Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen, iyi okumalar... :)
Bölüm şarkıları - Malenie Martinez, Tag you're it
♪Buğra Soylu♪
Eve döneli bir saat olmuştu. Duş almış, üzerimi değiştirmiş ve yatağımda yerimi almıştım. Babamın telefonu bulunamamıştı. Çalınmıştı ve muhtemelen sim kartı kırılıp atılmıştı.
Buna hem sevinip hem üzülüyordum ama çok da umrumda değildi açıkçası. Üzülmemin sebebi, okulla ilgili birçok şey o telefondaydı, babam için zor olacaktı yeni bir telefon düzeni. Ayrıca bizim fotoğraflarımız da vardı ama onların çoğu bilgisayarda mevcuttu. Sevinmemin sebebi ise bilinmeyen benim kim olduğumu bilmiyordu ve babamı kullanarak da bulamayacaktı.
Bilinmeyene ikinci defa, kendi telefonumdan yazma sebebim Kayra ile olan bağlantısını bulmaktı. Babamın telefon olayından sonra, aklıma birbirimizi bulmak gibi bir fikir gelmişti ve bilinmeyeni bir şekilde ikna edip birbirimizi bulmaya karar vermiştik. Çünkü neden olmasın.
Uyumadan önce Öykü'ye yani benim biricik sevgilime iyi geceler mesajı attıktan sonra uyumuştum.
♪♪♪
"Bakın size beyin yakıcı bir sorum var." Emre'nin klasiklerinde bugün, kafa karıştırıcı sorular vardı anlaşılan. Bize arada değişik şeylerle gelir, beyni olmadığını bize kanıtlardı. Bu bazen beni şaşırtıyordu açıkçası, nasıl her gün farklı birşey bulabiliyordu? Bu yönüne bazen hayran oluyordum doğrusu. Ama bazen yani. "Hazır mısınız soruyorum."
"Ben hazır değilim, bekle biraz." Giray ellerini başının üzerinin hizasında tutup, sanki kafasındaki birşeyi çıkarıyormuş gibi yaptı ardından ellerini aşağı doğru indirerek o şeyi masanın üzerine koyuyormuş gibi yaptı. Sırıttım. Beynini çıkarmış gibi yapmıştı. "Şimdi hazırım kardeşim,"
Emre gözlerini devirdi ardından bize tanıştığımız güne lanet olsun der gibi baktı. "Bu yaratıcı, mükemmel, muhteşem, harika, müthiş, beyin yakıcı, sıra dışı sorularımı duymayı hak etmiyorsunuz ama maalesef sizden başka kimsem olmadığı için söylüyorum, iyi dinleyin." Adam konuşana kadar götünden soludu bu arada.
Derin bir nefes alıp konuşacağı sırada Çağın'ın onu alkışlamasıyla durdu. "Kardeşim bunca kelimeyi nasıl bir araya getirdin helal olsun," Emre'nin türkçesi biraz sıkıntılıydı ve buda bizim aramızda alay konusuydu. Sırıtarak devam etti. "Derdim de söylediğin dört kelime zaten aynı anlama geliyor amına koyayım."
Giray ufak bir kahkaha attı. "Olsun bu da birşey hiç takılmadan konuştu sonuçta," Gülerek araya girdim ve "Giray abimiz haklı, cümleyi devrik de kurabilirdi."
Emre hariç herkes bana hak verip gülerken "İyi dinleyin," dedi Emre. Adam artık bizi takmıyordu bile. Haklıydı. "Bakın şimdi, bırakmayı bırakmayı bırakınca bırakmış mı oluyorsun yoksa hala tutuyor mu oluyorsun?" Masada sessizlik olurken Emre güldü hatta kahkaha attı. "Ne oldu lan kaldınız mal gibi yetmedi galiba düşünmeye beyniniz?"
Ne demişti o? Bırakmayı bırakmak? Yok, bırakmayı bırakmayı bırakmak. O ne demek? Lan fazla düşünmekten beynim error verecek şimdi. Bir saniye, şimdi şöyle bir düşünelim. Neden bırakmayı bırakmayı bırakıyoruz ve en başta neyi tutuyoruz? Bırakmayı neden bırakıyoruz da sonra bırakmayı bırakmayı bırakıyoruz? Ne diyorum lan ben?
"Oğlum beynim yandı amına koyayım," dedi Giray. Ellerini başının iki yanına koymuş, ağzını o şeklinde açmış masaya hayret eder gibi bakıyordu. Güldüm. O kadar mal görünüyordu ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kakaolu Süt | Yarı Texting
HumorBuğra: Sen şimdi benim kim olduğumu bilmiyor musun cidden? Bilinmeyen: Bilmiyorum dedim ya anlaman için kaç kere daha tekrar etmem gerek? Buğra: Söylemeyeceğim o zaman Bilinmeyen: La havle... Bilinmeyen: Neden? Buğra: Sen bul Bilinmeyen: Ne demek...