Ne kadar dün ki kavgadan etkilenmiş olsamda kendimi salmayacaktım. Onun beni üzgün görmesini istemiyordum. Hem belki de biraz kafamı toplarım düşüncesi ile yılbaşı alışverişine gidiyorduk Gece ile. Yolda yanaklarımı kendi kendime sıkıyordum. Övünmek gibi olmasın ama kendime bayılıyorum. Evet, bu egoistlik oluyor mu bilmiyorum ama ben kendimi egoist olarak görmüyordum.
Yolda, yani arabada sallanırken ve açtığımız müziğin sesi kulaklarımı okşarken cama döndüm. Şimdiden her yanı karın saf beyazı kaplamıştı. Gece ye tekrar döndüğümde oda cama bakıyordu. Ama önünde ki cama. Bu düşüncem beni kıkırdattı. Neden bu kadar güldüğümü bilmiyordum ama gülesim geliyordu. Kıkırdamam kahkahaya döndüğünde Gece de bana döndü.
"Akıl hastanesinden aldım seni götürüyorum. " dedi. O sırada ben daha fazla gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıyordum. Ayrıca akıl hastası değildim.
"Neye gülüyorsun. " diye devam etti, Gece. Geri kıkırdamaya başladım.
"Hiç, " dedim i'yi uzatarak. Ancak hâlâ gülüyordum.
"õnüne baksana, kaza yapacağız. " Bir şey demeden önüne döndü. Yol devam ederken ise gülümsemem hiç bozulmadı.
...
"Yıldız! Her şeyi almayı bırakır mısın? Her gördüğünü alıyorsun! " diye azarladı beni Gece. Bir çocuk gibi etrafta dolanıp, her beğendiğimi sepetimize ekliyordum. Sinsi bir gülümse ardından ona cevap verdim.
"Paran yok mu?" dudaklarımı büzdüm.
"Beni sevmiyor musun...? " diye devamını getirdim, sahte bir üzgünlükle. Bıkmış bir nefes çekti içine. Gözlerimi kırpıştırıp altan altan ona bakmaya başladım.
"30'dan fazla alma. Daha ağaç alacağız. Onlara süste al. Birde şapkalar vardı onlardan da alabilirsin. " Gece nin sözleri ile yerimde zıplayarak yılbaşı ağacına takılan topların ve yıldızların yanına doğru ilerledim. İçimdeki saf heyecan kendini belli ediyordu. Sadece bakarak heyecanlı olduğumu anlardınız zaten.
Süslerden kırmızı, pembe, mavi ve yeşili aldım. Sarı, beyaz, şeffaf...
"Gece, en sevdiğin renk ne? "
En sevdiği renkten alacaktım bir tane daha.
"Turuncu. "diye yanıtladı beni sakince, her şeyden habersiz bir şekilde Gece. Turuncu süsü buldum ve onuda sepete ekledim. Daha sonrasında sarı bir yıldız aldım. Buda ağacın tepesine takılacaktı. Gözlerim etrafta dolanırken raftaki yılbaşı kürelerine kaydı. Yılbaşı hediyesi olarak Gece'ye alacaktım! Rafa doğru ilerledim. İçinde bir yıldız olan ve üzerinde bir çiftin oturduğu küreyi aldım. Ondan gizlice başka bir sepete koydum. Hediyem bile hazırdı artık! Ona fark ettirmeden şapkaların yanına gittim. Kırmızı, noel şapkaları aldım. Bir Gece ye bir de bana almıştım.
"Yıldız, gel ağacı seçeceğiz! "
Gece nin seslenişi ile yanına gittim. Noel ağaçlarının önündeydi.
"Bu ağaç güzel-" sözünü kestim.
"Tamam o zaman bunu alalım. " afallamış bir şekilde bekledi önce. Daha sonrasında başını salladı yavaşça. Ben diğer süslerin yanına giderken o ağacı paketliyordu.
...
Bir saat sonra çıkmıştık. Şimdi ise alışveriş mağazasının karşısında ki kafede oturuyor ve sıcak çikolatalarımızı yudumluyorduk. Karın beyazının temizliğini insanlar bozuyorlardı. Aynı iyi insanları acımasız birine dönüştürdükleri gibi. Sıcak çikolatamdan son yudumumu aldım.
"Kar topu savaşı yapalım. "
Dediğim ile birlikte Gece nin cama dönük bakışları bana kaydı. Yüzünde sinsi bir gülümseme oluşurken sandalyesini geriye doğru itti. Ona şaşkın bir şekilde bakarken o elimden tutup dışarı sürüklemişti beni. O an kendime geldim. Bir savaş mı vardı ben kazanacaktım. Onun yüzünde oluşan gülüş benim yüzüme de bulaşırken geriye doğru adımlardı. Kendimi büyük bir savaş alanının ortasında hissediyordum. Hızlıca yere eğilip elimde ki karı yuvarlağa dönüştürdüm ve yerden yüzüne attım. Ben kahkalara boğulurken o ise yüzünü buruşturdu.
"Kazanmak hiç bu kadar keyifli gelmemişti !" Diye bağırdım sanki çok uzağındaymış gibi. Eh, tabii zirveye o kadar yakın değildi.
"Yanlız benim intikam sıcak yenen bir yemek." Dedi benim aksime daha kısık sesle. Elimi kulağıma götürüp duyamıyormuşum gibi yaptım.
"Yanlızı, manlızı boş ver de sesin zirveden duyulmuyor! Ha, 'bende zirvedeyim' diyecek olursan zirve tek kişilik maalesef. " Dedim bende yine onun aksine yüksek bir sesle. Oda bu rekabetli anın tersine sadece ondan duymak istediğim bir iltifatta bulundu bana;
"İmkansızı bebek işi yapalım, tek kişilik zirvede asla ayrı kalmamak için ikimizde oturalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NİGHT of the STAR
Lãng mạnOnların yıldızları ve gecesi renkliydi. Bu bazen acının bazen neşenin rengiydi. "Yıldızları avuçlarımın içine aldım ben, gece zaten yanımda." Yıldızlar gecenin öpücüğüydü. Bazen dudaklarda bazen ise karanlıkta. Yıldız Tanrıça'sına Yıldız ismini k...