İyi akşamlar.
İyi okumalar dilerim. 💚
***
"Seni tanıdığımı sanmıyorum ufaklık. Senin de beni tanıdığını sanmıyorum çocuklarla pek ilgilenmiyorum."
Çocuk da tek kaşını kaldırıp ona bakmıştı. Tzuyu kaşlarını çattı. Bu çocuk, tanıdık geliyordu. Çok tanıdık...
***
Küçük kızın tekrar konuşmasıyla Tzuyu düşüncelerinden sıyrılıp ona baktı.
"Neden çocuklarla ilgilenmiyorsun? Çocuklar sana ne yaptı?"
Tzuyu bir iç çekip omuz silkti.
"Hiç, sadece onlarla anlaşabileceğimi sanmıyorum yani sizlerle. İstekleriniz biraz fazla ve bazen can sıkıcı oluyorsunuz."
Küçük kız kollarını göğsünde birleştirdi ve Tzuyu'ye sinirle baktı.
"Bazen siz büyükler de çok sıkıcı oluyorsunuz! Ama biz küçükler sizden daha eğlenceliyiz! Seni birine benzetmiştim ama o olman imkansız! Sen çok kabasın, o çok nazikti."
Tzuyu kaşlarını çattı. Çocuğun bilmiş cümlelerine gülümsemek üzereydi ama son kısımda ona kaba demesi yüzünden vazgeçmişti.
"Ben kaba değilim ufaklık, sadece artık senin gibi belalara dayanamıyorum. Yaşınız kaç olursa olsun sen ve senin gibi belalarla çok fazla uğraştım. Her neyse umarım bir daha karşılaşmayız çünkü sende büyüklerine karşı kabasın. Benimle böyle konuşmamalıydın."
Küçük kız tahterevalliden kalktı ve ona göz devirerek yanından geçip okula yürürken,
"Annem sadece nazik insanların saygıyı hak edeceğini söyler." dedi. Tzuyu bilmem kaçıncı kez kaşlarını çatmıştı.
"Seni çok bilmiş velet." dedi küçük kız gözden kaybolurken. Tzuyu birkaç saniye sonra toparlanıp sinirli ifadesini düzelterek okula yürüdü ve kapısında durup sağ tarafta zile benzeyen bir düğmeye basmıştı ancak hiçbir ses çıkmadı.
Birkaç dakika orada bekledi, tam içeri girecekti ki karşısına Nayeon dikilmişti. Nayeon şaşkınca Tzuyu'ye baktı. Tzuyu ona gülümseyip,
"Merhaba unni, nasılsın?" dedi. Nayeon kendini zorlukla toparlayıp,
"İ-iyiyim Tzuyu sen nasılsın?" dedi. Tzuyu ona iyi olduğunu söyleyince Nayeon dışarı çıkıp Tzuyu'nin de gerilemesini sağlamıştı, birlikte bir banka oturdular.
"Gerçekten iyi misin? Kaybın için üzgünüm, tekrar..."
Tzuyu hafifçe gülümsedi ve başını salladı sadece. O da kaybı için üzgündü...
"Teşekkürler unni. Seni rahatsız ettim ama buraya Jihyo unniyi sormak için gelmiştim. Sen bilirsin diye düşündüm. Onunla bir hasta hakkında konuşmam gereken şeyler vardı."
Nayeon başını salladı.
"Jihyo, şu anda Jeju'da. Telefon ile ulaşamazsın muhtemelen çünkü babasının ölüm yıldönümü. Bu yüzden birkaç gün olmayacak. Hastan çok mu kötü? Acil bir durum mu? Eğer öyleyse onun kız kardeşine ulaşabilirim?"
Tzuyu hızla ellerini iki yana salladı.
"Hayır, hayır unni. Öyle acil bir şey değil merak etme. O geldiğinde sorarım. Ve şey ben, babasının öldüğünü bilmiyordum. Çok üzgünüm."
Tzuyu üzgünce konuştuğunda Nayeon da başını salladı hüzünle.
"2 yıl önce vefat etti. Jihyo'nun kolayca toparlanacağını sanmıyorduk ama çok dayanıklıydı. Çok cesurdu. Üstesinden geldi. Sende geleceksin, güçlü olduğunu biliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Dr. Bubble🚑🩺💗✅️SaTzu(gxg)
Fanfic***My Stupid Trouble'ın devamıdır. Lütfen önce onu okuyun.**** Dahyun derin bir nefes aldı. "Yeni cerrahın burada olduğunu duydum ama işe henüz başlamıyormuş." Sana kaşlarını çatıp ona baktı. "Ne demek burada ama işe başlamıyor, bu çocuk oyuncağı m...