konuşma yapması için buraya çağırıyorum. " Hazırdım çünkü haberim vardı. Ancak onun Gece Tanrısı olması beni şoka sokmuştu. Okadar lafı ona mı söylemiştim!? Kendime defalarca soruyordum. Saygısızlık etmiştim... Hemde büyük bir saygısızlık. Ama oda etmişti. Ve oda haksızdı. Daha fazla oyalanmadan
sahneye herkezin alkışları ile çıktım.

Sahneye çıktığımda bana saf bir şekilde gülümsedi.
"Naber?"
Ona gözlerimi devirdim ve konuşmaya başladım. Anlaşılan uslanmamıştım. İnatçıyım kabul ediyorum.
"Sevgili Tanrıçalar ve Tanrılar, Evren Tanrısı ve Gece Tanrısi, burada olduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum. Plüton Tanrısının oğlu Gece Tanrısının düzenlemiş olduğu toplantıya hepinize hoş geldiniz!" Konuşmamın başını bitirdiğimde alkışlayın dinmesini bekledim.
En sonunda alkışlar dindi.
"Plüton Tanrısini burdan selamlıyorum aynı zamanda Neptün Tanrıçasınida!" Plüton Tanrısı ve eşi Neptün Tanrıçası sahneye çıktılar. O an şöyle dediklerini duydum.
"Onuda kurumumuza almakla gerçekten iyi bir karar vermişiz. "
Evet, bunları duydum. Kurum dedikleri babamın kurduğu önemli işler kurulu olmalıydı.

Bir dakika...

BENI O KURULAMI ALDILAR! BABAM O YÜZDEN MI SABAH OYLE DEDI YANİ!
"Yıldız Tanrıçası, Yıldızı kurumumuza alıyoruz. Ve bu tabikide Evren Tanrıçasının kararı!" Herkez beni alkışlarken, ben dünyadan uzaklaşmıştım. İki cümle ile şoka girmiştim. Babama bir kez daha en büyük minnettarlığımı hissettim. Bakışlarım babamın üzerinde düşündüğünde beni ayakta alkışlıyor,ıslık çalıyordu. Onca yıl girmeye çalıştığım kuruma şimdi girmiştim. O an birkaç göz yaşım gözlerimden süzüldü. Bu beni tartıştığım kişinin Gece Tanrısı çıkmasından daha da sarmıştı...
"Teşekkür ederim..." dedim fısıldayarak. Zaten sesim şuanda bukadar çıkabiliyordu. Daha sonrasında kendimi toparladım ve tekrardan konuştum.
"Burdan babam Evren Tanrısına teşekkürlerimi iletiyor!" dedim gülerek ve babamı göstererek. Bakışlarım anneme kaydığında gözlerinde ilk kez bana karşı gurur vardı. Beni alkışlıyordu... Annem yanında bir kızının olduğunu hazırlamıştı muhtemelen...

Ben bu masanın sonuna oturmuşum ve başına geçecektim. Yıldız di ve yıldız gibi parlayacaktım. Tatlı mı gözüküyordum?

Kediden, en korkunç ve zalim aslana dönüşecektim.

Evren Tanrı sının kızı olmak kolay değildi tabii...! Savaşlarimizi hem içimizden hemde dışımızdan yapıyorduk ve bu güçtü.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gece nin en karanlığında kendi yıldızlarını bulmak için savaşanlar ve bulanlara... Yıldız günü her daim güçlü olun.

NİGHT of the STARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin