EN BÜYÜK SUÇUM / JİKOOK

•

" Yunwoo nasıl öldürülür? Zaten her şeyi yapan Yunwoo değil miydi?"

" Bilmiyorum Taehyung bilmiyorum. Şüphelenecek tek kişi oyken onu öldüren varsa bu işte başka bir şey de vardır."

" Gene evleri birleştirelim mi?"

" Bilinmeyecek tek yeri de buldular. Senin evine gidelim. Bir orayı bilmiyorlar."

" Jungkook'a söyle de silah falan ne varsa alsın evinizden benim eve getirin. Gerekli olacaktır. "

" Sen Seokjin'in yanından ayrılmayacaksın. Hastanede çıkar çıkmaz senin evine. Kamera falan da koyacağız. Karakoldakileri de kırmışlar. Her yere koymalıyız."

" Jimin?"

Jimin hastane koridorundan elinde iki kahveyle dönen Jungkook'a baktı.

" Şüphelendiğim birileri var benim."

Jimin kaşlarını çattı. Ben de. Kim olabilirdi ki? Kimse kalmamışken kim şüpheli olabilirdi?

" Kimler?"

" Fark etmediğinizi anlamıştım en başından beri. Yapanlar bence Min Yoongi ile Jung Hoseok."

İkimiz de Jungkook'a şaşkınca bakıp 'saçmalama' demiştik aynı anda. O ise kafasını sağa sola sallayıp şüphelendiği her ayrıntıyı anlatmıştı.

" Jimin seni hapisten çıkarmak için Hoseok gelmedi fark ettiysen? Uğraşmadı bile. Ve Yoongi. Yunwoo ile konuşurken duydum onu. Kaçırılmanızı sağlayan oydu. Emin olamamıştım ama bu olanlardan sonra eminim. Min Yoongi ile Hoseok. Belli ki benim Şüphelendiğim anlayıp siktirip gittiler tayin bahanesiyle."

" Hiç aklıma gelmez benim böyle bir şey."

" Kimsenin aklına gelmez. Jungkook ultra zeki ve tam bir ajan."

" Bu bir iltifat mıydı sevgilim?"

" Cıvıma hemen. Konumuz çok önemli. İki gün sonra Taehyung'un evindeyiz. Bütün silahlarını al. Ben kameralarla ilgileneceğim. "

" Siz evinize gidin. Eşyalarınızı ayarlayın. Sonra buraya gelin, Seokjin'in başına. Ben de hemen onun eşyalarını toplayayım."

" Tamam o zaman. Silahın yanında mı?"

" Hayır. "

" Al benimkini. Dikkatli ol."

Jimin'in uzattığı silahı alıp belime koydum. Onlar gittikten sonra içeri girdim ve mışıl mışıl uyuyan sevgilimi izlemeye başladım. Göz altları mosmordu. Dudakları kupkuruydu. Birden olan bu olay yüzünden sevgilim bitmişti. Yatağının kenarına oturup gözünün önüne gelen saçlarını arkaya ittim ve açık kalan alnına uzun bir öpücük bıraktım. Saçlarını okşayarak izledim onu. Arkasına uzanıp incecik olan beline sarıldım ve burnumu boynuna sürttüm. Kiraz kokan vücudunu dezenfektan kokusu kaplamıştı. Ufak bir öpücük bıraktım. Gözlerini açıp bana döndüğünde gülümseyip koynuma sokulmuştu. Sıkıca sarıldım sevgilime. Öpücük bıraktım hala yumuşacık olan saçlarına. Kulağına fısıldadım.

" Çok güzelsin.."

Daha da sokulunca kırkırdadım. Utanmıştı belli ki. Çenesini tutup yüzüme yaklaştırdım. Bal gibi olan dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım.

" Taehyung.."

" Söyle balım.?"

" Şimdi neler olacak.? Ne yapacağız.? Her zaman bir yanımız korkuyla mı yaşacağız.? "