Odamda yine kitap okuyordum. Kitap okurken alarm çaldı, yeni gideceğim lise için hazırlanmam gerekiyordu. Her zaman ki gibi çok heyecanlıydım, okulun ilk günüydü. Geç kalmamak için hızlıca hazırlandım. Üstüme toprak rengi orta boy kısa kollu elbise giydim, saçımı toplamak yerine salık bıraktım. Okuduğum kitabı masanın üstünden alıp çantama koydum, spor ayakkabılarımı giyip evden çıktım. Geç kalmak istemediğim için hızlı adımlarla okula doğru yürüdüm. Okulun önüne geldiğimde hemen bahçeye girdim, benim ardımdan gri renk bir araba bahçeye girdi. Araba park edince kumral saçlı, ela gözlü, uzun boylu bir erkek ardından birkaç kişi indi. İlk başta etrafı inceledi. Sonra birden bana baktı, ben hemen bakışlarımı kaçırdım ve okula doğru yürümeye başladım. Okula girince hangi sınıfta olduğuma baktım "9/C" sınıfım buydu. Tam sınıfın nerede olduğunu düşünürken merdivenlerden aşağı bir görevli indi. "Bakar mısınız?" kadın bana gülen bir yüzle arkasını döndü. "Buyurun." "9/C sınıfı hangi katta acaba?" Kadın kısa bir süre düşündü. "Bir üst katta sağdaki ikinci kapı." Görevli kadına " Tamam teşekkürler" dedikten sonra yanından ayrılırken ayağıma takılıp düştüm. "Ah ayağım." Düştüğüm gibi görevlim kadın yanıma geldi. "İyi misin, bir şeyin yok değil mi?" Kadın şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. "İyiyim teşekkürler, ayağımı burktum sadece." Kadın yerden kalkmama yardım ettikten sonra bana oturmam için tabure getirdi. "Yardımınız için teşekkürler..." Kadına ne diyeceğimi bilemezken kadın konuşmaya başladı." Ahu adım." Ben kadına anlamaz bir şekilde bakarken kendime geldim. "Rüya bende 9/C sınıfından." "Temizlikçiyim ben bana Ahu abla derler çocuklar. "Yardımın için teşekkürler Ahu abla." Ahu ablada bana gülümsedi. Ayağımın acısı geçtiği için Ahu ablaya kolay gelsin dedikten sonra sınıfa çıktım, sınıfa girdiğimde çok az kişi vardı. Cam kenarından en arka sıraya oturdum ve sınıfın yavaş yavaş dolmasını izledim.
Sınıfta dersin başlamasını beklerken kitap okuyordum o sırada kitaptan kafamı kaldırdığımda onu gördüm bahçede bana bakan çocuk tam karşımdaydı. "Aynı sınıfta mıydık?" Sesim biraz yüksek çıkmıştı ama duymadığına emindim. Kitap okumaya devam ettim. O sırada 3 kız, 4 erkek olarak önümdeki sıralara oturdular. Onlar oturduktan sonra bende kitap okumaya devam ettim.
"Merhaba çocuklar." diyerek sınıfa hoca girdi, ben de hoca geldi diye kitaba ayracı koyup çantama koyacaktım. Kalemliğimden mıknatıslı ayracımı alacağım esnada gözüm bilekliğime kaydı. Arkadaşlarımla olan arkadaşlık bilekliğime baktım, onları çok özlemiştim. Ben daha çok küçükken arkadaşlarımdan ayrılmıştım ama bu bileklikler biz bir arada olmasak da bir arada hissetmemizi sağlıyordu. "Onlar hala bir arada mıydı, ne yapıyorlardı beni unuttular mı?" hiç bilmiyordum. Birden kalbim acıdı benim hep bir yanım eksikti onlar olmadığı için üzülüyordum. Bir arkadaş grubu görünce geliyorlar aklıma, bilekliğime bakınca geliyorlar aklıma, her türlü geliyorlar aklıma. Onlarsız ben hep bir eksik büyüdüm. Ben bunları düşünürken hocanın yoklama alma sesiyle kendime geldim, hızlıca ayracımı kitabımın arasına koydum ve hocaya odaklanmaya çalıştım. Hoca yoklama almaya başlamıştı, listenin ortasına doğru benim adımı söyledi. "Rüya Kuyu" Hocanın duyabileceği bir şekilde "Burada" dedim. O esnada herkes bana bakmıştı, tüm sınıf bana bakınca bir garip hissetim. Herkes bana bakınca bende camdan dışarıya bakmaya başladım. Benden sonra listede kim vardı merak ettiğim için hoca adı söyler söylemez etrafa baktım. "Murat Günay" Ben kim diye etrafa bakınırken bahçede bana bakan çocuk "Burada" dedi, Çocuğun adı Murat'mış.
Bu ders tanışma ile geçti, edebiyat hocamızı sevmiştim. Teneffüste tam sınıftan çıkarken bir kızla çarpıştım. " İyi misin, bir şeyin yok demi kusura bakma yanlışlıkla çarptım." Omzumu yanlışlıkla omzuna geçirmiştim. "İyiyim önemli değil, sende iyisin demi?" Kızın sevecen bir şekilde sorduğu soruya gülümseyerek cevap verdim. "İyiyim ben de yok bir şeyim. Rüya ben." "İnci bende sen şu cam kenarında kitap okutan kızsın demi?" ilk başta anlamadım sonra hemen cevap verdim. "Evet, ben cam kenarında kitap okuyan kızım." Dediğimde ikimizde gülmeye başladık, hoca gelesiye kadar başımı kitaptan kaldırmadığım için bana böyle demesi normaldi. İnci sarı saçlı, ela gözlü ve orta boy bir kız, çok tatlı. Biz konuşurken yanımıza iki kişi geldi, biri Murat denilendi öbürünü bilmiyordum. "İnci hadi gelmiyor musun, seni bekliyoruz?" kız hemen onlara dönüp cevap verdi. "Geliyorum abi tamam." Abi mi demişti o, hangisi abisiydi ki? "Abin mi var senin, hangisi?" "Abim değil ikizim ama bana abi gibi davrandığı için abi diyorum ama ikizim. İkizim bak orda bizde doğru geliyor, Murat'ı görmüşsündür sınıfta." İnci bana açıklayasıya kadar Murat ve yanındaki yanımıza geldi. "Hadi be İnci gelsene, seni bekliyoruz iki saattir." İsmini bilmediğim çocuğun yanımıza geldiği gibi ilk söylediği buydu. "Sen zaten ban böyle laf söyleyip duruyorsun İnci çabuk, İnci yürü, İnci yavaş yeter ya! Geliyorum dedim beklesene Ömer." Böylelikle yanındaki çocuğun adını öğrenmiş oldum. Ömer denilen çocuk siyah saçlı, siyah gözlü, uzun boylu bir çocuktu. "İnci bu kim?" beni yeni fark ediyorlardı. "Rüya, cam kenarında kitap okuyan kız." Cidden bana böyle mi diyorlardı. "Demek ki o kız sensin, Ömer ben." Sesi İnci gibi samimiydi, tebessüm ederek konuşmuştu. "Cam kenarında kitap okuyan kız bende." Deyip gülümsedim onlarda gülümsedi o sırada Murat'ın bana baktığını fark ettim. "Hadi gidelim kızları daha fazla bekletmeyelim, görüşürüz Rüya." İnciye tebessüm ettim. "Görüşürüz cam kenarında kitap okuyan kız." Ömer'in söylediğine gülerken Murat hala karşımda durmuş bana bakıyordu. "Hadi abi gelsene gidiyoruz, bide bana diyordun." Murat, İnci'nin seslenmesiyle onların arkasından yürümeye başladı. "Hı tamam geliyorum." Üçü birlikte sınıftan çıktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldız kayması
Teen Fiction8 arkadaştan biri yıllar önce bilinmedik bir nedenden dolayı ayrılmak zorunda kalır. Yıllar sonra kız ayrıldığı arkadaşlarıyla karşılaşır fakat ne kız nede arkadaşları onu hatırlar... Hiç bir şey eskisi gibi değildir...