Salman i like him
***
Gözlerimi yavaşça açtım ve kafamı kaldırıp Felix'e baktım, uyuyordu yada öyle gözüküyor?
Şaşırtıyor bu adam beni.
Saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama muhtemelen çoktan sabah olmuştu perdeler kapalı olmadığı için açık hava apaçık ortadaydı.
O kadar saat uyumuşuz be helal olsun!
Anı bozmak istemediğim için tam eski pozisyonumu alıp tekrar uyuyacakken Felix'in sesiyle vahiy indi.
"Günaydın."
Çok kalındı, çokkkk kalın çıkmıştı sesi zaten boru gibiydi fakat uyandığında çok daha ayrı oluyordu buda benim için hiç iyi değildi.
Kulaklarımı hafif kaldırarak bende günaydın dedim buna karşılık hiçbirşey yapmamıştı. Klasik.
Belimdeki ellerinden birini kulağımın arkasına götürerek okşamaya başladı anında sanki yeni uyanmışım, tekrar uyuyacağım anını yaşarken kafamı boynuna sürtmeye başlamış ve yine 'Klasik' olan kedi mırıltılarımı bırakmıştım. İstemsiz oluyordu!
Ama maalesef ki, bu güzel an çok sürmemişti çünkü;
"Bugün arkadaşlarım gelecek yani kediye dönüşmen gerekecek. Sorun olur mu?" Demişti.
Yok canım ne sorunu estağfurullah.
"Neden geliyorlar?" Sormazsak olmaz.
"Küçüklüğümden bu yana yanımda olan hyung'um kötü bir zaman geçiriyordu dün sen uyuduktan sonra haberim oldu yanına gitmiştim ve kafasını dağıtsın diye senden bahsetmiştim tabi buraya çağırmıştım birde kendiside kırmadı beni gelirim dedi fakat o geleceği için arkadaşlarım durmadı onlarda gelmek istediler, reddetmedim."
İyi bok yedin.
"Pfff.." kendi çapımda mırıldanarak söylenmeye çoktan başlamıştım ne alakaydı ki şimdi? Ben burada mükemmel bir huzur bulmuşken onlar bozacak mıydı? Kesinlikle gidip teşekkür etmeliydim!
"Sinirlenme, biliyorum çok rahatsın şuan ama senin için güzel birşey aslında sonradan uğraşmak zorunda kalmayacaksın bir görsünlerde hevesleri yatışsın."
Sıçayım heveslerine, başka kedi mi yok dünyada?
"Neden söyledin ki?! Başka birşey bulsaydın ben kafa dağıtma makinesi miyim?"
Dediğim ile gülmüştü. Komik ne vardı? Gayet ciddiydim birkere.
"Gülmesene be! Ne zaman güzel, huzurlu, asla unutamayacağım ve tatlı anlar yaşasam hemen gelip tuz atıyorsun üstüne! Tatlıya tuz atılır mı manyak adam?!"
Bu seferde küçük bir kahkaha atarak cevaplamıştı, "Niye sinirlendin bu kadar?"
Acaba niye. Tövbe tanrım!
"Of git ya, git git! Birdaha seninle yatmayacağım, oyun oynamayacağım, konuşmayacağım, süt verdiğinde içmeyeceğim- yada bunu düşüneceğim! Ama onun haricinde dediklerimin hepsini uygula-"
Belimde hissettiğim soğuk el ile irkilmiş ve cümlemi tamamlayamamıştım, bu adam ne kadar sapık oldu be?
Ama çaktırmayın hoşuma gitmiyor değil.
"Sakinleş kedicik en az bir iki saat sürecek belkide daha az."
Kediciğini s-
Hafif geri çekilip ona 'senden iğreniyorum' bakışlarımı yolladıktan sonra tamamen geri çekilmiştim ve arkamı dönüp kuyruğuma sarılmıştım.
