249 19 3
                                    



" Cidden kadını bitirmişler. Boynu, karnı, bacakları, bilekleri hep kesik. Ve kadının bacaklarından akan beyaz sıvı da tecavüzden kalma. Deri kalıntıları var mı diye baktık tırnaklarına ama kadının tırnakları yoktu. Hepsini çekmişler. Olay yerinde bir silah buldular. Kadın karşı koymak için kullanmış muhtemelen. Jungkook da eskiden suçlu olduğu için ondan almıştır diye düşündüm. Mutfakta hep kanlar vardı. Kim olduklarını bulduk ama ölü oldukları için bir işimize yaramazdı. Ha bu arada cenazeyine zaman yapacaksınız?"

" Bilmiyorum. Jungkook hastanede hala. Sabaha kadar durması gerek dediler. Cenaze onun aklına gelmediği sürece yapmayalım. Acısı geçmedi. Cenaze olursa hiç geçmez. Sen söyle de mezar yaptırsınlar. Ben bilgileri veririm. "

" Ulan tam Yunwoo'dan kurtulduk dedik. Adam içeride olsa da hallediyor. "

" O ölmezse olmayacak. Jungkook da öldürmek istiyorum diyip duruyor. "

" Ben öldüreceğim ne Jungkook'u? Sokakta Jin'i sıkıştırmış o herifin adamları. Bir şey yapmadılar dese de inanmadım. Yunwoo her şeyi yapar, yaptırır. "

"Taehyung bence Seokjin işi falan bıraksın. Bir süreliğine. "

" Müdür Min'in dediğini geri mi yapsak? Hepimiz aynı yerde kalsak? "

" Muhtemelen öyle yaparız. Seokjin'i tek koruyamazsın. Beni de Jungkook tek koruyamaz."

" Jungkook seni hayda hayda korur. Zaten son günlerde bir telaşlı. Evlenme teklifi gelir bak Jim! "

" Saçmalama. Daha erken."

" Erken geç fark eder mi?"

" Benden bıkmayacağı ne malum?"

" Adamın tek ailesi sensin farkındaysan? Ailesini bilerek bırakıp gidecek kadar şerefsiz değil. "

" Ben onu bıktırırsam ya?"

" Ben senden bıkmadım o nasıl bıksın Jim? "

" Aşk farklı Taehyung. Anlayamazsın diyeceğim ama senin de sevgilin var. "

" Neyse boşver. Şimdi asıl konuya dönelim. Evlilik teklifi kesin gelecek."

" Evet asıl kon-Saçmalama dedim ya sana! Üff! Ben gidiyorum!"

Oradan ayrılıp Jungkook'un odasına girdim. Gözler açık, kolunda bitmesi yakın olan serumla dışarıyı izliyordu. Beni görünce gülümsedi. Bir kolunu bana uzattı. Yanına gelip ona sıkıca sarıldım. Yarın sabah çıkacaktık Tanrı'ya şükür ki!

" Sevgilim?"

" Efendim?"

" Yarın çıkacağız değil mi?"

" Evet. Çıkar çıkmaz eğlenelim biraz. "

" Eğlenelim derken? "

" Salak! Ben onu mu diyorum?! "

" Lunapark falan demiyor muydun?"

" Var ya çok sinsisin. Fesat anladın ve öyle sordun ama ben fark edince değiştirdin. Çakal Kook!"

" Yılların tecrübesi."

" Pisliksin."

" Sevgiline böyle diyemezsin."

" Bir çıkalım burdan. Göstereceğim sana."

" Tabii."



(...)



EN BÜYÜK SUÇUM / JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin