Yüzbaşım =texting=

48

Bol bol  yorumlar bebekler

48

Parmak uçlarımdaki kremi iyice elmacık kemiğime yaydım yüzümü buruşturarak yeşile dönen morumsu renge bakıp iç çektim umarım okullar açılmadan giderdi, tek temennim buydu.

Saçlarımı geri atıp Mete'nin ayakabılarını giydirdiğimdee her dakika kıpırdayan Mete zorla durdu.

" Oğlum senin benimle zorun ne? " Dedim ona bakarken küçük dişlerini göstererek güldüğünde dayanamayıp bende güldüm yanağını sıkıca öpüp ayağa kaldırdığımda kapının anahtarını alıp cebime kattım Mete'nin elini tutarak yavaşça evden çıkıp  asansöre bindik.

Artık yürüyebildiği için hep yürümek istiyordu yavaş ta olsa bende mecbur dayanamıyordum, hastaneden çıkmam üzerine üç gün geçmişti ve artık aslan ile daha iyiydik fazla iyiydik ve artık psikolojimin bozulduğundan mı nedir her an bir şey olabilecekmiş gibi korkuyordum.

  Asansörden inip karşı binaya girdiğimizde kata basıp bekledim. Aslan şu an dışarıdaydı işlerim var diyip karargaha gitmişti, birazdan gelecekti ve onlarda yemek yemeye karar vermiştik dilan ise kitapcıya gitmişti. Asansörden inip kapıının önüne geldiğimde kaşlarımı çattım. Kapı açıktı?

İçeriden gelen dinçer ve Hasan'ın sesiyle derin bir nefes aldım, büyük ihtimalle kapıyı açık unutmuşlardı. Mete'yi de alıp içeri girdiğimde ayakabılarını çıkarıp kapıyı kapatım.

" Dinçer!" Dedim içeriye seslenerek ama kendi seslerinden benim sesimi büyük ihtimalle duymuyorlardı.  Göz devirip arkamdan mete gelirken içeri girdiğimde durdum.

" Ne yapıyorsunuz siz? " Dedim anlamayarak  Hasan, dinçer  ortlarına aldığ siyah giyinmiş bir adamla oturmuş bir şeyler yiyorlardı asıl sorun adamın başında maske vardı yukarı doğru sıyrılmış.

"Hocam hoş geldin. " Dedi hasan gülerek, kaşlarım çatılırken ortadaki Dinçer yaşındaki adama bakmaya devam ettim.

"Bu kim? " Dedim adama bakarken, adam zoraki bir şekilde bana gülümseyip baş selamı verdiğinde hasan gülüp çocuğa baktı elini omuzuna atıp sıktı.

" Önemli birisi değil ya hırsız. " Dedi gülerek şokla ona bakarken yanındaki çocuk  kaşlarını çattıp ona döndü.

" Ayıp oluyor ama abi ya?! " Dedi ayıplar gibi, Hasan duraksayıp kafasını salladı. " Haklısın birader vallaha özür dilerim adın neydi senin? "

" Selo derler bana lütfen hırsız filan ayıp oluyor yani. " Dedi  alınmış gibi Selo, şaşkınlıkla bu sefer ona döndüğümde Dinçer dudaklarını bir birine bastırıp kafasını salladı.

" Vallaha birader kusura bakma ya. " Dedi Dinçer de mahçubiyetle.

Ben tam olarak anlamamıştım ne oluyordu burada?

"  Yok sorun değil ama lütfen bir daha olmasın, hırsız da olsak kırıcı yani şurada  yarım saatlik bir samimiyetimiz var. " Dedi alınmış bir sesle kafasını sallayıp beş dakika sonra eline ekmek alıp yemeğe bandırarak yerken.

" Ne saçmalıyorsunuz lan siz?! " Dedim dehşetle onlara bakarken yüksek bir sesle , hepsi korkuyla yerinden sıçradı yüksek sesimle bakışlar bana dönerken parmağıla çocuğu gösterdim.

"Sen kimsin? " Dedim anlamayarak onu süzerken gülümseyip kafasıyla tekrar selam verir gibi eğdi.

" Hırsızım abla. " Dedi dürüstlükle, dehşetle ona bakarken  Hasan kaşlarını çatıp ona döndü.

" Birader kendin demedinmmi ya ayıp falan diye. " Dedi anlamayarak.

" Abi sizinle bir samimiyet var burada yarım saatlik ablayı tanımıyoru. " Dedi dürüstçe, Hasan bir saniye düşünüp kafasını salladı doğru der gibi.