18 | Let's Watch Together

548 86 15
                                    

Birlikte İzleyelim

Müzik dersini sadece U-yeon hocanın akordiyon çalışını dinleyebildiğimiz için seviyorum, çünkü mükemmel çalıyor.

Sınıfta müzikten anlayan tek öğrenci olan Chaeryeong da bugün keman çalarak U-yeon hocaya eşlik ediyordu. Kulaklarımız I've Never Been There melodisi ile süslenirken arkama yaslanmış sessizce dinliyordum. Tabii aklımın burada olduğu söylenemez, sadece Aryeol'u düşünüyorum.

Bugünle birlikte tam on altı gün oldu görüşmeyeli, konuşmayalı. O kadar üzülüyordum ki bu durum notlarıma yansımıştı. Matematikten 95 almıştım resmen! Şey, tamam çok büyük bir düşüş sayılmaz.

Aryeol bunu duysa 'LAN BEN SIFIR DÖRT ALDIM SIFIR DÖRT! SENİN ALAMADIĞIN BEŞ PUANDAN BİLE BİR EKSİK' diye başımın etini yerdi.

Keşke yeseydi...
Benimle konuşsaydı da istediğini deseydi.

Müzik bitince hepimiz alkışladık. U-yeon hoca bu müzik hakkında bilgi verirken Chaeryeong yerine oturmuştu. Hocayı hiç dinlemediğimi fark eden Jeong In ise bana yaklaşıp fısıltı ile, "Sonu mutlu biten bir filmin kaybeden kötü karakteri gibi hüzünlü görünüyorsun. Düzelt şu ifadeni."

"Senin için söylemesi kolay."

"Oğlum git kızın kapısına konuş o zaman, böyle nereye kadar sürecek?"

"Konuşmak istiyorum ben de! Ama cesaret edemiyorum."

"Bak sabah Azul söyledi; Aryeol'un babası şehir dışındaymış. Annesi de hemşire, bir ihtimal nöbete kalır falan bence tam da konuşmak için ayarlanmış bir gün."

Tam mantıklı gelmişti ki aklıma Aryeol'un abisi olduğu geldi, "Chanyeol hyung ne olacak? Aryeol'un abisi beni orada görürse sonu iyi bitmez."

Jeong In bir süre düşündü, ardından yüzüne hınzır bir gülümseme yerleşti ve ben bu ifadeyi ne zaman görsem günün ilerleyen saatlerinde başımızı belaya sokacak cinsten bir olaya karışıyoruz. Çünkü Jeong In'in aklına gelen fikirler hiçbir zaman masumane olmuyordu.

"Buldum."

"Korkuyorum ama ne?"

"Heheh... Hazel Chan kozumuzu oynayacağız."

Evet, kesinlikle mahvolduk biz.

ฅ^•ﻌ•^ฅ

"Bunu daha kaç kere soracağım bilmiyorum ama... Siz manyak mısınız?"

Azul bininci kez bize fırça kayarken Jeong In ona durumu açıklamaya çalışıyordu, "Güzelim bunun manyaklık ile bir ilgisi yok. Alt tarafı ablan Hazel noona ile Chanyeol hyunga bir randevu ayarlayacağız."

Azul elini yüzüne çarptı ve derin bir nefes aldı, "Jeong In... Ablam kimseyle date'e çıkmaz! Kafayı kariyer yapmakla bozmuş bir üniversite öğrencisi o, ona birilerini ayarlamak mümkün değil. Özellikle de bu Chanyeol oppa ise."

"Ya bunun gerçek bir randevu olduğunu söylemiyoruz ki! Hazel noonaya bize yardım etmesi için tüm planı anlatacağız, Chanyeol hyung ise kiminle buluşacağını bilmeden gidecek o kafeye. Bunun için de Sehun hyung yardım edecek. Yeter ki sen ablanı buraya çağır."

Burada ben devreye girdim, "Lütfen Azul, bak Aryeol ile baş başa konuşmamın tek yolu bu. Dışarı çıksak etraf gürültülü olur diye kendimi ifade edemem, bir yere gelmeyi de kabul etmez. Birden çıkmam lazım karşısına. Hazır annesi de nöbette... Hm? Yapamaz mısın?"

Duygu sömürüsünün yıkamayacağı duvar yoktur; Azul Chan çoktan hüzünlü bakışların esiri oldu.

Bir iç çektikten sonra, "İyi... Arıyorum ablamı. Ama bakın plan işe yaramaz da Aryeol Felix'i affetmezse ben bu işte hiç yoktum, ona göre."

GENIUS |  Lee FelixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin