46Çok yorgundum üzerimden koca bir tır geçmişti sanki ve ben altından kurtulmama rağmen bütün kemiklerim kırılmış gibi sızlıyordu, bir insanın damarları bile ağrır mıydı?
Benimki ağrıyordu hemde sızım sızım, her bir yerim sızlıyordu hani olur ya günlerce ayakta kalmışsınızdır ve düzgün beslenmemiş uyku uyumamış oturmamaışsınızdır sonra birden kendinizi yatağa bıraktığınız da o sert yatak bile size pamuk gibi gelir günün yorgunluğu yüzünden.
Bir birine karışmış kirpiklerimi zorlukla açarken parlak ışık gözlerimi aldı bir kaç saniye, yavaş yavaş ışığa alışınca beyaz duvarlı odada göz gezdirdim anlmasız bakışlarla. Algılarım yavaş yavaş açılırken daha yeni yeni idrak ediyordum olanları.
" İyisin... " Duyduğum sesle başımı hızlıca çevirecektim ki boynuma giren keskin acıyla inlediğimde bir çift göz girdi görüş açıma görmediğim gözler tam yüzümün dibine gelirken dikkatle başımı tutup düzelti yastığımı.
" Aslan? " Dedim kurumuş çatalı boğazımla, her kelime resmen canımı yakarak gelip gidiyordu.
"İyiyisin." Dedi gözlerime bakarken pamrakları korkuyla ellimi sarmıştı günü daha yeni fark ediyordum. Üzerindeki kan ve toza bulanmış ama her şeye rağmen parlayan üniforması vardı. Elmacık kemiğinin üstünde ufak bir yara vardı ama onun dışında iyiydi.
" İyiysin , sen iyisin ve ben sen iyi olduğunu sürece iyiyim. " Dedi rahatlamayla karışık bir iç çekerken, sözleri duraksamamı sağlarken zorlukla yutkundum. Beni böyle karşılamasını beklemiyordum tamam kaçırıp esir tutulduğumda o an korkuyla ve özlemle ona olan ihtiyacla konuşmuş ona tutunmuştum ama onun bu ilk günkü gibi olan bakışları, narin kırmaktan korkan tutuşu, sözlerini bile özenle seçimi ve her daim yanımda oluşu kalbime koca bir sıcak darbe indirdi ama bu darbe öldürmedi tam tersi beni topladı onunla dağılan kalbim onunla toplandı.
" İyiyim, " Dedim zorlukla gözlerine bakarken. "İyiyiz yüzbaşım." Elleri daha sıkı sardı ellerimi gözlerini sıkıca kapatırken uykusuzluktan kızaran gözlerine baktım bu yönünü bile özlemle kavrulan kalbimi yaktı, ağlamak istedim ama sadece kendime engel olmak la kaldım.
" Ne oldu bana? "
" Oruspu çocukları seni zehirliyorlarmış. " Dedi öfkeyle gözlerini kapatırken kendini sakinleştirmeye çalışarak, kaşlarımı çattım .
"Asla-"
" Zehir kendini uzun vadede etki edip yan etki bırakıyor sadece bir günlüğüne bir kaç doz vermişler sana bu da bünyene fazla geldiği için yan etki bırakmaz ama seni -" Dedi ve duraksadı gözlerini benden çekerken kelimeyi dilinin ucuna bile getiremedi benle yan yana ölüm kelimesini.
Az kaldı ölüyordum, eğer o gelmeseydi ben ölüyordum...
"Mete? "
"Dilan'la seni gördüler sonra uyuyan kalınca Mete'yi alıp giti, mete burada kalmaması için , senden haber bekliyor herkes uyanmanı. " Dedi gözleri gözlerimde özlemle gezerken sanki ezbere bildiği harelerime ilk kez bakıyordu sanki o bakmadığı sürece bir şeyler değişmesinden korkuyordu.
" Ne zamandır uyuyorum ben? " Dedim kaşlarımı çatarak, "üç gündür " Dedi. gözlerim istemesiz olarak kapalı camdan görünen havaya döndü karanlık gökyüzü bütün iştişamını gözler önüne sunarken Aslan'ın eli çeneme uzandı. Çenemi tutup yüzünü kendine çevirirken göz göze geldik.
" Ömürümden ömür gitti esmer güzeli. " Dedi fısıltıyla o an gözlerinin uzaklığlığı artığında bunun uykusuzluktan olmadığını anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzbaşım =texting=
Teen FictionÖğretmenliğin ilk yılı yaramaz sınıfa denk gelen Fulya ve onun velisi Yüzbaşı Aslan _ Ben : tabiki . İlk olarak Dinçer durmuyor . Hayır yani bir insan bu kadar çok hiperaktif olur mu , gerçi bu artık hiperaktiflikten çıktı ama neyse. İkincisi ol...